HUZURUN ADRESİ
Doğru olanı yapmak; zordur, acıtır ama huzur getirir. Huzurlu bir yaşam, sağlıklı bir hayatı sağlar.
Huzurlu olmak, mutlu olmak değildir ama rahat yaşamaktır. Elbette hedef; mutlu olmaktır.
Huzurlu yaşam; fiziki rahatlık ve sıkıntısız bir hayattır. Buna, beden huzuru demek daha doğru olur.
Maddi ihtiyaçların karşılanması büyük ölçüde huzur sağlar ama mutlu olmak için bu yeterli değildir.
Mutlu yaşam; hem fiziki hem ruhi rahatlıktır. Maddi ihtiyaçların karşılanmasından çok ruhun ihtiyaçları ön planda yer alır.
Mutlu olmak; hem beden hem de beyin huzuru demektir. İdeal olan da budur.
Toplumdaki kaoslar, genellikle bedeni değil ruhi huzursuzluklar nedeniyledir.
Her insanın ortak fiziki ve ruhi ihtiyaçları vardır. Bunlar herkeste ya aynıdır veya birbirine çok yakındır.
İnsan ruhu; su, toprak, temiz hava ve yeşilliklerden huzur duyar, mutlu olur. İnsan fiziği de bu unsurlarla yaşamaktan rahatlık duyar.
İhtiyaç hissetmeye gerek kalmadan, Allah c.c.ın insanlığın hizmetine sunduğu bu nimetlerden, insanlar belli program dahilinde istifade eder.
Allah c.c'ın, kainatı ve tabiatı belli bir program dahilinde yarattığı bilinmektedir. Bu program, insan hafızasını aşacak bir denge içermektedir.
Her mevsimde yetişen sebze ve meyvenin o mevsim için insanın ihtiyacı olduğu artık bilimsel bir gerçektir.
Aynı zamanda, her coğrafi bölgenin özelliği de, o bölge insanı için yaşamsal bir gereklilik arz eder.
Örneğin; Karadeniz Bölgesinde yaşayan insanın deniz, orman, yayla gibi tabi coğrafi nimetlerden istifade etmesi fiziki ve ruhi bakımdan huzur ve sağlık kaynağı olacaktır.
Diğer bölgelerde yaşayanların da bölgesel coğrafi nimetlerden istifade etmesi beden ve beyin huzurları için gereklidir.
Hatta, bölgesel özelliklerin, o bölgede yaşayanların davranışlarına yansıdığı da ifade edilmektedir.
Her insanın mutluluğu için bu genel unsurların dışında özel bir takım hususlar da vardır.
Ancak;
Her olumsuz konuyu aşmanın ve her huzursuzluğu yenip, mutsuzluğa meydan okumanın sermayesi imandır.
Mutluluk ve mutsuzluk unsuru olan her hâdise de, insan için imtihan vesilesidir.
Olaylara, ilahi proje ve imtihan olarak bakmak gerekir.
Yanlışları ve kötü davranışları bırakmak zor bir süreç olsa da, sonucu huzur, hatta mutluluk verici olacaktır.
Doğru olanı yapmak ve doğru bir duruş sahibi olmak; hem beden hem de beyin huzuru sağlar. Bu da mutluluktur.
Mutluluk imkânlarla değil, iman'la elde edilen bir sonuçtur.
Zor olup, acıtsa bile; doğruyu yapıp, doğru duruş göstermek esastır.
Her beden huzuru; beyin huzurunu sağlamaz. Ama, her beyin huzuru; hem beden huzurunu hem de gönül huzurunu sağlar. Bu huzurlar; toplumsal mutluluğun kaynağı olur.
İnsanın doğru yerde durup, doğru olanı yapması; vahye uygun bir yaşamla mümkün olur. Bu da güçlü bir imana sahip olmakla sağlanır.
Huzurlu ve mutlu bir yaşam için Peygamberlere ihtiyaç vardır. Bu nedenle her topluma bir Peygamber gönderilmiştir. Son ümmetin Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa s.a.v.dir. Ümmetin huzuru ve mutluluğu da, Peygamberimizin sünnetini hayata hâkim kılmakla olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.