İKRAM AHLAKI
“Misafir rızkı ile gelir, sevabı hane halkıhna kalır” anlayışı milletimizin inançlarından aldıkları değerleridir.
Peygamberimiz; “Allaha ve ahiret gününe inanan misafirine ikram etsin” buyurmaktadır.
Misafirin hane sahibi üzerinde hakkının olduğunu da yine Peygamberimizden öğrenmekteyiz.
Misafire ikram; erdemlilik değil, sorumlluktur, hatta zorunluluktur.
Misafir ağarlamakta kazançlı olan misafir değil, misafire ikramda bulunan hane halkıdır.
Misafir ağırlayanların .bu konudaki samimiyetleri, onların kazançlarını da belirlemektedir.
Misafir ağırlamak Hz. İbrahim sünneti olarak bilinmekle birlikte, Peygamberimizin de önemli toplumsal sünnetlerindendir.
Misafir ağırlamak konusuna Peygamberimiz çok önem verir ve özen gösterir, sahip olduğu imkan ve mekanları en iyi şekilde misafirine ikram ederdi.
Her şeyin bir zekatı vardır, evin zekatı da onun içinde misafir ağırlamak için bir odanın tahsisi veya kullanılması olarak tarif edilmiştir.
Misafir, hane sahibine Allah c.c.ın bir lütfu, bir ikramıdır.
Hane sahibi, misafiri büyük bir nimet ve hanesine rahmet olarak görmelidir.
Zira herkes bu nimet ve rahmete mazhar olamaz. Allah bunu sevdiği kullarına bahşeder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Allah bin kimse için hayır murat edince ona bir hediye ikram eder, bu ikram misafirdir, çünkü misafir rızkı ile gelir, giderken de Allah c.c. ev halkını bağışlar” buyurmuştur.
Başka bir rivayette de yine Efendimiz (s.a.v.): “Bir kavme misafir geldiği zaman rızkı ile gelir, giderken de onların günahları bağışlanmış olarak gider” buyurmuştur.
Milletimizin geleneğinde evlatlarına misafirle ilgili inançlarından gelen tavsiyeleri vardır. Bu tavsiyelerinde;
“Evladım, misafiri aziz tut ki sen de Allah’tan izzet bulasın.
Misafirini iyi konuklayan iman ehline Allah, rahmet kapısını açar.
Misafirden hoşlanmayan kimseden Allah da, Resûlullah (s.a.v.) efendimiz de incinir.
Misafire hizmet eden kul, kendisini Allah katına layık bir dereceye yükseltir.
Misafiri güler yüzle karşılayan, Allah’tan ölçüsüz lütuflar görür.
Ey ev sahibi; fazla külfetten uzak ol ki, misafirden sana ağırlık gelmesin.”
Bizim kültürümüzde misafir Tanrı misafiri olarak kabul edilmiş ve:
“Misafir kendi rızkı ile gelir, misafir her şeyden önde gelir”,
“Ev sahibi misafirin hizmetkârıdır” denilmiştir.
Misafirin duasının kabulü ile ilgili olarak Peygamberimiz; “Üç dua vardır ki muhakkak kabul olur: Babanın, misafirin ve mazlumun/ zulme uğrayanın duası” buyurmuştur.
Dinimize göre misafire ikram, hizmet ve hürmet hayırlı bir iştir. Onun için misafiri ağırlayanlar hayırlı kimselerdir.
Misafir kabul etmeyenlerde ise hayır yoktur. Peygamberimiz; “Misafir etmeyende hayır yoktur” buyurmuştur.
Asırlarca İslama hizmet edip bayraktarlığını yapan ecdadımızın güzel özellik ve uygulamalarından biri de misafirperverlikleri, dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin gelen bütün misafirlere hizmet etmeleridir.
İnancımızdan kaynaklanan bu geleneğin bu gün de devam ettirilmiş olması büyük bir onur vesilesidir. Üç milyon Suriyleli, bir milyona yakın Iraklı kardeşimizin ülkemizde misafir edilmesi, bu gözel özelliğin en güncel uygulamısı ve örneğidir. Bu bir ikram ahlakıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.