Bir arada yaşayan insanlar her zaman birbirlerine muhtaçtırlar.

Bazen varlıklı olanlar fakirlere, bazen da fakirler zenginlere muhtaç olur.

Fakirlik olmazsa zenginliğin, zenginlik olmazsa fakirliğin önemi kalmaz, kıymeti bilinmez.

İnsanlar hayatlarını sürdürürken birbirlerine yardım ederler.

İnsanların mutluluğu ve huzuru yardımlaşmaya, dayanışmaya bağlıdır.

Dinimiz; yardımlaşmayı, zekat ve fıtır sadakası  (fitre) ile bir esasa bağlamıştır.

Bunların dışında hasene diye tarif ettiğimiz mecburiyet dışı yardımlaşmaları da teşvik etmiştir.

Yüce Allah, hayır olarak verilen, şükür olarak infak edilen her şeyin karşılığının verileceğini de Kur’an-ı Kerimde belirtmiştir.

Peygamberimiz, sadakanın malı eksiltmeyeceğini, insan malını bağışladıkça, Allahın da kişinin şeref ve derecesini yükselteceğini, bir müslümana yardımda bulunulması halinde Allah’ın da o kişiye ikramda bulunacağını ifade buyurmuştur.

Fitre (fıtır sadakası) zekat gibi mali bir ibadettir.

Fitre; Allah rıza için yapılan yardım anlamına gelir.

Ramazan bayram sabahına zengin ve hür olarak yetişen her Müslüman üzerine vaciptir.

Küçük çocukların dahi fitrelerinin verilmesi gerekir.

Fitre ramazan ayında verilir ancak oruç ibadetinin bir parçası veya rüknü değildir.

Müstakil bir mali ibadettir. 

Her hangi bir nedenle oruç tutmayanlar da fitre vermekle yükümlüdürler.

Zekat gibi fitre de zenginlerin yapması gereken bir ibadet olmakla birlikte bu iki ibadet arasında bazı farklılıklar vardır.

Her zekat veren kimse mutlaka fitre vermekle de yükümlüdür.

Ama her fitre verene zekat vermek farz değildir.

Fitrede; malın artması, çoğalması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartları yoktur.

Fitre, zekat verilecek kimselere verilir ve zekat verilmeyen kimselere de fitre verilmez.

Anne, baba ve yukarılarına, evlat, torun ve aşağılarına, eşler birbirlerine fitre veremezler.

Fitre sadakasını verirken niyet etmek gerekir ancak fitre olduğunu verilen kişiye söylemek şart değildir.

Hatta fitre olduğunu söylememek muhatabın izzet ve onurunu düşünmek açısından daha isabetli bir davranıştır.

Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığınca tespit edilen en düşük fitre miktarı 16  Tl.dir.

Ancak fitre verilirken en az bu miktara uymakla birlikte fakirin menfaati göz önünde bulundurularak, fitre veren kimse daha yüksek miktarlarda da fitre verebilir.

Kişinin kendi mali durumu ile orantılı miktarda fitre vermesi, bu ibadetin ruhuna daha uygun bir davranıştır.

Zekat malın sadakası ve şükrü, fitre ise sağlığın ve vücudun sadakası ve şükrüdür.

Zekat malı korur ve temizler, sadaka  kaza ve belalara karşı kalkandır, fitre sağlımızın ve canımızın şükrüdür.

Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde; “Fıtır sadakası (fitre), oruç tutanları boş söz ve kötü iş işlemekten temizlemek, fakir kimseleri de doyurmak için vacip kılınmıştır.

Kim onu bayram namazından önce verirse o kabule şayan bir bağış olur, kim de onu namazdan sonraya bırakırsa, normal sadakalardan bir sadaka olur” buyurmuştur.