Cemiyet mi, meyhane mi?
Aslında bugün farklı bir konuyu yazmayı düşünüyordum. Neydi diye soracak olursanız söyleyeyim: 'Neye rağmen Samsunspor'u destekliyorum'. idi?, ancak son bir haftadır yazılarıma gelen yoğun talep ve yorumlar önceliği bu yazıyı yazmaya mecbur etti beni. Pekala nedir bu 'cemiyet, meyhane ilişkisi?' diyecek olursanız, sabırlı olun izah edeceğim.
Efendim, malumunuz her meslek erbabı, kendi mesleğini temsil edecek bir kuruluşu olmasını, meslektaşları ile orada buluşup, yeni insanlarla tanışıp, ortak sorunlarını tartışacağı ve boş zamanlarında eş dost buluşma mekanı olarak kullanılabilen bir mekan olmasını ister. Bu doğrultuda nerede ise, her meslek erbabı kendi örgütlenmesini yapıp, mekanını oluşturmuştur.
Bizim meslek mensupları da birkaç dernek çatısı altında toplanmış, ancak bu derneklerden bir tanesi daha faal olup, daha fazla üye bulabildiğinden, gündemde de sürekli o dernek kalmıştır. Ancak bu dernek; daha açıkçası belli başlı kişilerin uğrak yeri olmaktan öteye gidememiştir. Bu dernek mensuplarının bir kısmını üye yapmış, bir kısmı ise kendi isteğiyle olmamış, ya da yapılmamış! Seçimlerde kendilerine oy vermeyecek olan meslektaşları dışlanmış. Bütün bu dönen dolaplara rağmen, iki yıl önce yapılan kongrede aday çıkan arkadaş seçimi kıl payı kaçırmış. Durumun ciddiyetini gören birileri iki yılda bir yapılan kongreyi dört yılda bir yapılacak şekilde tüzük değişikliğine gidip, iki yıl daha yönetimi ellerinde tutmayı başarmışlardır.
Bunun yanında bir de; cemiyet başkanının genel yayın yönetmeni olduğu gazete patronunun teyze oğlu iktidar partisinin milletvekili olunca, üstüne üstlük bir de genç ve yakışıklı, bebek yüzlü milletvekili köşe yazınca; sanki cemiyet iktidar partisinin cemiyetiymiş gibi imaj yaratılmaya çalışılıp, iktidar avantajını da kullanarak her türlü pozisyon değerlendirilmeye başlanılmıştır.
Bu anlatmaya çalıştığım durumdan, hem meslek mensubu arkadaşların bir kısmı, hem okurlarımız, hem de iktidar partisine oy veren insanlar ciddi bir biçimde rahatsız olup, bizi sürekli olarak aradılar. (www.dengegazetesi.com.tr'sindeki önceki yazılarımın yorumları bölümüne bakarsanız görürsünüz).
Bir vatandaş Ramazan ayında Bafra"dan Canik bölgesine gitmek üzere yola çıkmış. Yaşar Doğu Spor Salonu'nun karşısında dolmuş beklerken yoğun alkol kokusundan rahatsız olunca yanındakilere sormuş; 'Bu mübarek günde nereden geliyor bu alkol kokusu' diye. Aldığı cevap 'Gazeteciler Cemiyeti' olmuş. Ardından döşendi bize yazıyı. Tabii ki bu onlarca hatta yüzlerce diyebileceğim mesajlardan bir tanesi. Olayı azıcık araştırdığımda herkes bana 'Arkadaş sen bilmez misin orası cemiyetten ziyade birilerinin meyhanesi olduğunu' dediler. Nerden bileyim? Ömrümde gitme şerefine nail olamadığım bir yeri!.. Anlaşılan o ki; yine iş başa düşecek gibi gözüküyor. Ya bu arkadaşlarımız gereğini yapacaklar ya da biz gereğini yapacağız. Önümüzdeki zaman bunu gösterecek. Hoşçakalın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.