CUMHURBAŞKANI ÖZHASEKİYE KEFİL...
CUMHURBAŞKANI ÖZHASEKİ"YE KEFİL, YA BİZİM VEZİR KİME KEFİL?
Dava adamlığı, liderlik, karizmatik kişilik farklı bir şeydir, makamlara oturmak, Belediye Başkanı olmak farklı bir şeydir. Bunu her zaman söylememe rağmen, yaşanan olaylar dediklerimi haklı çıkardıkça yeniden yazmadan yapamıyorum. Son günlerde Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu"nun ortaya attığı iddiaları basından takip ediyoruz, olayın arkasına, önüne, haklılığına, haksızlığına bakmaksızın olaya kimlerin nasıl sahip çıktığını veya kimlerin kimin yanında durduklarının üzerinde duracağım.
Büyükşehir Belediyesi"nde görev yaptığım dönem Samsunspor Kulübüne topladığımız paralarla ilgili başımızdan geçen A Takımı davası ile ilgili yaşadığımız sıkıntıları bu şehirde bilmeyen yoktur, hatta bu gazeteyi kurmamın temel nedeni o operasyondur dersem abartmış olmam. Yaklaşık üç yıldır bu konuyla ilgili detaylı olarak yazılar yazmaktayım, toplumun iyi niyetli kesiminin bu konuda öğrenmesi gerekenleri öğrendiğinden eminim, sadece art niyetli olan bazı insanlar üzüm yemekten ziyade bağcıyı dövmek istediklerinden olayın doğrusu onları hiç ilgilendirmiyor, hatta bu konuda geçtiğimiz günlerde zırtapozun birisi köşe bile yazmış. Bu köşe yazısını yazan zırtapoz keşke olaylara bakarken doğrunun ve haklının yanında olabilse de biz de ona şapka çıkarsak.
Samsunspor Kulübüne yardım toplayalım diyen Vezir Hazretleri"ne ben ve KENAN Bey benim odamda dedik ki; Bu iş çok zor bir iş etme eyleme, gel bu işten vazgeçelim! Hatta o günlerde Galip Öztürk Bey"in kulübü alma ihtimali vardı, bu konuda ona destek verip, bu işi daha rahat atlatabiliriz deyince bize dönüp dedi ki; Bakın arkadaşlar biz bir ekibiz, birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için, bu kulübün benim başkanlığım döneminden kalma benim imzalamış olduğum borçları var, bu borçları ödemek zorundayız, ben sizin arkanızdayım hiç merak etmeyin size bir şey diyen olursa ben buradayım. Biz de adamı adam sanıp, sözüne güvenip, işe girdik, hem öyle girdik ki taşın altına sadece elimizi değil, vücudumuzu koyduk. Şayet o gün kulübe yaptığımız yardımların yarısı bu günkü kulüp yönetimine yapılmış olsa idi kulüp aldığı başarıları rahatlıkla ikiye katlardı.
Kulübe yardım konusunda iş adamları da ellerinden geleni yapıyorlardı, ancak bizim toplanan paralarla uzaktan yakından en ufak bir ilgimiz olmamasına rağmen, yapılan operasyonda ülke geneline verilen mesaj paraları bizim toplayıp, yediğimiz şeklindeydi. Telefon görüşmesi dedikleri görüşmeler o kadar enteresan ki bir petrol şirketi Samsunspor Kulübüne belli bir miktarda yardım etmeyi vaat etmiş, paranın bir kısmını da ödemiş, ödenmeyen kısmı ile ilgili Kulüp yöneticileri Kenan Bey"e gelip sıkıştıklarını, paraya ihtiyaçları olduğunu söyleyince Kenan Bey şirket yetkilisini arayıp, parayı ödemeleri konusunda yaptığı görüşmelerden ibaret telefon kayıtlarıdır. Bu olayı araştıran veya operasyonu yapan askerler o kadar enteresan zabıt tutmuşlar ki sormayın gitsin, Kenan Bey"in her yaptığı aramada telaffuz ettiği rakamı kendisi almış gibi gösterip, alt alta toplamışlar, ortaya çıkan rakam ise eski para ile trilyonlarca para imiş gibi gösterildi.
Hayatımın dönüm noktalarından birisi olan bu olay beni ve ailemi o kadar çok yordu ki bunu anlatmam mümkün değil, neticede toplum gerçekleri öğrenmiş olsa da bizi bir hayli yordu. Çünkü biz onurumuz, şerefimiz için yaşayan insanlarız, benim o olayı hayatım boyunca unutmam söz konusu olamaz. Geçtiğimiz yıl belki o olaydan çok daha büyük bir olay yaşadım, ama hiç umursamadım, zira beni vurmaya gelmişler, ben de onlara ateş etmişim, karşı tarafta ölen olsa da umurumda değil, zira gerek İslam Hukuku, gerek mevcut yasalar meşru müdafaaya ceza vermiyorlar. Kaldı ki bu olayın da bir yanında yine Vezir Hazretlerinin olduğu bir gerçektir.
Konuyu fazla detaylandırmadan asıl anlatmak istediğim hususa gelelim. Bize arkanızdayım siz Samsunspor"a yardım toplama konusunda elinizden geleni yapın diyen Vezir Hazretlerini meğer biz yanlış anlamışız, adam arkamızda imiş ancak bizim anladığımız manada değil, o mesafeyi çok kısa tutup, bizi düzmek için arkamızdaymış, biz de zannettik ki adam; adam gibi arkamızda duracak. Ne zaman ki ben ve Kenan Bey tutuklandık konuyla ilgili kendisine soru soran gazetecilere verdiği cevap aynen şu; ARKADAŞLAR KENDİLERİNİ SAVUNURLAR. İşte size adamın karakterinin aynası, bir de Cumhurbaşkanının Özhaseki ile ilgili verdiği cevaba bakın; BEN KENDİSİNE KEFİLİM diyor. Cumhurbaşkanı mı Özhasekiyi daha iyi tanır, yoksa Vezir Hazretleri mi bizleri daha iyi tanır? Onun yaptığı bu karaktersizliğe rağmen bizler mahkemede kendisinin aleyhinde en ufak bir beyanat vermedik, çünkü o kendisine yakışanı yaptı, biz de bize yakışanı yaptık. İşte bizimle onun arasındaki fark ve Cumhurbaşkanı ile onun duruşu arasındaki fark. Karar sizin kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.