Devletin bir ildeki en üst düzeydeki görevlisi ve temsilcisi ilin Vali"si olduğu gibi, ilçenin en üst düzeydeki görevlisi de ilçe Kaymakamı"dır. Kaymakam, ilçesinde bulunan vatandaşların mal, can güvenliğinden tutun, sağlık, eğitim, kültür gibi alanlarındaki tüm ihtiyaçlarından sorumludur. Zaten bu nedenle adı geçen hizmetlerle ilgili ilçe müdürlükleri kurulmuş ve Kaymakamlığa bağlanmıştır.

            Dünkü yazımda da belirttiğim gibi maalesef şehrimizde olup, biten her şey beni gelip, bulduğundan düzeltilmesi konusunda da iş bana düşüyor. Zaten bu eksiği görmemiş olsa idim gazete kurmama da gerek yoktu, ben de havadan, sudan, müşteri memnuniyetinden, Güneydoğu"da yaşanan olaylardan bahsedip köşe doldurmak adına yazılar yazabilirdim, ama böyle bir davranışın hem kendime, hem de değerli okurlarıma saygısızlık olduğuna inandığımdan, zülfigare dokunup, bedelini ödemeye razı oldum.

            Haftanın belli günlerinde anne, babamın ziyaretine gidip, dualarını almak isterim, eve girdiğimde ilk konu yazdığım yazılarla ilgili eleştirilerdir, hatta babam özellikle Müftülerle ilgili yazdığım yazılardan bir hayli rahatsızlık duymuş olacak ki epeyce fırça geçti bana. Babam kendi dünyasında haklı olabilir ancak benim ele aldığım konu kahramanlarının bir kısmını hiç tanımam, ben yazıyı yazarken kişiye değil, olaya bakarım, yapılan olayda yanlışlık varsa o zaman failini arar onunla ilgili yazmam gerekenleri yazarım. Bu konuda o kadar müsterihim ki anlatamam.

            Malumunuz geçtiğimiz yaz ayında İlkadım İlçe Müftülüğü ile ilgili bazı haberler yapmıştık, ardından da bazı köşe yazıları yazmıştık, hatta daha geçtiğimiz ay Doğumevi Mescidi"ne verilen ikinci imamla ilgili haber yapmıştık. Konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı bir çalışma başlatmış sanırım kadro iptal edilmek üzere. Kamyon Garajı Camii ile ilgili imam kadrosu verilmediğini belirtmiştik, oraya da imam kadrosu gelmiş. Sizin anlayacağınız yazılarımız bir işe yaramış.

            Gelelim asıl konumuza geçtiğimiz yıl yaptığımız haberlerden birisi Kalkanca Kuran Kursu"na toplanan paralarla ilgili idi. Toplanan paraların Kalkanca Kuran Kursu"nda harcanmadığını, İlçe Müftülüğü"nün paraları başka yerlerde harcadığını, hatta İlçe Müftülüğü"ne Kuran Kursu"nun paraları ile plazma televizyon dahi alındığını belgeleri ile yazmıştık. Kalkanca Kuran Kursu"na iki haftada bir para toplanmakta, bu konuda ilçe Kaymakamını arayıp, görüşmek istemiştim, izinde idi, yerine bakan bir birim müdürü ile görüşmüştüm. Yetkili arkadaşa Kaymakam Bey geldiğinde bu konu ile ilgilenmesi gerektiğini, zira bu işin içerisinde farklı şeylerin olduğunu söylememe rağmen hala daha iki haftada bir İlkadım bölgesindeki camilerde Kalkanca Kuran Kursu"na yardım toplanıyor.

            Şimdi sıkı durun bakalım dediklerimiz doğru mu, yoksa yanlış mı tam on gündür Kalkanca Kuran Kursu"nda kaloriferler yanmıyor ve çocuklar soğukta ders yapıyorlar. Peki, gerekçesi nedir derseniz efendim kalorifer kazanı bozulmuş da doğalgaza geçeceklermiş de, şu anda çalışma yapılıyormuş da ondan kaloriferler yanmıyormuş. Be Allah"tan korkmaz kuldan utanmaz adamlar siz kendi evinizde kışın ortasında mı kalorifer tamiratı yaparsınız yoksa yazın mı, sizin yöneticilik anlayışınız bu mu? Orada 170 civarında çocuk eğitim görüyor bu çocukları soğukta bırakmaya hakkınız var mı?

            Gelelim bir başka konuya bu bizim İlahiyatçı, maneviyatçı, doğru ile eğriyi ayırt noktasının mihenk taşı olması gereken idareciler Kalkanca Kuran Kursu"nda bir bayanla eşini sigorta yapmaksızın ikisine aylık toplam 400 lira ödemek kaydı ile çalıştırıyorlar. Olay sigorta müfettişlerine intikal edince müfettişler kursa gidiyorlar, kursta bayanı gördüklerinde burada çalışıyor mu diye sorduklarında hayır eşi çalışıyor kendisi de ona yardıma geldi demek suretiyle hem yalan konuşuyorlar, hem de bir insanın hakkının yenmesini temin ediyorlar. Bu yaptıkları yetmezmiş gibi daha sonra da SGK İl Müdürü"ne gidip, acaba müfettişlerin tuttuğu tutanağı iptal edebilir miyiz diye yardım talebinde bulunuyorlar.

            O zavallı iki insan evinde aş pişirecek, çocuk okutacak, hayatını idame ettirecek, siz ondan hem SSK primini esirgeyeceksiniz, hem karı, koca iki kişiye birden ayda sadece ve sadece 400 lira vereceksiniz. Sizin çoluğunuz çocuğunuz insan da bunların ki enek mi? İlçe Müftüsü kullandığı tuvaletin temizlik kağıdını dahi bu kursa toplanan paradan alıyorsa İlçe Kaymakamı ne iş yapar sorarım size? Geçtiğimiz Pazar akşamı CNN Türk"te yeni Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ile Taha Akyol"un söyleşisini izledim, adam fevkalade bir insan bunların yaptığını bilse eminim bunları teşkilatta bir gün dahi barındırmaz, ama merak etmeyin bu işler düzelmezse bizzat adımı vererek kendisine bu konuyu taşıyacağımı sizlere söz veriyorum. Bana ayrılan yer bitti ama söylemek istediklerimin henüz yarısını dahi kaleme alamadım. Başka bir yazıda kalanları yazmak üzere. Kalın sağlıcakla