Hasetliğin panzehiri kardeşlik anlayışıdır. Kardeşlik, fesatlığı değil gıptayı tavsiye eder. Gıpta; diğer kimselerde var olanın devamını, kendisinin de onlara sahip olmasını istemektir.  Hasetlik ise; diğerlerin sahip olduğu nimetlerin ellerinden çıkmasını beklemektir. Hasetlik; İlahi dağıtıma/taksime rıza göstermemek, aksine itiraz etmektir. Gıpta, İlahi taksimden kendisine de verilmesini taksim edenden istemektir ve verilene razı olmaktır.

Hasetlik haram, gıpta helaldir. Peygamberimiz; “Sizden biriniz kendisi için sevdiğini Mü’min kardeşi için sevmedikçe kamil Mü’min olamaz” buyurmuştur. Müslümanın diğer bir Müslümanın malına fesatlık etmesi İslam kardeşlik anlayışı ile bağdaşmaz. “Müslümanın diğer Müslümanı hor ve hakir görmesi ona günah olarak yeter” buyurmuştur sevgili Peygamberimiz. Müslümanın diğer Müslümanı haset etmesi değil ona dua etmesi esastır.

Peygamberimiz; “Kim gıyabında bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona aynı şeyler sana da verilsin diye dua eder” buyurmuştur. Kişinin kendi duasının kabulü için başkalarına dua etmesi esastır. Başkası için yapılan dua kendi duasının referansı olacaktır. Gıpta, bereket ve rahmet vesilesi, hasetlik de zorluk ve horluk meselesidir. Çünkü, haset, asitin demiri çürüttüğü gibi güzel amelleri ortadan kaldırır.

“Kim bir Müslümanın dünyadaki bir sıkıntısını giderir de ona yardım ederse Allah da kıyamet günü  o kişinin sıkıntılarını giderir ve ona yardım eder” diye buyuran Peygamberimiz; Müslümanla diğer Müslüman arasındaki bağın nasıl kurulması gerektiğini ilan etmiştir. Müslüman, elinden ve dilinden emin olunan insandır. Adı anıldığında toplumun çoğu veya bir kısmı endişe ediyor ve güvensizliği nedeniyle o kimseden çekiniyorsa o kimse Müslümanlığını sorgulanmalıdır.

Peygamberimiz; “Birbirinize buğz etmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize arka çevirmeyiniz, Ey Allahın kulları kardeş olunuz” buyurarak hasetliğin kardeşlik hukukunu zedeleyeceğini hatırlatmış ve Müslümanda olması gerekin önemli bir meziyeti bildirmiştir. Haset kişi; huzursuz yaşar, gecesi gündüzü hesapla geçer, gönlü rahat olamaz, kalbi imana, zihni Kur’ana doyamaz, çünkü hasetlik şeytanla işbirliği yapmaktır. 

İnsan fıtratı hasetliğe meyilli olduğu için; İslamın prensipleri  gıbtayı telkin etmektedir. İman, amel ve ahlaki değerlerden yoksun veya bu değerlerle ilgili zaafı olanların hasetliğin pençesine düşerek; dünya ve ahiretlerini zehir edecekleri için Allah c.c. kullarını önceden ve öncelikle uyarmaktadır. Asitin demiri erittiği örneğini vererek Allah Resulü; hasetliğin insan zihninde ve gönlünde kadar korkunç bir tahribat oluşturacağını haber vermektedir.

Çıkar ve menfaat duygularıyla, dünya kaygıları; hasetliğin tetikleyicisi ve yaşam kaynağıdır. Bunu dengeleyecek tek unsur; kişinin imanı ve Yaratanın taksimatına göstereceği rızadır. Verilene rızası olmayanın; hiçbir zaman arzusu sınırlanamayacak, her istediğine yeni şeyler ekleyecek, herkeste bulunanın kendisinin olmasın arzu edecektir. Bu kişinin bilerek veya bilmeyerek yaptığı; kendisini ve dolayısıyla sahip olduklarını ilahlaştırmasıdır. Fesatlık korkunç bir ruh hastalığıdır.

Fesatlığı dengeleyecek güzel duygu olan “Gıbta” insan fıtratına uygundur. Bu duygu; hem gönlü besler, hem de kendisinin dışındakilere yaşam hakkı sağlar. Gıbta duygusuna sahip olan; başkasının varlıklarında ve başarılarından rahatsızlık duymadığı gibi bunlar için de başkasına yardımcı olur. İslam kardeşliğin inşasında en güzel duygu olan gıbta ile hareket edebilmek; toplumun huzur ve mutluluğuna da katkı sağlayacaktır.