TARİHİ AMİSOS KENTİNDEKİ SİYASİ MÜCADELELER

Bugün yine m.ö. üç yüzlü yıllara giderek tarihi Amisos kentinde yaşanan siyasi olayların arka planlarında olup bitenleri sizlerle paylaşacağız. Hikâyemizin kahramanları o dönemde yaşamış olan şehrin yönetimini üstlenmiş Tranociris ( büyükbaba) lakaplı, sakin görünümlü, zalim, riyakâr, içten pazarlıklı, iman etmiş gibi gözüküp, kıblesi, imanı menfaati olan siyasetçi ile zaman zaman karşısında, zaman zaman yanında olan Kervancıbaşı lakaplı siyasetçi, Yavru At lakaplı dönemin vüzera-i azam meclisinde bulunan siyasetçisi ve diğer siyasetçiler arasında geçen bazı olaylar olacaktır. Hikâye kahramanlarımız sadece bu isimlerle sınırlı olmayıp, yeri ve zamanı geldikçe diğer hikâye kahramanlarından da bahsedeceğiz. Ancak hikâyemizin asıl teması, Tranociris’in Amisos kentinde yaptığı siyasi operasyonlara yönelik olacak. Çünkü Amisos kentinde en uzun süreli siyaset yapan ve kenti yöneten Tranociris olması hasebi ile O’nun yaptıklarını bugünkü topluma anlatıp ders çıkarmasını istediğimizden bugün bu hikâyeyi anlatıyoruz. Belki başkaları gibi bilmem kimden alınma öyküleri anlatıp sizlere hoş vakit geçirtirdik ama öyle boş ve yalanlarla dolu öykülerden ziyade geçmişte yaşanmış gerçeğe yakın hikâyeleri anlatmanın daha doğru bir yaklaşım olacağını düşündüğümüzden Tranociris’in siyasi operasyonlarını anlatmaya karar verdik.

Tranocirisin tarihi Amisos kentinde uzun yıllar yöneticilik yapabilmesinin en önemli nedeni, tüm yaşam biçimini menfaati ve geleceği üzerine kurmasından kaynaklanmaktaymış.  Siyasete ilk girdiği dönemde Hizbi Ümmülvatan cephesini tercih eden Tranociris, aslında Hizbi Şimal olarak adlandırılan hizbe inanmaktaydı ama Tranociris’in talip olduğu makamda oturan siyasetçinin, Hizbi Şimal’den seçilmiş olması nedeniyle Hizbi Ümmülvatan’ı seçtiği ve burada siyaset yapabilmek için asker arkadaşı olan çakar çakmaz işi bitiren zatı muhteremi kullanarak siyasete girdiği rivayet edilmektedir. Hizbi Ümmülvatan cephesinden seçimi kazanan Tranociris, seçimi kazandıktan sonra ilk iş olarak en yakın arkadaşlarından uzaklaşmak sureti ile işe başlamış, ardından mensup olduğu Hizbi Ümmülvatan cephesi halkın isteklerinin aksine işler yapıp halk desteğini kaybedince, Tranociris anında o hizbi bırakıp, revaçta olan başka bir hizbe girmiş. Tranociris’in yeni girdiği hizip, Hizbi Ebyaz cephesi olmuş. Hizbi Ebyaz cephesinin lideri normalde Tranociris’i istemese de Amisos kenti yönetiminin partisine geçmesini istediği için Tranociris’i Hizbi Ebyaz cephesine almış.

Tranociris, Hizbi Ebyaz cephesinden yeniden seçilip görevine devam edince, bu kez daha önce O’na destek veren hekimisinn Piyade Paşa ve Alaattin’in sihirli lambalarını anında harcayıp sokağa koymuş. Hizbi Ümmülvatan’dan yanında kimseyi bırakmayıp yeni hizbindeki arkadaşlarıyla yola devam etmiş. Ama adamcağızın hayat felsefesi materyalist düşünce olduğundan, her şeyi bu düşüncesi üzerine kurguluyormuş. Hizbi Ebyaz cephesinde O’na destek veren arkadaşlarını da belli bir dönem kullandıktan sonra onları da sokağa koymuş. Ancak Molla Kasım lakaplı siyasetçi pes etmeyip O’nun tüm kirli çamaşırlarını ortaya çıkaran bir risalei cedidei balansiyye kurmuş. Tranociris ilk önce Molla Kasım ile uzlaşıp yazılarına engel olmak istemiş ise de Molla Kasım razı olmayınca bu kez Tranociris kendi yanında çalışan adamları marifetiyle Molla Kasım’ı öldürtmek istemiş ama Molla Kasım tek Tanrılı Hanif dinine inanıp Rabbine iltica ettiğinden Rabbi onu korumuş. Tranociris bu icraatları yaparken tüm Amisos kentinin siyasetçilerini de yanına almış. O dönemde bebek yüzlü siyasetçi olarak tanınan Sukama lakaplı siyasetçiden tutun da çakalların efendisi olarak bilinen siyasetçilere varıncaya dek hepsi O’nun yanında yer almışlar.

Tranociris’in inandığı asıl din, Adoya’nın etrafında toplanıp tüm insanlığın tamamının bu dine inanmasını sağlamak amacı ile kurulan şahlanmış Aslan amblemli teşkilata inanmaktaymış. Ancak bu inancını toplumdan tepki alacağını bildiğinden saklıyormuş. Saklamasına saklıyormuş ama tarihi Amisos kentini bu inancın sembolü olan aslan heykelleri ile donatmaktan da geriye kalmazmış.

Tranociris sürekli ayak oyunları ile ayakta kalmayı başarmış. Her dönemde bir siyasetçiyi yanına alırmış. O yanındaki siyasetçinin siyasi gücü bittiğinde ise onu anında sokağa koyarmış. Üçüncü döneminde yanında olan Sukama lakaplı siyasetçiyi de tepe tepe kullandıktan sonra sokağa koyan Tranociris, bu kez İmparator’un gözdesi olan Yavru Tay lakaplı siyasetçiyi yanına alıp hükümranlığını sürdürmüş.  Ancak Kervancıbaşı lakaplı siyasetçi de İmparator’un yanında bayağı güçlü bir siyasetçi olduğundan, o da yanına diğer seçilmiş körpeleri alıp Tranociris ile mücadele etme kararı almış. Kervancıbaşı işe iyi başlamış ama Tranociris’in yanında baston gibi dayanak olan Yavru At lakaplı siyasetçi de hiç rahat durmayıp Kervancıbaşı’nın yaptığı tüm icraatları anında bozuyormuş. Olaylara seyirci kalmayı tercih eden Esvedi Aslan lakaplı hatun siyasetçinin eşinin, Sukama lakaplı siyasetçi ile ortak iş yaptığı da gelen rivayetler arasındaymış. Ancak çok net olarak ispat edilemediğinden o konuda net bir şey söylemek mümkün değilmiş. Kervancıbaşı ile Tranociris’in maceralarına önümüzdeki günlerde devam etmek ümidiyle. Hoşça kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR