Eline listeyi alan soluğu Ankarada...
Siyasette sıcak gelişmelerin yaklaştığı bu günlerde herkesi derinden bir telaş almış. Önümüzdeki kongre sürecinde kimisi yerini koruyabilmek için her türlü manevrayı yapma peşinde, kimisi yönetimlerde yer bulma peşinde, kimisi ihale, iş takipçiliği yapabilmek için yakın adamlarını siyasette etkin kılma peşinde, kimisi ise önümüzdeki genel seçimlerde parlamentoya gidebilmek için teşkilata adam yerleştirme peşinde.
Bazıları ise; canlarının istediğini yapabilmek için kendi talep ve arzularını karşı taraftan gelmiş gibi lanse edip, kafasına göre çözüm üretme peşinde. Örnek mi istiyorsunuz? Sabırlı olun! Onu da vereceğim. Önceki gün Büyükşehir Belediye Başkanı Ankara"ya gitmiş, gitmiş ama kendiliğinden bir gidiş değil bu gidiş. Teşkilat başkanı Haluk İpek, Samsun"un bundan sonraki sürecini belirlemek için bizim Muhteremi çağırmış ve demiş ki; Konuş Ya Başkan, bundan sonraki süreçte Samsun"da ne yaparsak kaybettiğimiz ivmeyi yakalarız. 500.000 nüfuslu Samsun"un 3/2 sine tekabül eden iki ilçe belediyesini (Sayende) kaybettik. Bunu yeniden nasıl toparlarız. O da demiş ki; Sayın Genel Başkan Yardımcım ve Teşkilat Başkanım, malumunuz %70 oranında oy beklerken, bazı şer güçlerin çalışması sonucu % 47"lere kadar gerilememin sebeplerinden birisi teşkilat, diğeri Milletvekilleri ve bazı gafil Basın organları (Başta biz). Önümüzdeki süreçte bunu toparlamanın tek yolu iyi bir İl Başkanı"ndan geçer.
Teşkilat Başkanı ise, teklifinin ne olduğunu sorduğunda üç isim zikretmiş. Birisi; olma ihtimali olmayan bir basın mensubu arkadaş, diğeri; Savaş Güven. Bir üçüncüsü ve asıl gönlünde yatan ise; Kerami Gürbüz ismi olmuş. Savaş Güven"in gerek ekonomik çıkmazları, gerekse daha önce aday olup, çekilmesinden ötürü, olamayacağını bildiğinden, asıl gönlünde yatan sultanın Kerami Gürbüz olduğu bir gerçek. Ancak burada atladığı birçok şey var.
Birincisi; Yanına gittiği Haluk İpek. Kerami Gürbüz"ün okul arkadaşı olsa bile, teşkilat Başkanlığı"ndaki ömrü sayılı günlerle sınırlı. Önümüzdeki büyük kongrede Abbas yolcu.
İkincisi; Kongrede aday olacak isimle ilgili son kararı Başbakan verecek.
Üçüncüsü; Artık bu şehrin bir Bakanı ve 5 milletvekili var. Kararı verecek olan onlardır.
Dördüncüsü; Kendisinin bu güne kadar destek verdiği kim başarılı olmuş? Süleyman Kaldırım"ı ben mi, aday gösterdim, yoksa o mu? Genel Merkez"deki kredisinin ne olduğunu hala bilmiyor mu?
Bu saydıklarımızı çoğaltmak o kadar mümkün ki, sormayın gitsin. Aslında bu yaşanan gelişmeler güzel şeyler, kimin ne olduğu, gerçek düşüncesi ile resmi görüşü arasındaki farkın ne olduğu, kimin ırkçılık yaptığı, kimin teşkilatçılıktan yana olduğu, kimlerin asıl amacının malı götürmek olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Bize sadece yaşananları toplumla paylaşma görevi düşmektedir. Kararın en güzelini vicdanlar verecektir.
Bir Başka Ankara yolcusu ise, Adem Bektaş olmuştur. Dün yanına eski okey masası arkadaşlarını da alarak yola revan olmuş, aslında kendiliğinden revan olmamış! Onu da Genel Merkez çağırmış! Ve demiş ki; Ey Beni Adem oğlu Adem bu şehri Samsun"da neler oluyor, Bu millet ne haltlar karıştırıyor? Sen bu partinin kurucu il yöneticisi değil misin? Neden bu işlere el atıp, düzeltmiyorsun? O da suale; Aman efendim ne haddimize! Ben kulunuz zaten bu durumu arzı hal etmek üzere huzurlarınızdayım diye cevap verince, Söyle bre gafil demişler ve başlamış anlatmaya; Efendim malümü âliniz ben kulunuz şehri Samsun"da hem parti yöneticiliği, hem Belediye Başkanlığı yapmış bir ferdi vahit olarak, bu partinin kurtulması ancak ve ancak benim sizlere sunacağım liste sayesinde olacaktır. Bu liste hem Samsun"u hem de partimizi kurtaracak bir listedir.
Listede kimler var diye sual edecek olur iseniz; eski Belediye Başkanları, eski Anaplılar, SBK" nın Başkanlığını yapıp, İstifa edeceğim diye kongreye giden arkadaş, birkaç bayan arkadaş, AK Parti kurulduğu günden itibaren dönem dönem yönetimlerde yer alıp, her girdiği yönetimle kavga etmekten zevk alan arkadaşlar, şunlar, bunlar.
İşin şakası bir yana insan bir şeyi yaparken biraz düşünüp, taşınır, aklıselim insanlarla istişare eder ve onların söylediklerinden de ders alıp, doğru olanı yapma gayretinde olur. Her canı isteyen veya istikbal beklentisi olan soluğu bir liste ile Ankara"da alırsa vay haline şehrimizin! Vay haline koskoca iktidar partisinin! Bizim işimiz olup, bitenleri sizlere aktarmak. Takdir, siz değerli okuyucuların. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.