NE İNSANLAR VAR?
NE İNSANLAR VAR?
Çocuğunu gönderdiği okulun öğretmeninden, -Çocuğunuzla konuşmayın! cümlesini duyan anne babalar var. Anne babanın şivesi dolayısıyla çocuk, yanlış şive sahibi oluyor diye, öğretmen böyle bir öneride bulunmuş. Tabii ki çocuğuyla konuşma yasağı alan anne baba şoka girmiş.
Evin erkeği her akşam polisevinde takılır. Evde eşi çoluk çocuk onu bekler, yemek hazırlanmıştır. Bir akşam kadın yine dayanamaz, her zamanki gibi eşini cep telefonundan arar. İşin aksi tarafı eşinin telefonunun şarjı bitmiştir. Bu sefer dertli kadın polis evinin sabit işyeri telefonunu arar.
Ama erkek her zamanki yalanlarını sıralayacaktır. Telefonda kadın: Nerdesin hayatım, niye gelmedin, çabuk gelir misin? der. Erkek: Tamam hayatım, çıktım, yoldayım geliyorum, der. Eve geldiğinde erkek, eşine Ben sana sabit telefondan, yoldayım geliyorum dedim, sen de Tamam dedin. Sabit telefonla konuşan bir adam, nasıl yolda olabilir? diye soruyu yapıştırır.
Küçük yaşta çakallık: Daha ilkokul yaşındaki çocuklar, yemekhanedeki kuyrukta tabilotları alırken üstteki yani sıradaki tabilotu almıyor da alttan, ortadan tabilot alıyor. Bu yaşta hakkına rıza göstermiyor, işin alavere dalavere yollarına başvurmayı kendine ilke ediniyor. Tabilotlar karışıyor, yerlere dağılıyor, kimsenin umurunda değil.
İşin bir diğer ilginç tarafı da tabilotları sıra ile alması için başlarında beklerken size söylenen cevaplar. Oğlum niye tabilotu sıra ile almıyorsun? Hocam üç tane aldım, arkadaşlarıma da vermek için. Kendisi üstteki tabilotu almamak için bunu yapıyor. Veya yandaki tabilotları diğerlerinin üstüne koyuyor, yerlerini değiştiriyor amaç üstekini tozludur gerekçesiyle almamak.
Vatandaşın biri askere gider, tuvalette sabun görür, merak eder sorar sebebini. Aldığı cevap şudur: 'Büyük tuvaletimden sonra temizlenmek için bu sabunu kullanıyorum.' Bizim din görevlisi arkadaş da o günden itibaren, aynen o atesit vatandaş gibi, büyük tuvaletinden sonra sabunla temizlenir. Tabii sabunla temizlenmek için, pantolon ve diğer giysileri de çıkartmak zahmetine katlanarak. Biz de kendimizin en temiz insan olduğumuzu sanırız.
Binada oturan 50 civarındaki dairenin telefon numaralarını, ad ve soyadlarını alacağım. Kiracı olan vatandaşlar için, ev sahibi olan kişinin de ad, soyad ve telefon bilgilerinin bizde olması gerekiyor. Herhangi bir olumlu veya olumsuz durumda konut kullanıcısına veya mülk sahibine ulaşmak için.
Daire daire geziyorum, vatandaş ev sahibinin adını, soyadını, telefon numarasını bilmiyor. Yuuh kardeşim, bu kadar da sorumsuzluk veya sıkıntılı bir durum olmaz ki! İnsan kira parası verdiği insanın adını bilmez mi, öğrenmez mi? Karşısındaki muhatabı tanımadan nasıl iş yapılır? tuhaf doğrusu.
Bankadan kredi çekerken insanlar, en düşük dosya masrafı olan bankayı tercih eder. Yook, yanlış bildiniz, o sizin düşünceniz. Bizim insanımız okumuş, öğrenmiş, öyle basit düşünmüyor. Kayserili gibi ticari düşünüyor.
Nasıl olsa dosya masrafını, tüketici hakları vasıtasıyla geri alacağını bildiği için, dosya masrafı en yüksek olan bankayı gayet rahatlıkla tercih ediyor ve Türk zekâsının üstün örneklerini sergilemek görevini de bu şekilde başarıyla icra ediyor. Siz de en düşük dosya masrafı olan bankayı tercih edin ve zarar edin.
Bu ve benzeri değişik uygulamaları ileride yine sizinle paylaşacağım. Haftaya 'Yılın Öğretmeni' konusunu işleyeceğim. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.