ADAB-I MUAŞERET
Huzurlu ve mutlu yaşamak için bir rehbere de ihtiyaç vardır.
Yüce Allah yaratmış olduğu kullarının yaşam süreçlerinde karşılaşacakları sorunları önceden bildiği için de Peygamberleri rehber olarak göndermiştir.
Peygamberlerin yaşamları “Sünnet” olarak isimlendirilir. İfadelerine de “Hadis” denir.
Bu tarif özelde Hz Muhammed Mustafa (S.A.V.) içindir ama kavramsal olarak tüm Peygamberler için de geçerlidir.
Sünnet; edeb, nezaket, nezafet, doğruluk, merhamet, adalettir.
Hülasa; her güzel ve faydalı olan şey Sünnettir.
Sünnet; adab-ı muaşeret kullarına riayettir.
Sünnete riayet etmemek, adapsızlıktır.
Adaplara riayet etmemenin sonucu da edepsizliktir.
Hayat tecrübemizle toplumsal yaşamı değerlendirdiğimizde, adab-ı muaşeret kurallarına riayet etmeyenlerin mutlaka edepsizlikleri kısa veya uzun vadede ortaya çıkmıştır.
İslamın temel bazı kuralları vardır. Temel başlıklar halinde ibadet, muamelat ve ahlak olarak isimlendirilmen bu temel kuralların ahlak bölümü tamamen adab-ı muaşeret kurallarını kapsar. Bu kuralların ihdasını yapan Yüce Allah, uygulamasını gösteren de Hz. Peygamberdir.
Hz. Peygamber, kendisinin güzel ahlakı tamamlamak için gönderildiğini belirtmiş, Yüce Allah da, Hz. Peygamberin güzel ahlak sahibi olduğunu bildirmiştir.
Hz. Peygamberin adabını ve edebini güzelleştiren Yüce Allahtır. Edep kurallarının Hz. Peygamber hayatında yansıması Yüce Allahın muradıdır. Hz. Peygamberin Sünneti ve hadisleri değerlendirildiğinde, edep ve nezaket kurallarının en üst örneklerinin orada bulunduğu görülecektir.
Ahlaksızlık olarak isimlendirdiğimiz, edepsizlik olarak değerlendirdiğimiz ve şikayetçi olduğumuz olumsuzlukların Hz. Peygamber sünnetinde yeri yoktur.
Hz. Peygamber genelde insanlık için özelde Müslümanlar için örnektir, rehberdir.
İşimizde, evimizde, ilişkilerimizde, konuşmalarımızda, alış-verişimizde, adaletimizde, merhametimizde, diğer canlılarla olan münasebetimizde nasıl hareket edeceğimiz Hz. Peygamber Sünnetinde mevcuttur.
Hiçbir bedel ödemeden sadece Hz. Peygamberin sünnetini takip etmek mutluluk ve huzur için yeterlidir. Hz. Peygamberi kendisine örnek alan kimse davranışlarını belirlerken hiçbir tereddüt yaşamayacaktır.
Doğru ve faydalı tavrın Hz. Peygamberin takip ettiği usul olduğunu bilecektir.
Hz. Peygamber Yüce Allahtan aldığı vahyi sadece insanlara bildirmekle kalmamış, bizzat yaşayarak da vahyi davranışa dönüştürmüştür.
Peygamberimizi takip ettiğimizde, sünnetini hayat biçimi, hadislerini de uyarıcı, aydınlatıcı ve müjdeleyici kurallar olarak kabul ettiğimizde, sıkıntılarımızdan bile lezzet alacak bir olgunluğa ve durgunluğa ulaşırız.
Yaşam sürecimizdeki her davranış için Hz. Peygamberden örnek alacağımız kurallar vardır. Biz burada birebir adab-ı muaşeret kurallarının uygulama biçiminden bahsetmiyoruz.
Hz. Peygamberin bizim için rehber, O’nun sünnetine riayet etmenin adab-ı muaşeret, adab-ı muaşeret kurallarına uymamanın da edepsizlik ve ahlaksızlıkla sonuçlanacağı uyarısında bulunuyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.