TEMKİNLİ İYİMSERLİK

Terör, toplumların huzurunu, birliğini ve geleceğini tehdit eden en büyük sorunlardan biridir. Ülkemiz, yıllardır terörle mücadelede önemli adımlar atmış ve güvenlik güçlerimizin fedakârlıkları sayesinde büyük başarılar elde etmiştir. Ancak, terörle mücadelenin sadece güvenlik boyutuyla ele alınması yeterli değildir. Kalıcı bir çözüm için toplumsal mutabakatın sağlanması, uzun vadeli barış ve huzurun tesis edilmesi açısından hayati bir öneme sahiptir.

Toplumsal mutabakat, farklı kesimlerin ortak değerler etrafında birleşmesi, çözüm odaklı bir anlayış geliştirmesi ve terörün beslendiği sosyal, ekonomik ve kültürel zeminin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Bu mutabakatın sağlanabilmesi için temkinli iyimserlik anlayışıyla hareket edilmesi gerekir. Yani, hem ihtiyatlı hem de umutlu bir bakış açısıyla, toplumun tüm kesimlerinin dahil olduğu yapıcı bir süreç yürütülmelidir.

Terör örgütleri genellikle cehaletten ve bilinçsizlikten beslenir. Gençlerimize doğru bilgiyi ulaştırmak, eleştirme yeteneklerini geliştirmek ve milli birlik şuurunu kazandırmak; terörün propaganda alanını daraltacaktır. Eğitim politikalarının, ayrımcılığı değil ortak değerleri vurgulayan bir yaklaşımla ele alınması şarttır.

Terörle mücadelede ortak bir dil ve anlayış oluşturulmalıdır. Siyaset kurumları, akademisyenler, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları; ayrıştırıcı söylemler yerine birleştirici mesajlar vermeli, tüm vatandaşların kendini bu ülkenin eşit bir parçası olarak hissetmesini sağlamalıdır. Bu çerçevede; güvenlik politikalarıyla, sosyal politikaların birlikte yürütülmesi büyük önem taşır.

Terör örgütleri, özellikle ekonomik zorluk çeken bölgelerde ve toplum kesimlerinde zemin bulur. Bu nedenle, ekonomik kalkınma projeleri ve istihdam alanlarının artırılması, insanların terör örgütlerinin tuzağına düşmesini engelleyecektir. Bölgesel kalkınma politikalarının hızlı bir şekilde uygulanması, vatandaşların devlete olan güvenini güçlendirecektir.

Hukukun üstünlüğü ve adaletin herkese eşit şekilde sağlanması, toplumsal huzurun temelidir. İnsanların devlete olan bağlılığını artıran en önemli unsurlardan biri, kendilerini adil bir sistemin parçası olarak hissetmeleridir. Adalet mekanizmasının güçlü ve tarafsız işlemesi, terörün dayandığı mağduriyet söylemlerini etkisiz hale getirecektir.

Medya, toplumun bilinçlendirilmesi ve manipülasyonlara karşı direnç kazanmasında kritik bir rol oynar. Terör örgütlerinin propagandasına karşı doğru bilginin yaygınlaştırılması, şiddeti unsuru içeriklerden kaçınılması ve birlik duygusunu pekiştiren mesajların öne çıkarılması önemlidir.

Terörden kurtulmak, yalnızca güvenlik güçlerinin değil, tüm toplumun ortak mücadelesini gerektirir. Bu mücadelede başarıya ulaşmanın yolu, farklı kesimlerin birbirini anlamasını, ortak bir gelecek vizyonunda birleşmesini ve devletin vatandaşlarıyla güçlü bir bağ kurmasını sağlamaktan geçer. Temkinli iyimserlik yaklaşımıyla, geçmişin acı tecrübelerinden ders çıkararak, daha güvenli ve huzurlu bir gelecek inşa etmek mümkündür.

Güçlü bir toplumsal mutabakatın oluşturulması halinde, ülkemiz terör belasından kurtulacak ve birlik içinde daha aydınlık yarınlara ilerleyecektir. Bu süreç, sabır, kararlılık ve akılcı politikalar gerektirmektedir. Böyle olursa ancak, umut verici sonuçlar elde edilecektir. Süreci sabote etmek isteyenler olacaktır. Fakat, toplum tek vücut olursa; hiç bir dış ve iç etken manipüle edemeyecektir.

Akıl hocalarının ve finans kaynaklarının dış güçlerde olduğuna milletçe inandığımız terör, toplumun tek yumruk olmasıyla mutlaka bitecektir. Tüm bunlara rağmen temkinli olmak, rehavete düşmemek, ülkemiz üzerinde hesapları olan hainleri unutmamak gerekir. İyimserliğimizi, ihtiyatla ve temkinli olarak dengelememiz şarttır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR