Merhaba kıymetli okuyucularım;  

            Geçen haftaki yazımda;  TEOG sınavının açıklandığını ve  bizler çocuklarımıza neler  yapmalıyız konusunu ele almıştım.

            Bu gün ise; Sevgili çocuklarımızın bütün sene boyunca bekledikleri  dillerinden düşürmedikleri ve hayallerini  kurdukları  yaz tatili sonunda geldi. Herkes için farklı şeyler ifade etse de, herkesin planları çok farklı olsa da, genel olarak bu süreç boş geçen zaman dilimi olmamalıdır. İyi bir yaz tatili için baştan itibaren planlı olmakta yarar vardır.

            Bir eğitim – öğretim yılını daha bitirdik. Dört gözle beklenen yaz tatilinde her çocuk farklı aktivitelerle zamanını geçiriyor. Kimi anne ve babalar tatilde de çocuklarının okul döneminde olduğu gibi ders çalışmasını isterken, kimisi ise onları serbest bırakıyor.

            Ancak karne notları kadar yaz tatilinin doğru programlanması da öğrencinin başarı seviyesini etkiliyor. Uzmanlar ise bu üç aylık uzun sürecin; eğitim, dinlenme ve eğlence zamanı olarak ayarlanmasının, bir sonraki ders yılı için adeta bir doping olacağını ifade ediyorlar.

Uzmanlar tarafından; anne babalara, çocuklarının tatillerini hem eğlenceli hem de yararlı bir şekilde geçirmelerine yardımcı olmak için yapabilecekleri, öğrencilerin ikmale kaldıkları dersleri yoksa kendilerine iki hafta kadar ödül tatili verebileceğini, uzun bir eğitim-öğretim sürecinin ardından dinlenmeleri gerektiğinin daha sonraki günlerde ise, “önce iş, sonra eğlence” kavramını yerleştirecek bir program yapılması gerektiğine,yani sabahları belirli bir saatte uyanıp, kahvaltıdan hemen sonra masanın başına geçip bir saat tatil ödevlerini ve testlerinizi yapıp, geçen senenin zayıf derslerinin çalışabilir ve sonrasındaki bütün günü serbest zaman olarak geçirebilecekleri belirtilmektedir.
            Yaz tatillerinde serbest zamanlarında neler yapmak istediklerini listelemelerinin faydalı olacağını belirterek, “Televizyon seyretmek, oyun oynamak, bilgisayarda vakit geçirmek gibi etkinliklerin yanı sıra değişik alanlarda da öğrenciler kendilerini görmek isteyebilirler. Örneğin, bütün sene boyunca yapmak istedikleri, ama derslerden veya hazırlandıkları sınavlardan vakit kalmayan değişik sanat dallarından, müzik aletlerinden, spor etkinliklerinden en çok istediklerini seçip bu tatili bir aktiviteye adayabilirler. Yıl içinde gezemedikleri müzeler ve sergilere gidip, kaçırdıkları filmleri izleyebilirler. Eğer yaz okulu fikri ailede konuşulan bir konu ise ve öğrenci bu konudan çekiniyorsa, kendisine katabileceği şeyleri düşünmesi, artı ve eksilerini listeleyip, çevresinde benzer yerlere gitmiş olan tanıdıkları ile çekincelerini paylaşmaları ve kafasında her şey netleşince de çekinmeden gitmesinde fayda var” dedi.

            Ailelere, çocukları için uygun görecekleri yakın bir akraba veya arkadaşının yanına kısa süreli de olsa tatile gidebileceklerini belirterek, Çocuklar burada alacakları sorumluluklarla (yatak toplamak, sofra kurulması-kaldırılmasına yardımcı olmak, verilen saatte eve gelmek vs) kendisine ve ailesine ne kadar büyüdüğünü kanıtlayabilir. Öğrenci eğer üniversite yıllarına yakınsa, gelecekte yapmak istediği meslek hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için yaz stajları yapabilir.
            Öğrencilerin her gün, önceden belirlenmiş, zorlanmadan başarabilecekleri bir süreyi aynı saatler arasında okumaya vakit ayırmaları gerektiğini anlatmamız gerekir. Öğrenciler okumak zorunda olduklarının dışında, bu upuzun yaz tatilinde, istedikleri türde ve konularda yazılmış kitapları okuyup, ilgi alanlarını ve genel kültürlerini geliştirebilirler. Okumayı bir zorunluluk değil, keyif alınan bir tercih olarak görürler ise kitapla aralarında kurdukları bağ çok daha kuvvetli olacaktır”

            Sonuç olarak; nihai amacımız eğitimlerini ve kişisel gelişimlerini destekleyerek çocuklarımızın hayatından memnun, mutlu ve bağımsız bireyler olmalarında elimizden geldiğince yardımcı olabilmektir. Bu amaçlara ulaşmakta tek önemli faktörün karne ve okul başarısı olmadığı unutulmamalı, iyiliğini ve mutluluğunu her şeyin önünde tuttuğumuz çocuklarımızı hataları ve başarısızlıkları ile yargılamak yerine olumlu ve güzel davranışlarına, karakter özelliklerine odaklanıp bu yönlerini geliştirmeleri konusunda cesaretlendirmeliyiz. 

 Birlikte siz, biz demeden sıcak sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. 

Hoş çakalın.