Aydınlık Günlere
Samanyolu televizyonu muhabiri ve Zaman gazetesi eski yazarı darbe gecesi internet üzerinden yayın yapıyorlar. Darbe haberiyle oldukça rahat konuşurken, Cumhurbaşkanın halkı sokağa davet ettiği haberi ile şok yaşıyorlar, bir anlık duraksama ile haberin doğruluğunu teyit ettikten sonra, sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımların ezikliğini yaşamaya başlıyorlar.
Cumhurbaşkanı Almanya'ya kaçtı demiştiler o paylaşımlarında. Kaçtı dedikleri adam halkı sokağa çağırıyordu.Cemaatin hizmet erlerinin bir çok hesapları vardı sosyal medyada, özellikle Twıtter üzerinden ortak mesaj yayınları olurdu, Bir mesaj bunlara bildirilir, bir kaç tane olan hesaplarından o mesajı göndermek için yarışırdılar.
O gece en çok paylaşılan mesajları, '' Sokağa çıkmayın, bankadan paralarınızı çekin, erzak stoklayın, Cumhurbaşkanı Almanya'ya kaçtı'' şeklinde verilmişti. Akıllarınca insanları yönlendiriyordular, bu mesajlara inananlar oldu mutlaka, onlarda belki de toplamda ülkenin % 1 ine denk geliyordu.
Kasım seçim sonuçlar belli olmuş büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor, oysa devletin kılcal damarlarına kadar sızmalarını güç görüp o güçlerine inanmıştılar ki, onlar seçimde belirleyici olacaklarını sanacak kadar halktan uzaktılar. Yukarıdan biri yazıyor, yorumu yapıyor, herkese aynı yorumu yaptırıyorlardı. Değişik hesaplar ile aynı yorum yayıldıkca ve birbirlerini desteklediklerinden bir kişi on kişi gibi görünüyordu.
Başta anlattığımız iki kişiden yazar olanı o talihsiz açıklamaları yapıyordu. '' Bu vahim bir hatadır, bizim halkımız bırakın G-3 kurşununa karşı durmayı, yere yatmayı bilmez, askerliklerini ücretli yaptılar, Erdoğan direnme yerine askerlerle pazarlık yapmalı , buradan çağrıda bulunuyorum Cumhurbaşkanı içinde bulunduğu hissi durum nedeniyle kendi kaderini tehlikeye atmamak için toplumun umum kaderini tehlikeye atmaktadır'' kısaca teslim olmalıdır diyordu. Onlara bu öyle söylenmişti, darbe başlayacak,kilit yerlerde ki insanları alacağız, darbe hedefine ulaşacaktır.
Düşündükleri bir şey gerçek oldu, darbe bir açıdan hedefine ulaştı, O hedeflerden bir tanesi ülkenin göz bebeği askeriyenin düştüğü durum, terör örgütüne nefes aldırmak diğeri Suriye'deki son gelişmelerden ülkenin uzaklaştırılmasıydı.
Tanımadıkları, kendileri gibi beyinleri uyuşturulmamış halk onları seçimde olduğu gibi yine yanıltmıştı. O halk mermiye ,tanka karşıda yürümüş, yeri geldiğinde kendini de tankların altına atmıştır. Bu inançtı, uyuşturulmuş beyinlerin hiç yaşamadığı gerçek inançtı, vatan sevgisiydi.
Darbe denildiğinde doğacak sonuçları hisseden halkın ayağa kalkması sonucu yaklaşık 240 şehit verildi. Onlar vatanları için mücadele eden her ideoloji veya düşünceye sahip, ama birleştirici vatan konusunda ortak noktada buluşan halktı. Herkes vatan için mücadele ederken, ipleri başkalarının elinde olan ve vatan sevgisi konusunda herkesten çok ön planda olması gerekenler, parmakları altında ki bir tuşa basarak ölüm kusuyordu o halka.
Siyasi partiler çok güzel bir sınav vermiştiler birlik konusunda, yıllardır kutuplaşma adına ne varsa yapılırken, aynı halk bayrak altında toplanarak tüm dünyaya iyi bir ders vermişti. Bundan sonra siyasilerin yapacak olduğu tek şey bu birlik ve beraberliğin devamını sağlayacak söylem ve tutumdan vazgeçmemeleri olacaktır.
Bizim için en güzel örnekler hemen yanı başımızda ki Irak ve Suriye'dir. Bu iki devletinde düştüğü durum ortada iken bir Çanakkale ruhu, bir kurtuluş savaşı ruhunun yaşatılması yönünde tüm siyasi partilerin ortak hareket etmeleri gerekmektedir.
Bir başka Türkiye yok. Temennimiz yeniden yürüyüşe başlayan ülkemizin birlik ve beraberlik içerisinde terör belasından kurtulmasıdır. Bunu başaracak güç ve imkanımız vardır. Belkide yaşanılan tüm bu olumsuzluklar aydınlık geleceğin habercisidir.
Sadece gücümüze inanalım , birlik ve beraberlikten vazgeçmeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.