Canım Öğretmenim
Bu hafta okullar da henüz açılmışken, sevgili öğretmenlerimize neden canım öğretmenim dediğimizi çok iyi açıklayan bir yazı kaleme aldım. Bakalım öğretmenler neden canmış, neden cananmış. Bakın canım öğretmenim neler yapıyor.
Okul önlerine gelen ipi kopuk, aylak ve uğursuz takımı, okulun huzurunu bozmasın diye okul müdürüne bildirilir, gençlerle konuşulup uygun lisan ile oradan uzaklaştırılır. Nöbetçi öğretmen isen, okulun o gün çok işi sana bakar.
Okulun zaten eksik ve arızalı olan eğitim öğretim araçları için, çevrede çalışma yapılır, eksik ve arızalar elbirliği ile giderilir. 19 Mayıs, 23 Nisan ve 29 Ekimlere öğrenci çalıştırırsın. Bayramlara öğrenci çalıştırmak için, dinlenme saatlerinde da çalışırsın. Birinci sınıfları okumaya geçirene kadar zaten akla karayı seçmişindir, bir de okuma bayramı düzenlersin.
Okul Aile Birliği çalışmalarına katılırsın, bölge zümre öğretmenler kuruluna katılırsın. Sosyal etkinlikler kuruluna katılırsın, bütün özel gün ve haftaların proğramlarında çalışırsın. Okulun elektrik ve diğer tesisatında sorun olduğu zaman çözüm için, yıldız tornavidayı eline alırsın. Okulda amirlerin ziyareti varken elektrikler kesildiğinde, karanlık olur el feneri gibi ışık veren aletler ararsın ama tabiî ki bulamazsın.
Öğrenci kütüklerine bilgileri girersin, aynı bilgileri e-okula, öğrenci tanıtma kartına ve ruhsal dosyalara da girdiğin için öğrencinin ev adresine kadar her şeyini ezberlemiş olursun. Veli toplantıları yaparsın, veliler toplantıya katılmadığı gibi akşam gelir, benim çocuğun durumu nasıl öğretmen bey? der, anlatırsın.
Okul gezileri düzenlersin, piknik düzenlersin, yılsonu partisi düzenlersin, pilav gününü ayarlarsın, sonunda kendini organizatör zannetmeye başlarsın. Önemli günler ve haftalarda okul ses düzenini ayarlarsın. İşleri ileri götürür dizüstü bilgisayarınla müzik parçalarının çalınmasını sağlar kendini radyo programcısı zannedersin.
Okul bahçesine fidan diker, sulanmasını sağlarsın. O fidanların karşısında poz verir, o fotoğrafları okulun internet sitesine atmak için epeyce uğraşırsın. Öğrenci doğum günlerini ezberler zamanı gelince kutlarsın. Okul ve sınıf duvarlarını çok dikkatli kullanırsın, nitekim hazırlaman gereken çok pano ve benzeri afiş var olduğunu bilirsin. Okulun tamirat tadilat işlerini başka birileri yapmadığı için, iş başa düşmüştür, esnafla görüşüp sonunda esnaf millet işbirliği sayesinde halledilmesini sağlarsın, bazen kendin de yapmak durumunda kalırsın.
Çalışmayan bütün okul araç gerecinden haberdar olur, nasıl çalıştırılabileceği üzerine düşünürsün. Şehir merkezinde okul okul, kurum kurum gezerek bilgisayar yazılım parçaları ararsın. Bir öğretmen, bir dolap ve elli öğrenci küçük bir sınıfa nasıl sığar? bilmecesini çözmen için tam bir yılın vardır, her türlü kombinasyonu dener, sonunda çözümün olmadığını fark edersin.
Öğrencinin defterine yazdırdığın ödevi veliler de bilsin diye, okul kapısına da asarsın, akşam tam evinle, çocuğunla ilgilenirken, veli telefon eder, ödevi bir de ona anlatırsın. Çocuklara verdiğin ödevleri derste kontrol edersin. Ödevini yapamayan ya da yanlış yapan öğrenciyle ders içinde, teneffüslerde ilgilenirsin.
Çocuklara en güzel hikâye kitaplarını ve bilimum okul ihtiyaçları ve çocuk oyuncaklarını en ucuza almak için kırtasiye kırtasiye dolaşırsın. Öğrencilerin dersi iyi ve rahat anlaması için materyaller ve çalışmalar hazırlarsın. Yapamayan ve özel eğitim öğrencileri için farklı çalışmalar yapmaya çalışırsın. Okula gelen sinemanın, tiyatronun biletlerini satar, bilumum satıcıların uğrak mekânı olduğunu anlarsın. Çocuğunu azarladı diye öğretmene kötü davranan veliden sonra öğretmen arkadaşı teselli edersin.
Bütün bu çalışmalara rağmen, okula gelen müfettişler seni eksik bulur, yapılan güzel işleri görmez, sinirlerin zıplar üzülürsün. Daha ne olsun. Sayfalar biter öğretmenlerin yaptıkları işler yazmakla bitmez. Ama yine de sevgili öğretmenlerimiz, işlerini bu millet için, bu vatan için sabırla azimle yapmaya devam eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.