DÖRDÜNCÜ YILA GİRERKEN
Mesleğimiz olmadığı halde üç yıllık bir zaman içerisinde geldiğimiz noktanın hakkını vererek takdir eden tüm okurlarımıza teşekkür ederek bu günkü yazımıza başlamak istiyorum. Dünkü baskımızda kuruluş yıldönümümüzle ilgili siyaset dünyasından, bürokrasi dünyasına, sivil toplum örgütlerinden, iş adamlarına toplumun her kesiminden çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Bu değerlendirmeler ışığında bazı tespitlerde bulunmak istiyorum.
Her ne kadar Hafızai Beşer Nisyan ile Maluldür, yani insan beşeri unutmaya mahkumdur deseler de Yüce Yaratıcı"nın bazı insanların hafızalarını daha az unutkan yarattığını düşünmekteyim. Zira değil üç yıl önce kurulduğumuzda çeşitli köşe yazıları yazarak bu işi yapamadığımızı söyleyenleri unutmak, ta 18 yıl önce kendisine ait olmayan bir dükkanı başkasına satan müteahhit arkadaşın teslim edemediği dükkanın parasını geriye ödemek için kurulan bilirkişi heyetinin tuttuğu bilirkişi raporunu saklamaktayım. Beni yaratan Rabbim Hard diskimin megabaytını biraz geniş tutmuş olmalı ki bu şehirde son otuz yılda kimin ne yaptığını bugün gibi hatırlıyorum.
Gazetemizin ilk yayın hayatına başladığı 14 Ocak 2008 tarihinde ve akabinde 20 Ocak 2008 tarihindeki kuruluş kokteylimizde halkımıza verdiğimiz taahhüt olayları haber yapar iken olay kahramanının gücüne, siyasi görüşüne, makam ve mevkisine bakarak değil, haberin içeriğine bakarak yapacağımızı söylemiştik. Bu söylediğimize de keçisi kaybolan müftünün haberini yapan gazetenin müftü keçi çaldı olarak yapmasını örnek vermiştik. Geçtiğimiz üç yıllık süreçte yaptığımız haberler ve yazdığım köşe yazıları ile ilgili bu ölçüye azami derecede uymaya gayret gösterdik.
Gazetemizin yayıncılık anlayışı ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz siyasetçisinden, bürokratına, iş adamından, sivil toplum örgütlerinin yöneticilerine varıncaya dek tamamına yakını bu söylediklerimizi destekleyecek mahiyette beyanat vermiş olmaları beni gerçekten duygulandırdı. İnsan bir şeyi yapar iken tarafsızlık ilkesini kendinse ölçü alması kadar güzel bir şey yoktur, bir de bu yaptıklarınızın sağlamasını aldığınızda tadından yenmiyor. Allah bu yaptıklarımızda kendi rızasını talep ederek hareket eden kullarından eylemesi için çok dua ediyorum, sizlerden de en büyük temennim bu talebim doğrultusundaki dualarınızdır.
Yaptığımız işlere nefsimizin karışıp, karışmadığını soracak olursanız bizleri yaratan Yüce Allah hata yapma fıtratını da bizlere vererek yaratmış, yazdıklarımızın yüzde 70"inde nefsimizden uzak kalıyor isek yüzde otuzluk kısmında nefsimizin olabileceğini kabullenmek zorundayız. Zira biz ne peygamberiz, ne de melek yaşadığımız olaylardan etkilenmemek mümkün değil.
Gazetemizin geldiği bu noktaya o kadar zor şartlarda geldi ki sizlere anlatmam mümkün değil. Hiç anlamadığınız bir işe giriyorsunuz, şehirdeki egemen güçlerin tamamına yakını karşınızda, yetmedi bir de çeteyi yanlarına alıp sizinle mücadele ediyorlar. Bir yandan işi öğrenmeye çalışıyorsunuz, diğer yandan çok yüklü giderlerinizi karşılamak için ekonomik mücadele içerisine giriyorsunuz. Geliri bayi satışı, abone geliri, resmi ilan ve reklamlar olan gazetecilikte ayakta durmak fevkalade güç iken birileri aldığınız reklam firmalarını arayıp tehdit ederken, birileri abonelerinize baskı uygulamakta, bir diğer yandan yazdığınız yazılarla ilgili sizleri tehdit edenler. Sizin anlayacağınız Osmanlı"nın cihan harbinde Düveli Muazzama ile verdiği mücadelenin bir benzerini verdik.
Tarihin hiçbir döneminde zahmet olmaksızın Rahmetin gelmediği ortada olduğu gibi, bizim verdiğimiz mücadele sonunda gazetemizin geldiği noktayı hep birlikte gördük. Rahmet de bu olsa gerek. Düşüne biliyor musunuz üç yıllık bir gazetesiniz internet ortamında Türkiye sıralamasında ilk 2200 desiniz, sizi takip eden Trabzon"da yayınlanan TAKA Gazetesi 2300. sırada şehrimizde en yakınımızda olan 4900 larda. Günde 45.000 kişi ziyaret ediyor, bu rakamlarda tek bir tane dahi abartma yok. İnternet Gazeteciliği artı bayii satışı artı abone toplamında bölgede lider olduğumuz artık kanıtlandı.
Gazete kurulur iken sen git imamlık yap, müteahhitlik yap, siyaset yap diye yazı yazan gazeteci arkadaşlara selam olsun. Gazetecilik bizim yaptığımız gibi mi olmalı yoksa onların yaptığı gibi mi sorusunu onlara bir kez daha soruyorum. Hangi işi yaparsanız yapın adam gibi gereğini yaptığınız zaman mutlaka karşılığını buluyorsunuz. Dünyanın neresinde olursanız olun ister ticaret yapın, ister siyaset yapın, isterseniz gazetecilik yapın kısa vadede belki kıymetiniz bilinmeyebilir ancak uzun vadede mutlaka hak ettiğiniz yeri bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Bizleri bu güne taşıyan başta Rabbimize, ardından siz değerli okurlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarak bu günkü yazıma son vermek istiyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.