İNSANİ İLİŞKİLERDE “İLAHİ”LİK…

İnsani ilişkilerin belirleyeni; insanların inandığı değer yargılarıdır. Müslüman için belirleyici olan da Kur”an-ı Kerimin mesajı ve Hz. Peygamberin bu konudaki uygulamalarıdır. Değer yargısı ilahi olursa, her insan mutlu olur. Beşeri değer yargıları da eğer insani değerlerden besleniyorsa, müntesibini mutlu eder. Genelde canlıların, özel de insanların faydasına olan ve zararı bulunmayan her değer yargısının kaynağı ilahidir. İlk insan Hz. Adem”dir ve Hz. Adem aynı zamanda ilk Peygamberdir. İnsanlık, dünyevi kodlarını; ilahi mesajlara göre oturtmuştur. Yüce Allah insana eşyayı Hz. Adem üzerinden tanıtmış, isimlerini öğretmiştir. İnsanlık süreci içerisinde, ilk insanla başlayan ilahi tanıtımlara karşı bir takım itirazlar olmuş, bunlar inkara kadar da zaman zaman varmıştır. Ancak Hz. Muhammed”e kadar yüce Allah dönem dönem sürekli kendi adına elçilik yapacak Peygamberler görevlendirerek, ilahi bilginin insanlara sunulmasını murat etmiş, Peygamberler de Allah adına tebliğ görevlerini yerine getirmişlerdir. Hz. Muhammed s.a.v. Veda haccında, kendisinden sonra Peygamberin gelemeyeceğini, ilahi mesajların insanlarla buluşmasının ise Kur”anın ve Sünnetin takibiyle devam edeceğini bildirmiştir. Hz: Peygamberden sonra Kur”an ve Sünnet; insanların yol haritasını ve ilişki biçimlerini belirleyen ilahi kaynaklardır.

İnsanların birbirlerine faydalı olmak üzere kurulan ilişkilerinin tamamı ilahilik arz eder. Örneğin; Avrupa İnsan Hakları Beyannamesinin kuralları incelendiğinde, bunların; Veda hutbesinde Hz. Peygamberin insanlığa sunduğu manifesto ile örtüştüğü görülecektir. Bu kuralların deneme yanılma yöntemiyle bilinmiş ve bulunmuş olması; ilahi kaynaklı olmasına engel değildir. Her faydalı kural ve bunun ortaya çıkışı ilahi merkezlidir. İnsanlara ve canlılara zarar verecek veya bir grubun istifadesine dönük belirlenmiş ve oluşturulmuş kurallar beşeridir ve bu kuralların insanlığı mutlu etme imkanı yoktur. Belirli kimselerin mutluluğuna vesile olacak hiçbir kural insanlık için hayırlı değildir. Fıtrata uygun olmayan bu yöntemle insanlığın huzuru kaçar, barış ortadan kalkar ve toplumlarda kaos, toplumlar arasında da savaşlar meydana gelir. Huzur; ilahi merkezli ilişkilerin topluma hakim olması, toplumsal ve kişisel ilişkilerin ilahi kuralların şekillendirmesine göre uygulanmasıyla sağlanır. İlişkilerin şekillenmesinde ilahi kodlama yerine beşeri hesaplamalar etkin olmuşsa; ilişkilerin sonucu göz yaşı ve kan olacaktır. Beşerin belirlediği ilişkilerde mutlaka menfaat ve çıkar hesabı vardır. Bu ilişkilerdeki İlahi kodlama ise, tamamen hak ve adalet üzere kurulmaktadır. O nedenle; sahabe arasında çıkar kavgaları olmamış, ilişkileri menfaatler belirlememiştir. Ensar ve muhacir kardeşliğinin insanlık tarihindeki karşılığı tam da konumuzu ifade etmektedir. Bir toplumda ilişkiler beşeri hesaplamalara göre şekillenmişse, bu ilişkilerle hareket edenlerden uzaklaşmak gerekir. Mutlu ve huzurlu yaşamak için; bazen bazı insanlardan uzaklaşmak, bazılarıyla vedalaşmak, bazılarıyla da helalleşmek gerekecektir. Şerrinden emin olunmayan kimselerin bulunduğu topluluk ve onların oluşturduğu ilişki biçimi; huzuru ve mutluluğu da dinamitleyecektir.

İnsani ilişkilerin zarar verdiği her ortamdan ve kişiden uzak durmak gerekir. Bunlardan uzaklaşırken de dikkatli davranmak esastır. Atalarımız; halının tozunu alırken halıyı parçalamamak gerektiğini söylemiş ve öğretmişlerdir. Kaynağı ilahi olmayan her kodlama insan ve insanlık için yüktür. Bu yükün bedeli; kan ve göz yaşı, kaos ve savaştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR