DARBE ÇIĞLIKLARI

Ülkemiz 15 Temmuz’da çok önemli bir badireden geçti. Bu tarih, bir milat olarak hafızalarda yer alacak. Girişimin üst aklı ve belirleyici aktörleri ismen belki hiç bilinemeyecek. Olaya karışanlardan, darbe ile ilgileri kadar bilgi alınabilecek. Bugün için genel kabul, darbenin “Feto Terör Örgütü” diye tanımı yapılan yapı tarafından gerçekleştirildiğidir. Üst aklı, arka belirleyenleri, esas aktörleri hakkında çok şey bilinmiyor. Somut ve müşahhas maddi gerçekler üzerinden yapılan değerlendirmeler, girişimin göz önündeki aktörlerini ortaya koyuyor. Böylesi çok yönlü bir girişimin arkasında dünya derin güçlerinin, küresel sermayenin, egemen aklın olduğunu söylemek çok iddialı bir ifade olmaz. Yorumcular da zaten bunun altını çizip, arka planlayıcı ve belirleyiciler hakkında bir takım değerlendirmeler yapmaktadır. Göz önünde olan olaylar değerlendirilip, tutuklananların kimliklerine ve zihni kodlarına bakıldığında, darbe girişiminin “Feto Terör Örgütü” tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir. Ancak, yaşanan olaya, darbe girişimi değil de, “İşgal Girişimi” dediğimiz de, arka güçleri ve üst akılları dikkate almak gerekir. Biz bu girişimin, darbeyi aşan bir işgal teşebbüsü olduğunu başından beri söylüyoruz. Arkasında da, İslama ve Müslümanlara düşmanlığı olan, orta doğunun tabii nimetlerini kendi çıkarları ve toplumları için kullanmayı düşünen, dünyanın her tarafına hakim olma hesabında olan küresel gücün olduğunu düşünmekteyiz.

15 Temmuz tarihinden itibaren, devletimizin bütün kurumları halkımızla beraber girişimin ortaya çıkartılmasını ve olaya karışanların tutuklanmasını,  girişimi yapanların içinde olduğu yapının deşifre edilip, devlet kurumlarının bu yapının eleman, sempatizan ve militanlarından temizlenmesini sağlamak amacıyla yoğun bir çalışma yürütmektedir. Basından edindiğimiz bilgilere göre söz konusu yapının çatısı ve kolları, üyeleri ve sempatizanları, ilişkisi bulunanları ve katkı sağlayanları neredeyse tespit edilmiş durumda. Bu süreçte, yüz bin civarında devlet memuru görevlerinden uzaklaştırıldı, tutuklandı ve ihraç edildi. İçlerinde masumların bulunduğu, bunların da mağdur oldukları  duyulmaya başlayınca, devlet tekrar bir inceleme yapma ihtiyacı hissederek, masum olup, mağduriyet yaşayanların ayıklanmasını sağlamak amacıyla çalışmalar başlattı. Bu çalışmalar yapılırken, “Feto” yapısının üst ayakları, ticari bağlantıları, siyasi ilişkileri, devlet içindeki hücreleri de tespit edilme aşamasına geldi. Tam da bu esnada “darbenin ikinci ayağı geliyor” çığlıkları başladı.

Bu aşamada, "Darbe Geliyor" diyerek fitne oluşturan ve böylece üç beş adım birden öne geçmeye çalışan şovmenlere dikkat edilmeli, oyuna gelinmemelidir. Kaostan beslenen zihniyet böyle yaparak, muhafazakâr kitlenin de sempatisini kazanıp, kendilerine alan açmaya çalışmaktadır. Ülkemizin gidişine engel olmak isteyen bir çok iç ve dış düşman vardır. Bunu hatırlatmak için birisine ihtiyaç yoktur. Toplumumuz zaten bu hassasiyetlere sahiptir. Kurtlar dumanlı havayı sever. Bu şovmenler de her zaman dumanlı havayı gözler. Darbe iddiasını ortaya atanların söylediklerini sıradan bir çay ocağı müşterileri zaten söylüyor. Arif olan milletimize onların hatırlatacağı ek bir şey yoktur. Onlar, çarenin ve çözümün kendilerinde olduğunu anlatmak için iddiayı ortaya atıp, iddianın peşinden koşmaktadır. Çözüm bendedir diye bağıran, aslında "problem" benim diyerek haykırmaktadır. Sesin nereden geldiğine bakmak ve dikkat etmek gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR