Sosyal Medya

Pikap sadece amcamın evinde vardı, elektriksiz mahallede, yaz akşamları bahçede oturulur, defalarca dinlenmiş plaklar tekrar tekrar dinlenirken, büyüklerimizin geçmişte yaşadıkları anılarını aynı anlatım sırasıyla dinler o alemde yaşardık.  Böylesi bir yaz gecesini dolunayın aydınlattığı sohbet ortamında ayda yürüyen ilk insanın varlığından bahsedilmişti.  1969 yılında gerçekleştiği söylenen bu eylemin olabilirliği tartışılıyordu. Muhabbetin ilerleyen bölümlerinde ise dünyanın öküzün  boynuzun da durduğundan bahsedilmişti, öküz ne tarafı sallarsa o tarafta deprem olduğundan dem vuruluyordu. Sonra muhabbet siyasete döner, ikinci dünya savaşına bizi sokmayan iktidarın doğruları yanlışlarının tartışılması partizan yönleri ortaya çıkartır ve gergin biterdi toplantı.

Kıbrıs savaşı başladığında radyonun çevresinde toplanırdı büyüklerimiz. Türk’ün gücü geçmiş savaş destanları, yenilmezliğimiz ve dünyanın en güçlü ordusu olduğumuz konusunda hararetli sohbetler yapılırdı. Savaşı ülkemiz kazandığında ise, kahramanlık hikayeleri, savaş esnasında yaşanılanlar, orada bulunulmuş  gibi anlatılmaya başlanırdı.

Sonra tek tük televizyonlar evlere girmeye başladı, annem ‘’oradakiler elektrikle oynatılıyor’’ der televizyona bakmazken, kanal sayısının artmasıyla televizyon izlemeyen kadınlar, artık ‘’ Köle Isaura’’ için bahçede ki işlerini bırakıp televizyon karşısına geçmeye başlamıştı. Bulunduğum mahallede birde Trabzon spor maçları için kadınlar tarlada ki işlerini bırakırdı. Ülkede olup bitenden tek kanallı televizyon dışında  izlemeye başladığımız da kişilerin fikirlerinde oluşan değişiklikler gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Günümüzde ise cep telefonlarına kadar inen  internet bağlantıları sosyal medyanın gücünü farkettirmişti.

Hafta içi ülke genelinde yaşanılan elektrik kesintisinden sonra sosyal medyanın ne denli uçuk bir gücü olduğunu tamamıyla kavradık. Ülke genelinde ki bu kesintinin nedenlerini devlet yetkilileri açıklamaya çalışırken sosyal medyada gerçekçi yalan haberler furyası  havalarda uçuşuyordu.

Elektrik kesilme nedenlerinden bir tanesi,  7 Haziran’da yapılacak seçimlerin provası olduğundan dem vuruyordu. Seçim bittikten sonra elektrikler kesilecek ve önceden hazırlanmış seçim sonuçları devreye sokulacak.  Bu esnada sandık başkanı, üyeler, parti  ve güvenlik görevlileri hiçe sayılıyor , hepsinin iktidar yandaşı olduğu, seçim sonucu doldurulan tutanaklarda herkesin imzası varken bu tutanakların değiştirip o imzaların nasıl atılacağını sorgulamadan sosyal medyanın gücünden yararlanılmaya çalışılıyor.

Bir diğeri ise, İstanbul’daki adliye sarayına silah sokulabilmesi için devletin kasıtlı elektriği kestiği bu sayede silahların adliyeye sokulduğu yazıyordu. İstanbul’da bir adliye sarayına silah sokulacak, dikkatin dağıtılması için tüm ülkenin elektrikleri kesilecek ve o arama cihazlarının devre dışı kalması sağlanacak. Çok geniş bir hayal gücü ve buna inanan insanların varlığını görüyorsunuz.

Son bomba ise bir Türkiye haritası üzerinde uluslararası hava trafiğinin akışını gösteren çizelge paylaşılıyor. Uçak resimleri ile kesintisiz bir akış gösteriliyor. İran yönünden  hava sahamıza giren uçaklar kesintisiz bir rota üzerinde Karadeniz’e oradan Bulgaristan yönüne, ülke içinde hava alanı olan şehirlerin üzerinde birkaç adet uçak resmi, İstanbul üzerinde yoğunlaşan uçak resimlerinden sonra altın vuruş yazısı yazılıyor.

‘’ Basit bir kesinti değil kimsenin aklına gelmiyor ama, Elektirik kesintisinin yaşandığı saatlerde ülkede ki hava trafiği..ülke üzerinden 11 saniyede bir uçak geçti. Bu uçaklar nereden geldi, nereye gitti . Gerçekten bu ülkeyi kimler yönetiyor.’’  Sahi ya bu ülkeyi kim yönetiyor?

Elektrik kesildi ve tüm radar sistemlerimiz devre dışı kaldı, o uçaklarla bir ordu geçirilmiş, ülkenin altını, doları kaçırılmış, domuz gribi virüsü ülkeye atılmış, düşmanlarımız tarafından en mahrem savunma noktalarımız ,tesislerimizin resimleri çekilmiştir.

 Ya en güzeli teknolojiniz sosyal medyanız sizin olsun ben ayda adam var mı ?  diye aya bakayım.