ACI'YA DA ŞÜKÜR GEREKİR...
Acılar, bazen dertlere devadır.
Acıların oluşturduğu dünya, huzuru ve mutluluğu tanıtır.
Acıdan tat almak, imanı Kemâle erdirir.
Zihni olgunluk; pişirek elde edilir.
Tecrübe; insanı Hz. Nuh kadar yaşamış gibi yapar.
Her olumsuz sonuç, her zaman beterinden iyidir ve lütuftur.
Acı çeken kul, acı çekmeyenden daha yakındır Rabbına.
Eğer acı, hatanın ve aklı yanlış kullanmanın sonucuysa, hiç sızlanmadan, hatta şükrederek bedeli ödenmelidir.
Acı, iradenin ürünü değilse, bu defa daha büyük lütuftur ki, Yaratan o kişiyi muhatap almıştır.
Bu daha çok şükür gerektirir.
Dünya imtihan yeri ise -ki öyle inanıyoruz- her türlü acıya hazır olmalı, göğüslemeyi öğrenmeliyiz.
Acı; bereket, tecrübe ve olgunluktur.
Kıvama gelmek, Kâmil mümin olmak içindir.
Hayat, acılarla doludur.
En ağır acıları Peygamberler çektiğine göre, her insan acı çekecek ama İmanı Kâmil olanlar çok daha fazla acı görecektir.
Böylece, Kemâle eren imanları taçlanacaktır.
Çeşitli şekillerde acı çekenler vardır.
Acı çekmek, ilahi imtihanın yansımasıdır.
Hastalık, yokluk, yoksulluk, ölüm ve beklenmedik bir çok olay insana acı çekterir.
Ulema ve evliya efendiler, belâ ve musibet gelmeyince üzülür, "Yarabbi ! Bizi unuttun mu" derler ve musibet gelsin diye duâ ederlerdi.
Herkes bir şekilde ve farklı olaylarla imtihan edilir.
Bazı insanlar sabrı gerektiren, bazıları da şükrü gerektiren olaylarla karşılaşırlar.
İmtihanın başarıyla kazanılması için, olayın gerçekleştiği anda gereğinin yapılması gerekir.
Çocuğunu kucağında kaybeden anne babanın o andaki sabrı Cennet sermayesidir.
Ateş düştüğü anda sabretmek esastır.
Yıllarca çocuk hasreti çeken bir ailenin, çocuklarını kucaklarına aldığı anda şükretmeleri esastır.
Verenin de, alanın da Allah olduğunu hatırlayabilmektir.
Daha da ötesi, bunu hiç bir zaman unutmamaktır.
Şükürle imtihan, Hz.İbrahim gibi İsmail'ini kurban edebilmektedir.
Sabırla imtihan, Hz . Eyüp gibi her şeyini kaybettiği anda bile âsi olmamaktadır.
Peygamberlerin tamamı, acılarla millet ve ümmetlerine örnek olmuşlardır.
Her bir aile ve her bir birey, mutlaka yaşamı icerisinde sabrı da, şükrü de gerektiren olaylarla karşılaşır.
Acılar, Allahı ve Peygamberi hatırlatır.
Yokluk ve yoksulluk, Allahı hatırlatır.
Eğer acı ve zorluklar nedeniyle Allah ve Resûlü hatırlanıyorsa, bunlar lütuf olur, Cenneti kazandırır.
Elbette, ihmali olanlar için gereği yapılacaktır.
Ancak, bu aşamada canı yanan kardeşlerimiz isyan etmeyip, bu acıya sabrederlerse, kendileri Cenneti hak eden evlatları vesilesiyle aile büyükleri de Cenneti hak edeceklerdir.
Çeşitli acıların muhatabı olan kardeşlerimize Allah sabır ihsan eylesin. Varlıkla imtihan ettiği kullarına da şükrü nasip etsin.
Acı'ya da şükür gerekir daha kötüsü ve ağırıyla karşılaşılmadığı için.
Ayrıca şükür gerekir ki, böylece İlahi sınav başarılmış olur.
Atalarımız; "Beterin Beteri var" derlerken her olumsuzluğun daha ağırından iyi olduğunu ifade etmişlerdir.
Kulluk; insanın karşılaştığı nimet ve külfetlere karşı tavrıyla anlam kazanır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.