ENGELLİLER GÜNÜ
03 Aralık günü “Dünya Engelliler Günü”dür. Yaklaşık altı milyarlık dünya nüfusunun 750 milyonu, 76 milyon ülke nüfusumuzun da 12 milyonu engellidir. Başka bir gerçek de, insanlar ya engelli, ya engelli yakını, ya da engelli adayıdır. Öyleyse toplumun tamamı engellileri tanıyor ve biliyor.
İnsanlık tarihinin ilk günlerinden beri engelliler olmuş ve topluma yük olarak görülmüştür. Halbuki engellilik ve engelliler, içinde bulundukları toplum ve aile için rahmettir, berekettir. Her şeyde hayır vardır anlayışı İslam’ın bakış açısıdır. Bunun için de, bela ve musibet hangi yolla gelirse gelsin, Müslüman kişi bunda bir hayrın olduğunu kabul eder. Bakara suresi 155. Ayette Yüce Allah, insanların karşılaştıkları olumsuzlukların imtihan nedeni olduğunu bildirmiş ve sabredenleri de müjdelemiştir.
Vahiy ürünü anlayışlarda ve yaşamda engelliler toplumun diğer katmanlarından şefkat ve merhamet görmüştür. Ancak, tevhid inancı olmayan toplumlarda engelliler itilmiş, kakılmış ve yük olarak telakki edilmiştir.
Eski çağlarda engelliliğin şeytanla ilişkilendirildiği, sakat çocuk doğuran kadınların günahkar olduğu anlayışı söz konusudur. Yakın çağlara kadar engellilerin kısırlaştırıldığını, öldürüldüğünü veya izolasyona tabi tutulduğunu biliyoruz. Bu gün çağdaş ülkeler arasında bulunan devletlerin yakın zamana kadar engellileri yok etmeyi devlet politikası olarak uyguladıklarını da biliyoruz. Sağlıklı nesiller yetiştirmek için “Ojeni” denilen, sağlıklı cinslerin çiftleştirilmesi yoluna gidildiği de bir vakıadır.
Peygamberimiz döneminde engellilerin değerleri daha çok anlaşılmıştır. Abase suresinin inzaline neden olan Abdullah b. Ummü Mektum örneği Allah katında engellilerin değerini ve insanlar arasında da olması gereken yerini belirtmek bakımından yeterlidir. İmran b. Huseyin’in 30 yıllık kronik yatağa bağlı hasta olmasına rağmen durumundan şikayetçi olmaması, Medine’ye çok uzak olan Yemen’e Vali tayin edilen Muaz b. Cebel’in sakat olduğunun bilinmemesi engellilerin durumlarından şikayetçi olmadıklarını ortaya koymaktadır.
Köre rehber, dilsiz ve sağıra tercüman, güçsüze yardımcı olmak sadakadır. Bir kimsenin engelinden dolayı bir başkasını küçümsemesi ona günah olarak yetecektir. Peygamberimiz tarafından iki gözün görmemesi Cenneti elde etme nedeni olarak hatırlatılmıştır.
Engellilik ve engellilere destek olmak ahiret sigortasıdır. Günümüzde ana rahminde sakat olduğu anlaşılan çocukların kürtaj yolu ile aldırıldığını zaman zaman duyarız. Sakat çocuk bakmaktan kaçınan insanların evlerinde çocuk özlemlerini ve sevgisini hayvan bakarak ve severek giderdiklerini de duyarız. Elbette hayvanlara sevgi duymayı ve onları bakıp beslemeyi eleştirmeyiz, hatta takdir ve tebrik ederek böyle yapan kimseleri alkışlarız. Ancak, çocuk bakmamak için, çocuk olmasını engellemeye çalışmak ve çocuk sevgisini hayvanları severek karşılamak; anlayışla karşılanamaz.
Engellilerin engelleri, yapacaklara işlere engel değildir. Bunu, yakınlarımızda gördüğümüz engellilerin heyecan ve gayretlerinden anlıyoruz. Engellileri acımak yerine onlara fırsat ve imkan sağlamak yapılacak en önemli hizmet olur. Engellilere katkı sağlayıp yardımcı olmak Cennet garantisi sağlar. Engellileri küçük ve hakir görmek kişiye günah olarak yetecek büyüklüktedir.
Engellilerle ilgili hassasiyet sadece 3 aralık günü ortaya konmamalıdır. Engelliler öncelikle insandır ve insan olarak her zaman hatırlanmaları lazım gelir. Hatta sağlıklı insanlar bir defa hatırlanırsa engelliler en az iki defa hatırlanması gerekir. Onların toplum içinde olmaları berekettir. Onlara hizmet ve hürmet rahmette dönüşecek en güzel ibadettir.
Bu duygu ve düşüncelerle, engellilerin gününü kutlar, hayırlara vesile olmasını temenni ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.