Büyükşehir Sizin İçin, Her şey de Büyükşehir İçin...
2005 yılı Temmuz ayı ortaları olduğunu tahmin ediyorum, Büyükşehir Belediye Başkanı yurt dışı gezisine çıkarken, Atakent Belediyesi'nin sahilde kıyı kenar çizgisini ihlal ederek yapmış olduğu büfe ile ilgili olarak beni aradı ve "Adnan Bey, ben gelinceye kadar bu büfe"yi mutlaka yıkın!" talimatını vererek yurt dışına gitti. Bizler gerek ailemizden aldığımız terbiye, gerekse bürokrasi terbiyemiz gereğince amirimize, büyüğümüze, devletimize olan saygımızdan olsa gerek kendisini amir kabul ettiğimiz insanları üzmemek için elimizden geleni yaparız...
Hiç unutmuyorum o günlerde Atakent Belediye Başkanı, Edip Akbayram'ı konser vermek üzere davet etmiş, Temel Çalıkoğlu beni arayarak; "bari konserden sonra yıkalım" deyince yurt dışında bulunan Başkanı arayarak; "Başkanım bu yıkımı ertelesek olmaz mı?, hem belediye başkanı, hem de C.H.P. il başkanı (Suat Binici) arayıp rica ettiler ne yapalım?" diye sordum... Aldığım cevap "Hayır, O büfe kıyı kenar çizgisi içerisinde, yıkılmalı" olunca, ister istemez büfe yıkıldı.
Bu gerçekleri birebir yaşayan bir insan olarak da haliyle merak ediyorum; 'Şu anda Atakum sahilinde yapmak istenilen büfenin o büfeden farkı ne?' Bundan 20 yıl önce o günkü belediye yönetimi tarafından kiraya verilip, daha sonra Milli Emlak Müdürlüğü'ne geçen Atakum sahilindeki işletmeleri yıkmak istiyorsunuz, neden?.. Efendim, sahil yolu güzergahına geliyormuş!.. Peki sizin yapmak istedikleriniz meşru, diğerleri gayri meşru, öyle mi?
Vay anasını yapmayın Allah aşkına!.. Bari kendi kriterlerinize göre bir doğrular eğriler manzumesi yazıp şehrin belirli yerlerine asın da herkes okusun neyin doğru neyin yanlış olduğunu... Öğrensin de(
!) ona göre hareket edelim ve de böyle kavgalar da çıkmasın...
Gerçi bu tür kavgalardan bu güne kadar olduğu gibi(..!) Büyük Başkan'ın haberi yine yoktur(..!) Hep, o alttaki yöneticiler, bürokratlar, siyasetçiler, Başkanın haberi olmadan yaparlar bu işleri!.. Aslında Başkan, masum, hiçbir zaman bu tür olayları tasvip etmeyen bir Melektir, 'o Kenan varya Kenan (daha önce Adnan da vardı şimdi yok) hep O'nun yüzünden yaşanıyor bu olaylar'... Takke"nin düşüp kelin görünme zamanı geldi artık... Hiç kimse bu tür numaraları yutmaz bu saatten sonra. Gerçi dün birileri sütunlarında iyi adamlığa soyunmuş, fitne çıkarıp arayı bozanlardan bahsetmiş...
Doğrusu tebrikler!.. Daha birkaç ay öncesine kadar gazetesinde önceki dönemde Şefik Yazgı, Nihat Batur, Nemci Akkoyunlu, Metin Burma ile kavgalı olan Y. Ziya Yılmaz şimdi de 4 alt belediye başkanı ile kavgalı, demekki suçlu kendisi diye gazetesinde yazılar yazdığını ne çabuk unuttu!..
Son zamanlarda yapılan anketlerde Samsun Büyükşehir belediyesinin ilk 10 belediyenin arasına giremediğini biz mi yazdık yoksa bu zatı muhteremin gazetesi ve kendi köşesi mi?
Efendim malumunuz insan kelimesi Arapça bir kelime olup 'nesiye' kökünden gelir, 'nesiye' Arapça'da unutmak demektir... Bizim muhterem de yaratılışı gereği eski yazdıklarını unutuvermiş..!
Hayırlısı olsun bizim görevimiz hatırlatmak!.. Daha çoook hatırlatacaklarımız var mutlu haftalar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.