Devleti yönetmek çocuk...

Devleti yönetmek çocuk oyuncağı değil

İnsanın içtimai hayatın her türlü aktivitesinde yer alması kadar güzel bir şey olmadığını düşünüyorum. Tecrübe denen şeyinde bu olduğu kanaatindeyim. Eskiden insanlar devlet memuru olmak için okuyup, diploma alırken, şimdi ticaret yapmak için de, siyaset yapmak için de, sosyal hayatta başarılı olabilmek için de kültürlü olmak mecburiyeti olduğundan, insanımız kendisini okumak zorunda hissetmesi, toplumumuzun uygarlık seviyesinin de yükselmesine neden oluyor..
Toplumların kültürel seviyeleri yükseldikçe, kaliteli insan sayısı da gün geçtikçe artmakta. Gerek bürokraside, gerek ticarette, gerekse siyasi hayatta yöneticilik yapacakların, eğitimli, kültürlü, bilgili ve becerikli insanlardan oluşması gerekmektedir. İnsanların eğitimli olmaları, kültürlü olmalarını gerektirmiyor. İkisi birbirinden çok farklı şeylerdir. Kültürlü olabilmek için insanın yaşadığı çevresi, ailesi, arkadaşları kültürlü insanlar değilse kendiliğinden kültürlü olma şansı yoktur. Eğitim okuyarak elde edilirken, kültür yaşayarak elde edilir. Bilgi ise kişinin eğitimden aldıklarını kafasında toparlayıp, hayata geçirme mekanizmasıdır. Örneğin Tıp Fakültesi"nden yeni mezun olan bir insanın pratisyen hekim olmasının nedeni bilgisindeki yetersizliğidir, ihtisas yapma nedeni belli bir konuda bilgilenip, uzmanlaşmaktır. Beceri ise yüce yaratıcının insana vermiş olduğu meleke, kabiliyettir sonradan olması zordur.
Buraya kadar biraz felsefe yaptığımı düşünebilirsiniz, ancak konumuzun temel dayanaklarını anlatmadan konuya girersek, anlatacaklarımız biraz havada kalır diye düşündüğümden, ilk önce konunun detaylarını anlattım. Dün İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Nevzat İspirli veda ziyaretine geldi. Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü"ne tayin edilmiş, hayırlı uğurlu olsun. Yerine yapılacak atama ile ilgili ortalıkta bazı spekülasyonlar dolaşmaya başladı, bu spekülasyonlar hiç hoş değil. Bu söylenenlerin bırakın gerçek olmasını, konuşulması dahi abesle iştigaldir. Yok iki ilköğretim okulu müdüründen birisi il milli eğitim müdürü olacakmış, yok falanca ilçe milli eğitim müdürü il milli eğitim müdürü olacakmış, yok bilmem hangi lise müdürü de bu işe talipmiş, bunlar gerçekten yanlış konuşmalar. Her şeyin bir usulü, adabı, erkânı vardır. Devlet yönetmek çocuk oyuncağı değil, herkes de haddini bilmeli, bu şehir ilçeleri ile birlikte bir buçuk milyona yakın insanın yaşadığı bir büyükşehirdir. İl milli eğitim müdürü olacak bir adamı, herhangi bir okuldan veya ilçeden alıp il milli eğitim müdürü yapmak, bu şehirde yaşayan insanlarla dalga geçmektir. Kendisine yıllarca amirlik yapan insanların başına, getirip bir okul müdürünü amir yapmanın ne kadar abes bir durum olduğunu düşünebiliyor musunuz? Devlet dairelerine bir bakın böyle bir atama hiç yapılmış mı? Yapıldığı yer varsa anlayın ki orada huzur yoktur.
Peki, kim olmalı il milli eğitim müdürü diyecek olur iseniz, kim olacağı beni ilgilendirmez, ancak olması gereken iki şeyden bahsedeciğim. Şayet bu şehirde yaşayan insanlardan olmalı deniliyor ise şu anda il milli eğitim müdürlüğünde görev yapan müdür yardımcıları, şube müdürleri, teftiş kurulu üyeleri var bu arkadaşlardan birisinin üzerinde mutabık kalınabilir. Yok bu arkadaşlara güvenmiyor iseniz, o zaman şu anda yaptıkları görevlerden de alın onları. Yok bu arkadaşlarımız iyi arkadaşlar, ancak biz dışarıdan birisinin gelmesini istiyoruz, zira kendi aramızda anlaşamıyoruz diyor iseniz; o zaman şu anda milli eğitim müdürlüğü yapan birisinin üzerinde anlaşarak getirin ki, idareciliği burada öğrenmesin. Bakın bu işi yapacak olanlar kendilerini çok iyi biliyor. Bizim de bildiğimizi unutmasınlar. Milli eğitim müdürlüğü çok önemli bir müdürlüktür, çocuklarımızı teslim ettiğimiz kurumun başıdır. Herkes benim adamım olsun mantığıyla hareket edip, işi çıkmaza sokar, bu şehre emri vakiyle bir müdür gelirse bunun vebalinden kurtulamazsınız. Bizde olan biteni tüm detayları ile yazarız haberiniz olsun.
Ziyaretime gelen ve telefonla arayan dostlardan anladım ki toplumumuz bazı mesajları sahiplenmiş. Örneğin  25 kuruşa şoför mahalli yok deyimini herkes benimsemiş. Demek ki toplumumuz her şeyin farkında, sadece seslendirecek adama ihtiyaçları varmış. DENGE Gazetesi bu işi üstlenince toplum da Denge Gazetesi"ni sahiplendi. Allah"a hamd, okurlara teşekkür ederek sözlerime son veriyorum. Hoşça kalın 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR