Davranışlara karşı tepki...
İnsanların karekter yapıları farklıdır. Birisi için ağır gelen yaklaşım, diğeri için iltifat gibidir. Bazıları imani değerlendirmeyi hesaba alır, bazıları dünyevi çıkarları düşünür.
Aşçılar, lezzetli bir et yemeği için; kırmızı eti soğandan önce, beyaz eti soğandan sonra kavururlar. "Et"in cinsine göre hareket ederler. İnsanlarla olan diyalog ve ilişki de böyledir.
Muhatabın kişiliği doğru tespit edilirse, diyolog da sorunsuz olur. Bazılarının gönlü taşlanarak kırılır, bazılarına sesin tonu ve sözün ağırlığı yeterlidir.
Aşılamıyacak duvarlar için yorulmaya gerek yoktur. Gönül almak ve gönül kırmak kişilere göre değişir. İyi ve başarılı insan olmak zordur ama çok keyiflidir. Gönül ilişkisi de, iyi insan olmakla doğru orantılıdır.
Trafikte, doğru ve düzenli seyreden bir aracı; hem aracıyla, hem de sözlü olarak taciz eden bir kimse suç işlemektedir. Tacize uğrayan kimse, bu taciz karşısında; ya tebessüm edecek ya da karşı tarafa hakarette bulunacaktır.
İyi bir insan, böyle bir davranışa; tebessümle karşılık verecek, muhtemel sorunların oluşmasını da önleyecektir. İyi olmayan biri de; hakaret edecek, büyük sorunların oluşmasına neden olabilecek davranışlar sergileyecektir.
İnsanların davranışları, yetişmiş oldukları kültürün ürünüdür. Olumlu davranış gösteren insan, aldığı eğitim nedeniyle bu tavırlarını şartlara göre değiştirmez. Kötü insan da, reflekslerini bir anlık tepkilere göre değiştiremeyecektir.
Bunun için; yanlış davrarışlar yapanlara, o anda haklı olarak gösterilecek olumsuz bir tepki, onlara ders veremeyecektir. İyi insanla kötü insanın test edeleceği yerlerden biri de, böylesi örneklerin yaşandığı durumlarda görülür.
Gönül insanı olmak zor, gönül kırmak ise anlık olaydır. O nedenle atalarımız; "bin yıl sırtında taşır, bir gün bırakırsın kötü olursun" diyerek bu konuyu özetleyerek, toplumsal bir tarif yapmışlardır.
Onursuz insanların başına vurarak gönülleri kırılır ama onurlu insanlara tonu yüksek ses ve bunu ifadeye dönüştüren bir göz/bakış yetmektedir. Gönül almak ibadet, gönül kırmak ihanettir. İnsanlara, gönül alma merkezli yaklaşmak esastır.
İnsan kalbi; gönülleri hoş etmeye uygun kodlanmıştır. Peygamberimiz, insan kalbini tanıtırken, etrafında tavaf edilen Beytullah'tan yetmiş kad daha değerlidir tarifini yapmıştır.
İyi insan olmak zordur ama huzur vericidir. Kötüyü idare etmek ve onu kötülüklerden engellemek faziletli bir davranıştır. Peygamberimiz zalime, zulmünü engelleyerek yardım edilmesi tavsiyesinde bulunmuştur.
Kötü insana, yaptığı davranış nedeniyle, aynı tonda gösterilecek tepkisel bir tavrın hiç bir anlamı yoktur. Yılların oluşturduğu karakteri, tepkisel bir davranışla değiştirmek mümkün değildir.
Gönül almak da, gönül kırmak da; insani davranışların sonuçlarıdır. Bunlar imanla ve ihlâsla ilgilidir. Alınan eğitim ve yaşanan ortamlar da bu konuda belirleyicidir.
Görgü kuralları denen, toplumsal davranışlar; imani değerlerden beslenerek oluşmuşsa; o toplumda kavga olmayacak, asgari düzeyde oluşan bir takım sorunlar da rahatlıkla çözülecektir.
Herkes, karşısında bulunan insanın durumunu dikkate alarak tavır geliştirirse; "gönül kırma değil, gönül alma" eylemi oluşacaktır. Gönül almaya dönük her tavır; mutlaka muhatabından da olumlu cevap bulacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.