İBADETLERİN HİKMETLERİ...
İbadetler, yalnızca birer ritüel değil, aynı zamanda insanın ruhunu, bedenini ve toplumsal hayatını şekillendiren ilahi emirlerdir. Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yapılan bu ibadetlerin derin hikmetleri vardır. Namaz, oruç, zekât ve hac, hem bireyin kendisiyle hem de toplumla ilişkisini düzenleyen ibadetlerdir. İbadetleri yapanlar, fayda ve hikmetlerini hesap ederek değil, bu ibadetlerin yapılmasını Allah c.c. emrettiği için yaparlar. Elbette sonuçlarında dünya ve ahiret faydaları vardır. En önellsi, bu,ibadetlerle Allah’ın insanı muhatap kabul etmesidir. Yaratanın muhatap kabul ettiği ve randevu vererek bir çeşit görüşme anlamına gelen ibadetlerle Müslüman, ilahi rızayı kazanmış olabilir.
Namaz, kul ile Allah arasındaki en önemli bağdır. Günde beş vakit namaz, insanın Allah’ı sürekli hatırlamasını ve ona yönelmesini sağlar. Namaz, insanı stresten arındırır, sabrı ve iradeyi güçlendirir. Belirli vakitlerde eda edilmesi gereken bir ibadet olduğu için kişiye zaman yönetimi ve düzen kazandırır. Namaz hareketleri, vücudun esnekliğini korur ve dolaşım sistemine katkıda bulunur. Cemaatle kılınan namaz, birlik ve beraberliği artırır. Dünyada namaza devam eden kişi, ahirette kolay hesap verileceğini bilir. Hadislerde namaz kılanların cennette derecelerinin yükseltileceği belirtilmiştir. Namaz kılan bir kimsenin kabirde daha huzurlu olacağı rivayet edilmiştir.
Oruç, nefsi terbiye eden ve insanın manevi gelişimini sağlayan önemli bir ibadettir. Sadece aç kalmaktan ibaret olmayıp, kişinin sabrını, şükrünü ve Allah’a olan bağlılığını artırır. Oruç tutan kişi, istek ve arzularını kontrol etmeyi öğrenir. Açlığın ne demek olduğunu yaşayarak fark eder, fakirlerin halini anlar ve onlara yardım etme isteği gelişir. Oruç, sindirim sistemini dinlendirir, vücudu toksinlerden arındırır. Ramazan ayı, paylaşmanın ve yardımlaşmanın zirveye ulaştığı bir dönemdir. Hadislere göre oruç tutanlar için cennette özel bir kapı (Reyyan) vardır. Oruç, geçmiş günahların bağışlanmasına vesile olur. Allah, orucu “Benim içindir, mükâfatını da Ben vereceğim” buyurarak orucun önemini belirtmiştir.
Zekât, malın temizlenmesi ve ihtiyaç sahiplerine yardım edilmesi için farz kılınmıştır. Servetin belirli bir kısmının paylaşılması, bireysel ve toplumsal faydalar sağlar. Zekât, malın eksilmesine değil, bereketlenmesine vesile olur. Fakirlerin ihtiyaçlarını karşılayarak gelir dağılımındaki uçurumları azaltır. Zekât veren kişi, mal sevgisinden kurtularak cömertliği öğrenir. Zekât, kardeşlik ve yardımlaşma duygularını güçlendirir. Zekât verenler, mallarının hesabını kolay vereceklerdir. Allah, infak eden kullarını büyük nimetlerle ödüllendireceğini vaat etmiştir. Hadislere göre zekât verenler, kıyamet günü Allah’ın özel gölgesinde olacaklardır.
Hac, Müslümanların bir araya geldiği ve büyük bir manevi dönüşüm yaşadığı bir ibadettir. Dünyanın her yerinden gelen Müslümanlar, Allah’a kulluklarını en yüksek derecede ifade ederler. Hac, tüm Müslümanlar ihrama giyip, aynı ibadetleri yaparak eşit olduklarını gösterir. Hac, geçmiş günahlardan arınma fırsatı sunar. Farklı ırklardan ve kültürlerden Müslümanlar, tek bir çatı altında birleşerek ümmet bilincini pekiştirir. Kâbe’yi tavaf etmek, Arafat’ta vakfe yapmak, insanın Allah’a olan bağlılığını güçlendirir. Peygamberimiz, hacıların günahlarının bağışlanacağını müjdelemiştir. “Makbul bir haccın karşılığı ancak cennettir” hadisi, hac ibadetinin ahiretteki büyük ödülünü gösterir. Hac farizasını yerine getirenler, kıyamet gününde Allah’ın rahmetine mazhar olacaklardır.
Namaz, oruç, zekât ve hac ibadetleri, sadece dini görevler değil, aynı zamanda bireyin ahlaki gelişimini, toplumsal düzeni ve insanın Allah’a olan bağlılığını pekiştiren ibadetlerdir. Bu ibadetler, dünya hayatında huzur ve mutluluk getirdiği gibi, ahiret hayatında da büyük mükâfatlara vesile olur. Allah’ın emirlerine uyan ve ibadetlerini ihlasla yerine getiren müminler, hem dünyada huzur bulur hem de ahirette ebedi saadete kavuşurlar. İbadetlerin farz oluş illetleri/gerekçeleri incelendiğinde, her birinin farklı hikmetlerinin olduğu görülür. Hiçbir ibadet, diğer ibadetle hikmet/fayda mukayesesine tabi tutulamaz. Allah’ın takdir ettiği bir konuda kullar hüküm varemez ancak haddini aşmadan hissiyatlarını ifade ederler ki, bu da sadece o kişiyi bağlar. Asl olan; ilahi emre itiraz etmeden itaat etmek gereğini yerine getirmektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.