Denedik gördük
Bugünkü yazımı farklı bir konuya ayırmıştım, ancak dün gazeteleri okurken çocuklar önüme bir bülten getirdi; bülten, Büyükşehir Belediyesi'nin her ay çıkarttığı "Sizin için bülteni". Tek köşe yazarı bulunan bültende kadim dostum, kader arkadaşım Kenan Şara köşe yazısını bitirirken; "Samsun için iyi bir şeyler üreten veya düşünen kişilere siyasi düşüncesi, partisi ne olursa olsun sahip çıktığımız, destek olduğumuz gün Samsun'da yeni bir güneş doğacaktır. Deneyin, görün!" demiş.
Hemen yazının başlığını değiştirip, "Denedik gördük" dedim. Diyeceksiniz ki nasıl?.. Anlatayım da dinleyin; "2004 seçimleri sonucu, meclis üyesi olarak seçilince komisyon görevleri dışında görev almak istemedim. Yavuz Yılmaz bey, gerek kişilik olarak, gerek yaş olarak bu göreve layık bir ağabeyimizdi. Bir yıla yakın bu görevi üstlenen Yavuz bey, siyasetteki teşkilat, belediye ilişkilerinde hayli sıkıntı çekip işler sapa sarınca görev bana verildi.
Göreve başladığımda teşkilatın benden ilk talebi Kenan Bey ve Coşkun Bey'in görevden alınması idi. Öyleki tüm bürokratlarla ilgili liste yapılmış. Üç ayrı renge boyanmış: İsminin üzeri kırmızı kalemle işaretlenenler, derhal görevden alınacaklar; mavi kalemle işaretlenenler, bir müddet sonra alınacaklar; yeşil işaretliler ise, görevde kalacaklardı.
Bu listeyi görünce çılgına döndüm ve isyan ettim. O güne kadar hiç tanımadığım Kenan Şara'nın şehre faydalı hizmetler yaptığını, hatta Kral hazretleri tüm övündüğü hizmetlerin Kenan Bey'in projeleri olduğunu biliyordum. O nedenle iki yılım Kenan Bey'in kavgasını vermekle geçti. Hatta bazı vekilleri öyle ikna ettim ki, Kenan Bey'i arayarak, "Kenan Bey hakkını helal et, bize seni yanlış tanıttılar" diyenleri oldu.
Dört yıl ağabey kardeş ilişkimiz devam etti. Hatta başkanvekilliği yaptığım dönemde yaşına ve hukukumuza olan saygımdan ötürü ona sormadan hiçbir şey yapmadım. Tek bir evrağa imza dahi atmadım. Kendisinin AK Parti'yle uzaktan yakından ilgili olup, olmaması beni hiç ilgilendirmedi.
Birlikte 95 gün cezaevinde yattık, aramızda bir kez dahi en ufak bir tartışma olmadı. Dostluğumuz her geçen gün daha da pekişti. Hapisten çıkıp, belediyedeki görevimize başlayınca, Kral hazretleri ikimizin arasını açabilmek için elinden geleni yaptı. Her fırsatta adamı iğneledi, hatta bir seferinde Kenan Bey, bana Kral hazretlerinin kendisine, "Kenan, biz Adnan'ı yönet diye senin yanına verdik; o, seni yönetiyor!" diyerek sitem ettiğini söyledi. Neticede öyle güzel bir tezgah kurdu ki sormayın gitsin.
Biz Kenan Bey'le aramızda görev taksimatı yapmıştık. Ben idarenin işlerine karışmıyordum, o da meclisin işlerine karışmıyordu. Bunu bilen Kral hazretleri benim karşı olduğum Tekel binalarının arkasına konmak istenen kütle ile ilgili evrak için Kenan Bey, meclis komisyonuna gönderip müdahale ettirmek isteyince; ben, kabul etmedim. Bunun üzerine benim sevgili dostum, benimle olan tüm ilişkilerini kesip Kral hazretlerine olan bağlılığını tazeleyerek yoluna devam etme kararı aldı.
Şimdi merak ediyorum partisi ne olursa olsun Samsun'a hizmet eden insanlara sahip çıkan Adnan Bahadır, bu davranışı hak etti mi? Deneyin görün, diyen Sayın Şara'nın bunu nasıl diyebildiğini ben çok merak ediyorum!.. Bana dostlarım uzun zamandır sorup duruyorlardı, "Kenan Bey'le aranızda ne geçti?" diye. İşte değerli dostlar, aramızda geçen budur.
Partisine bakmaksızın, partinle ve dostlarınla kavgaya rağmen sahip çıktığınız insanın ihaneti, insanı gerçekten üzüyor. Bir de kalkıp "Deneyin görün" deyince insanın gülmekten ölesi geliyor.
Herhalde tüm Samsunluları benim gibi ahmak belledi kadim dostum!.. Geçenlerde asker Mehmet Ağa'nın hikayesini yazmıştım ya; ara ara .. bulursun sevgili dostum. Sana hayırlı aramalar; bakalım güneş bu kez doğudan mı doğacak yoksa batıdan mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.