ÇOCUKLARI YETİŞTİRMEK...!
Gelişen dünyada çocuklarımızı ve gençlerimizi etkileyen bir çok teknik cihaz üretilmiştir. Ayrıca, yaşamın belirleyenleri ve süreci de çocuklarımızı maalesef olumsuz etkileyecek bir çok renklerle ve zevklerle dolmuştur. Kitle iletişim araçları, bilgisayar, internet, sosyal medya; gençler ve çocuklar üzerinde çok büyük bir etki gücüne sahiptir. Olumsuz süreçler ve araçlar nedeniyle hayırlı ve verimli evlat yetiştirmek de aynı oranda zorlaşmıştır. Hayırlı evlat; anne babasına, vatan ve milletine, din ve imanına, Peygamber ve Allahına; hizmet, hürmet ve ibadet eden çocuklardır. Bu formatta çocuk yetiştirmek; birinci derecede anne-babanın, sonra eğitimin, sonra da toplumun katkılarıyla başarılır. Hayırlı evlat yetiştirmede en belirleyici olan; anne babanın tutumu, davranışı, söz, eylem ve ahlakıdır. Ebeveynin örnek olması evlatlar için model teşkil eder. Her çocuk rol model olarak anne ve babasını görür, onları takip ve taklit eder. Anne babaların söz ve davranışları da yetmez hayırlı evlat yetiştirmek için, bunların yanında mutlaka bilgili, bilinçli, hayatın gerçeklerini gören, olayları yorumlayabilen bir donanımda da olması gerekir.
Çocuk büyütmekle yetiştirmek aynı şey değildir. Çocukların yeme, içme, giyinme ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi onların büyütülmesi anlamına gelir ki doğumundan itibaren bunlar biyolojik ihtiyaçlar grubundan olduğu için anne babalar tarafından büyük ölçüde ve imkanlar nispetinde karşılanır. Yetiştirilmeleri; biyolojik ihtiyaçlarının dışında ruhlarının, manevi dünyalarının, gönüllerinin ve zihinlerinin ahlaki değerlerle şekillenmesi demektir. Çocukların doğumunu takiben kulaklarına ezan okunup, kamet getirilmesi ve aynı anda isimlerinin verilmesi çok manidardır. Bu husus, İslamın tarzı, Peygamberimizin de sünnetidir. Böylece çocuklar, doğar doğmaz kendilerini yaratan Rablarının tek olduğunu, ondan başka ilah olmadığını, Hz. Muhammed(s.a.v.)’in de Allah elçisi olduğunu duyarlar. Ezanı ve felahı işitirler. Tekbiri ve şahadeti tanırlar. Bu kodlama üzere yetiştirirler. İlk günleri; son günlerinin ve yaşam sürecinin de habercisi olur ayrıca. Eğer böyle başlatın süreç aynı sünnet üzere devam ederse, hayırlı evlatlar yetiştirilmiş olur.
Peygamberimiz (s.a.v.); “İnsan ölünce amel defteri kapanır, sevapları kesilir, ancak üç grup insan bundan müstesnadır. Sadaka-i Cariye yapanlar, (insanların istifadesine sunulan, kulun ve kamunun yararlandığı hayri hizmetlerde bulunanlar, bu hizmetler devam ettiği sürece istifade edenlerin memnuniyeti ve şükrü ölçüsünde sevap kazanırlar.), Kendisinden istifade edilen ilim bırakanlar(nesillerin yolunu ve yönünü takip edecek, hayırlı sonuçların ve süreçlerin oluşmasına katkı sağlayacak ilmi çalışmalar ortaya koyan, kitap, dergi, gazete, eser bırakanlar), Kendisine dua eden hayırlı evlat bırakanlar,(Anne ve babanın ölümünden sonra onların manevi mirasını ayakta tutup, kendileri için ameli salih ve sadaka-i cariye yapanlar, dua ve niyazda bulunanlar) müstesna” buyurmuştur. Hayırlı evlatlar yetiştirmek; hayırlı nesiller getirir, hayatı güzelleştirir, toplumları geliştirir. İnsanlığın hayır ve bereket üzere devamında hayırlı evlatlar; en önemli köprüler ve unsurlardır. Hayırlı evlat yetiştirmek; en yüksek geliri sağlayan tahsile sahip evlat yetiştirmek değil en yüksek ton ve dozda imanın enjekte edilmiş evlatlar yetiştirmektir.
23 Nisan Çocuk Bayramı vesilesiyle çocuklar en üst protokol kurallarına göre karşılanacak, ağırlanacak ve uğurlanacaktır. Ancak, çocuklar için esas olan bu ağırlanma değil, onlar için maddi ve manevi dünyalarını oluşturup, geliştirecek bir geleceği onlara hazırlamak, çocukları da böyle bir gelecek için yetiştirmektir. Bu dileklerimizle, tüm çocuklarımızın bayramını kutluyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.