M.Halistin Kukul

M.Halistin Kukul

"YAVUZ BÜLENT BÂKİLER KİTABI"

     Kitabın adı bu:  "Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı!.."

     Yâni; Yavuz Bülent Bâkiler'in kitabı değil, Bâkiler Kitabı!..

     Bugüne kadar, büyük bir zevk ve heyecanla, hep O'nun yazdıklarını okurduk; bu defa, bu kitapta, O'nun hakkında yazılanları okuyacağız.

     Kitabı hazırlayanlar, çok bilinen muhterem  iki isim:  Oğuz Çetinoğlu ve Mehmet Şâdi Polat'tır. Aslına bakarsanız, kitap, bir cihetten kendini yazmıştır/yazdırmıştır. Çünkü; kitabın içinde kimler, kimler  ve kimler bulunmaktadır, bu, ancak okununca bilinebilir!.. Böyle bir kitabı okumaksa, elbette ki,  belli bir gaaye ve hedefle birlikte sabır ister.

      Bunları söylerken, sakın, bu kitabı hazırlayanlardaki sabrın ve emeklerinin hafife alındığı gibi bir intibaın belirmesine fırsat vermiş olmayayım. Asla!..Bilgi yüklü, kıymetler  topluluğu hârika bir eser!

     Tabiî ki, bir de, Yavuz Bülent Bâkiler mevzû olunca, işler daha da genişliyor, açılıyor ve  fakat edebîleşiyor, şirinleşiyor,  güzelleşiyor...Elbette ki, zorlaşıyor da!..

      29 Aralık 2016 Perşembe günü, Yavuz Ağabey'le telefonla konuştuk. Dedi ki: "Kitabım haftaya çıkıyor. Onu, imzalayıp ilk defa sana göndereceğim."

     Ben ise: "İnşâ-Allah, ben de, sizin kitabınızdan ilk bahseden olurum!" dedim.  Ve  kitap, bana, dediği zamanda ulaştı.

     İthâf şöyle:

     "Benim için hazırlanan bu kitabı

      Ben de, aziz kardeşim

                 M. Halistin Kukul'a

büyük bir minnet duygusuyla imzalıyorum.

Bu kitaba ilk imzamı, her zaman, büyük ilgisine şahit olduğum Halistin Kukul için atmaktan huzur duyuyorum.

             Yavuz Bülent Bâkiler - 4. 1. 2017

     Hiç tereddütsüz söylüyorum ki, bu sözlere / iltifatlara asla lâyık değilim. Zîra, kıymetli olmayan, insanımıza ve cemiyetimize faydası dokunmayan hiçbir kitap hakkında kelime değil, tek hece bile yazmadım/  yazamam/yazmam.

       Yavuz Bülent Bâkiler'in bütün eserleri, inanmışımdır ki, azîz milletimiz için, azîz milletimizin istikbâli için çok elzemdir, çok mühim mevzûları  düşündürmektedir, çok  ahlâkî ve bediî takdîmleri ihtivâ etmiştir/etmektedir ve Rabb'im sağlık verdiği müddetçe de edecektir.

      Bu sebeple; yazacaklarımın, böyle bir insanın hayat hikâyesinden bölümler sunan böyle eser için büyük bir iltifat değil, sâdece bir hakkın teslîmi olduğunu düşünüyorum. Böyle muhterem bir kişiden ve O'nun eserlerinden bahsetmenin hizmet etmek için bir fırsat olduğunu da ifade etmeliyim.

       Bir defa şunun da bilinmesi gerekir ki, kitaplarından sitâyişle bahsetmiş olmam, benden değil, tamamiyle kendilerinin feyz ve ilminden geldiğini, eserlerinin değerinden kaynaklandığını söylemek mecbûriyetindeyim.  Ortada, bahse değer bir şey yoksa, ben ondan niçin bahsedeyim ve niçin  zamanımı  boşa harcayayım ve başkalarına da yanlış tekîn ve tavsiyede bulunayım, değil mi?

    Gençlerimiz; Azerbaycan Yüreğimde Şahdamardır, Ârif Nihat Asya İhtişamın,  Duvak, Yalnızlık, Sivas'a Şiir, Üsküp'ten Kosova'ya, Türkistan Türkistan, Şiirimizde Ana, Sözün Doğrusu, Âşık Veysel, 1944-1945  Irkçılık-Turancılık Dâvâsında Sorgular-Savunmalar,Harman...hakkında bilgilenmekten mahrûm mu kalsınlar. Buna, ne hakkım vardır? 

     Eser; büyük boy, 680 sayfadır ve  Yakın Plan Yayını'dır.

     Kitabın ilk yazısı, "Bir Defa Değil Bin Defa Minnettarlığımızı İfade Ediyorum"  başlığıyla Yavuz Bülent Bâkiler'e âittir. Bu yazının ilk bölümünü, önemine binâen nakletmek mecbûriyetindeyim.

      Diyor ki:

     "Aradan tam altmış yıl geçti. Hiç unutmayacağım hâdiselerdendir:

      1956 yılında , Ankara Hukuk Fakültesi'nin birinci sınıfında idim. Agâh Oktay Güner sınıf arkadaşımdı. Bir gün, büyük bir istekle bana dedi ki:

     "Ah Bülent! Allah, bize, bir topluluk önünde kâğıda kitaba bakmadan, sadece beş dakikalık bir konuşma kabiliyeti verseydi."

     O yıllarda, onun da, benim de, bir topluluk önünde irticalen beş dakika konuşmamız, Atlas Okyanusu'nu yüzerek geçmemiz kadar imkânsızdı. Bu durumdan ben de çok şikâyetçiydim ve kendi kendime kızıp duruyordum. Sen, nasıl bir hukuk öğrencisisin? Beş-on cümleyi doğru dürüst ifade etmekten aciz bir adamsın. Bu hâlinden utanmıyor musun? Diyordum. Utanıyordum ama bu hâlden nasıl çıkılacağını bilemiyordum.

    Bir gün Namık Kemal'in bir makalesini okudum. Diyordu ki: "Dünyanın her tarafında olduğu gibi, insanlar kelimelerle düşünür, kelimelerle konuşurlar. Hafızasında yeteri kadar kelime zenginliğine sahip  olmayan kimseler, meramlarını rahatlıkla anlatamazlar. Yazılanları kolayca anlayamazlar. Osmanlının önce duraklaması, sonra gerilemesine sebep, Türkçemizi yeteri kadar yaygınlaştıramamamızdandır."

     Namık Kemal'in o makalesi, içimdeki soruların cevabı oldu. Bir topluluk önünde neden konuşamadığımı çok iyi anladım. Demek ki benim bu zavallı hâlim, yeteri kadar kelime zenginliğine sahip olamamamdan kaynaklanıyordu. Peki bu kelime zenginliğini nasıl sağlayabilirim? Bunun tek cevabı var: Okuyarak! Kitaplarla dost olarak!" (Sf. 10)

     Kitap; belki de, yayın târihinde bir ilke imza atıyor: Kitâbe!..Bunu, birazdan, eseri yayına hazırlayanlardan biri olan Oğuz Çetinoğlu'nun kaleminden nakledeceğim.  Ancak; şunu hemen ifade etmeliyim ki, ilk defa düşünülmüş olan bu "Kitâbe", "Türkçe'nin Büyük Savunucusu: Yavuz Bülent Bâkiler" (Sf. 14-15) başlığı altında, Yılmaz Öztuna tarafından kaleme alınmış bir makaledir.

      Oğuz Çetinoğlu, Takdim'inde, hem kitabın adı ve  hem de  "kitâbe" hakkında geniş bilgi vererek şöyle diyor:  "Armağan kitaplarına umûmiyetle: 'filanca kişiye Armağan' adı verilir. Doğru bir isimlendirmedir. Yavuz Bülent Bâkiler için bu isimde bir kitap (Selçuk Karakılıç: Yavuz Bülent Bâkiler Armağanı, İstanbul 2006, Size Dergisi Yayınları), daha önce yayınlandığı için tekrar kullanılması uygun görülmemiştir. ..

       Bu sebeple 'Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı' isimlendirmesi tercih edilmiştir." demektedir.

       Çetinoğlu, "Kitâbe Hakkında"ki açıklamasında da şöyle diyor: "Türk-İslâm kültüründe târihî ve kıymetli binaların, âbide eserlerin cephesinde, yüksekçe bir yere, 'Kitâbe' olarak isimlendirilen veciz ifadelerden meydana getirilen yazılar konulması âdettendir. Türk târihinin bilinen ilk kitâbesi Beşinci yüzyıla ait Yenisey Kitâbeleri'dir.

     (...) Kitâbe geleneğinin, Yenisey'den üç asır sonra sekizinci asırda, Orhun Kitâbeleri ile devam ettiği görülüyor. Orhun Kitâbeleri'ndeki muhteşem ifadeler ve zengin Türkçe bizleri, Türkler'in uzun bir geçmişlerinin bulunduğu gerçeğine götürüyor. Uzmanlar, böyle bir dilin bir anda doğmuş olamayacağını, üzerinde asırlar boyunca çalışılmış ve zenginleştirilmiş bir kültürün mahsûlü olacağı görüşündedir.

      (...) Yavuz Bülent Bâkiler, Türk dilinin, şiirinin, nesrinin, edebiyatının ve kültürünün âbidevî eserler veren âbidevî isimlerinden biridir. Eserleri ve hizmetleri dolayısıyla, hakkında kitâbe hazırlanmasını hak etmiştir. Bu sebeple, O'nun adını taşıyan bu kitaba, merhum târihçi Yılmaz Öztuna'nın, Yavuz Bülent Bâkiler hakkında yazdığı , kitâbe hususiyetine sâhip satırları, 'Yavuz Bülent Bâkiler Kitâbesi' olarak baş sayfaya konmuştur."  (Sf. 17-19)

      Belki, daha evvel vardı, bilemiyorum, ammâ, şahsen ben, ilk defa "kitâbe"li bir kitaba şâhit oluyorum ve "kitâbe"li bir kitap hakkında görüş beyan ediyorum.

     "Yavuz Bülent Bakiler Kitabı"; değişik bir üslûp ve tarzla hazırlanmış bir tercüme-i hâl/biyografi çalışmasıdır. Değişikliği, elbette ki, muhtevâsındaki çeşitlilikten, muhtevâsının  sıralanışından ve muhtevâsındaki doluluktandır.

       İlim, san'at, fikir adamları ile, oğlu, kızı, kardeşi ve dâmâdıyla baba/kayınpeder hakkında mülâkatlar, yine, şahsî dostları olan siyâsetçi, ilim adamı, şâirlerin yazdığı mektuplar; değişik görüş mensuplarının kaleme aldığı şiir tahlilleri, tanıtım yazıları ve makaleler;  Yavuz Bülent Bâkiler'in eserlerinin ana başlıklar hâlinde tanıtımı; hakkında yazılan makaleler listesi; Yavuz Bülent Bâkiler'in Makaleleri Bibliyografyası; Yavuz Bülent Bâkiler'in sohbetleri...muhtevâdaki zenginliğin ve eserdeki üslûp ve tarz  yeniliğinin ifadeleridir.

        Yaptığımız iş; anahatları ile, bir kitap tanıtımı olduğuna göre, konu başlıklarını da verebilirim:

        Eserdeki konu başlıkları şöyle sıralanmaktadır: "Takdim, Yavuz Bülent Bâkiler'in Hayat Hikâyesi, Yavuz Bülent Bâkiler'in Eserleri, Yavuz Bülent Bâkiler'in Kitapları, Makalelerinden Seçmeler, Yavuz Bülent Bâkiler'in Şiirleri, Yavuz Bülent Bâkiler'in Yaptığı Röportajlar, Yavuz Bülent Bâkiler'in Konferanslarından Seçmeler, Yavuz Bülent Bâkiler'in Bir Sohbeti, Âile Fertleri'nin söyledikleri, Dostları'nın yazdıkları, Dostlarından Makaleler,  Hakkında Yazılan Makaleler, Yavuz Bülent Bâkiler İle Yapılan Röportajlardan Seçmeler, Yavuz Bülent Bâkiler İle Yapılan Diğer Röportajların Listesi, Yavuz Bülent Bâkiler Hakkında Yazılan kitaplar, Yavuz Bülent Bâkiler ve Eserleri Hakkında Tezler, Yavuz Bülent Bâkiler'e Yazılan Mektuplar, Yavuz Bülent Bâkiler'in Dostlarının Ardından Yazdıkları, Yavuz Bülent Bâkiler'e Takdim Edilen Armağanlar, Fotoğraf Albümü ve  Dizin."

      Bir defa şunu ifade edeyim ki,  eserde, "Yavuz Bülent Bâkiler'in Hayatı" başlığıyla sunulan "Oğuz Çetinoğlu'nun Soruları İle Yavuz Bülent Bâkiler, Yavuz Bülent Bâkiler'i Anlatıyor"  mülâkatı (Sf. 21-82) başlı başına bir kitap hüviyetindedir ve sahasının elemanlarını bir üniversite bitirmiş bilgileriyle donatabilecek seviye ve güçtedir.

       Yavuz Bülent Bâkiler; şâir ve edîb olduğu için, bu kitabından, sâdece edebiyat heveslileri ve meraklılarının değil; O'nun bilgi ve tecrübelerinden istifade etmek isteyen her meslek mensubunun da çok şey kazanacağı  kanaatindeyim.

      Bilinmelidir ki, bir ilim ve kültür hazînesiyle muhatabız.  Ve inanıyorum ki, bu eseri okuyan insan, Yavuz Bülent Bâkiler merkezli olmakla beraber, onlarca ilim, fikir ve sanat adamının görüşleriyle de hemhâl olacak, bir değil, birkaç fakülte bitirmiş birikimle kendilerini tâzeleyip geliştireceklerdir.

     Eserin iki hazırlayıcısı olduğunu beyan etmiştim. Kısa kısa da olsa, Oğuz  Çetinoğlu'nun sözlerini naklettim.  Eserin hazırlanmasında emeği geçen bir dîğer isim Mehmet Şâdi Polat'ın da, ayrıca, âile içinden birçok kişi ile mülâkatı bulunmaktadır.  Bunlardan sâdece iki çarpıcı numûneyi  sunuyorum:

        Mehmet Şâdi polat, Yavuz Bülent Bâkiler'in oğlu Emrah Melikşah Bâkiler'e soruyor:

       " -  Yavuz Bülent Bâkiler'in hangi özelliği sizi etkiliyor?

        - Cevap: - Saatlerce bıkmadan usanmadan okuması, Türkçe'yi kullanımdaki ustalığı, târihî olaylar ile ilgili hâfızası, bir konferansta saatlerce teklemeden konuşması ve kalabalığın nabzını elinde tutması beni her zaman çok etkilemiştir. "(Sf. 213)

       Mehmet Şâdi Polat, Yavuz Bülent Bâkiler'in kızı Aybala Tuğba (Bâkiler) Özveri'ye aynı  soruyu tevcih ediyor:

   "  -  Yavuz Bülent Bâkiler'in hangi özelliği sizi etkiliyor?

     Cevap:-Dürüstlüğü, vatan sevgisi, çok çalışarak ve sabırla bugün bulunduğu yere gelmesi, kuvvetli hâfızası." (Sf. 215)

      Doğru tespitlere ne diyebiliriz ki!..Çünkü, ben de, defalarca şâhit oldum!..

      "Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı" hakkında bu yazdıklarım, hakkında yazılacakların yanında çok küçük bir değer teşkil edeceğini biliyorum.  Hiçbir şeyi, ne olduğundan fazla, ne de olduğundan az göstermek gibi bir huyum olmadığını biliyorum. Belki, azdır da fazlası yoktur, bu da bilinmelidir!..

       Kitabı hazırladıkları için Oğuz Çetinoğlu  ile Mehmet Şâdi Polat'a ve böyle bir eseri basarak Türk fikir hayatına yeni bir eser kazandıran  Yakın Plan Yayıncılığa tebriklerimi sunuyorum.

       Kıymetli Yavuz  Bülent Ağabeye de, daha nice güzel ve  faydalı şaheserlere imza atması için, Rabb'imden sağlıklı, hayırlı ve başarılı yıllar diliyorum!..

         (Eseri İsteme Adresi:  [email protected]. tr / 0. 212. 458 20 22)

 

      

 

    

     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Halistin Kukul Arşivi
SON YAZILAR