KALBİ HASTA OLANLAR

Kur’anın bahsettiği kalp hastalığı ise manevi ve ahlakidir. Peygamberimiz de kalbin hastalıkları üzerinde çokça durmuş, birçok hadis-i şerifinde bu konudan bahsederek, özelliklerini belirtip, örnekler vermiştir. Çürümüş meyve ve sebzeler gibi insanların da çürümüş olanlarına, kalbi hasta olanlar denmiştir. Bu Kur’ani bir kavram, Peygamberi bir tariftir. İnsan özelliklerinin, deneme yanılma yöntemiyle tespit edilip, bunlardan lüzumsuz davranış olarak tanınanları, madde madde listelenmiş olsa; Kur’anın açıkladığı ve Peygamberin tarif ettiği, hasta kalplilerin davranış özellikleri ortaya çıkacaktır. Bencillik, cimrilik, hasetlik, fesatlık, kibirlilik, riyakarlık, kindarlık, intikamcılık, tepeden bakmak, kötü zanda bulunmak, insanların karşılaştıkları sıkıntılardan zevk duymak, menfaate dayalı dostluklar kurmaya kalkmak, insanları yüz üstü bırakmak, sözünde durmamak, emanete ihanet etmek gibi bir seri insan davranışı; kötü davranış olarak tanımlanmış, bu davranışların yapılmaması konusunda insanlar uyarılmıştır.

Bazı insanlar vardır ki; uzaktan bakıldığında kusursuz gibi görünür, iletişime geçildiğinde, yolculuk ve alış veriş yaparak, birlikte hareket etmeye başlanıldığında, ne kadar da lüzumsuz olduğu anlaşılır. Kalplerde olan hastalıkların; bazen uzaktan görülüp, fark edilebileceği gibi, bazen de makyajlanmış kötü huylar; ancak yakın ilişkiler esnasında fark edilir. Hasta ruhlu olan bu tiplerin hayatı; haset ve fesatla, hesap ve beklentiyle geçmekte, Allah’ın taksimatına karşı sürekli muhalefet ettikleri görülmektedir. Kur’anı Kerimin saydığı olumsuz insan davranışlarının tamamı; hastalıklı kalpleri veya kalbi hastalıklı olanları anlatmaktadır. Hasta kalpliler; kalplerinde ne gibi hastalıkları varsa, onları dil ve elleriyle, söylem ve eylemleriyle etraflarına yansıtırlar. Nifak ehli olan bu tiplerin; her dönemde ve her mekanda bulunabileceklerinden, Yüce Allah, bunların özelliklerini ve sıkıntılarını bildirmiştir.

Hasta kalplilerin eksiği iman olduğu için tedavileri de ancak sahih bir imanla sağlanacaktır. Bir gönülde; infak etmek duygusu yoksa, nifak çıkarma özelliği vardır. İnfak nifakın panzehiri, nifak da infakın düşmanıdır. Hasta kalplileri diriltmek ve düzeltmek için; imanın davranışa yansıyan önemli bir özelliği olan paylaşmayı başarmaları gerekmektedir. Kuranı Kerimin, hasta kalpliler olarak tarif ettiği insanların; kulakları hakikati duymaz, beyinleri gerçeği tefekkür edemez, gözleri gerçekleri göremez, gönülleri imanın gereklerini hissedemezler. Onlar akıl ve fikirden, muhakeme ve ahlaktan uzak olan hayvanlar gibidirler. Tek farkla ki, hayvanlar; fıtratları üzere yaşarlar, hasta kalpliler fıtratlarını bozarak yaşamaya çalışırlar. Hasta kalplilerden uzak kalmak ve onların şerlerinden korunmak gerekir.

İmansızlık nedeniyle kalbi bozuk olanlar itikadi münafık, ahlaki olarak söz ve davranışları bozuk olanlar ameli münafıktır. Müslüman toplum içinde itikadi münafıkların sayısı yok denecek kadar azdır ama ahlaki sorunları nedeniyle ameli münafık olanlar çoktur. Yalan söyleyenler, emanete ihanet edenler, birbirine karşı güvensizliği oluşturan davranışlara sahip olanlar, sözünde durmayanlar ameli münafıktır. Yaratanın yasakladığı işleri davranışa ve hayat şekline dönüştürenler ameli olarak münafıktır. Bu gibilerin içinde bulunduğu toplumda istikrasızlık ve kaos söz konusudur. Müslüman toplum içinde kalbi hasta olanlar bu tiplerdir. Onursuz davranışlarla kişilik ve toplumsal itibar oluşturmaya çalışanlar bunlardır. Bu gibilerin toplum içerisinde kendilerine kısa vadeli de olsa yer bulup, itibar görmeleri; o toplumun çoğunun manevi açıdan kalbi bozukluğu nedeniyledir.

Yalanın etkili olduğu, pirim yapmak için müstehcenliğin ön plana çıktığı ve reyting yaptığı, yüksek maddi imkanlar elde etmek için karaktersizliğin işareti olan söz ve davranışlara başvurulduğu bir toplumun balans ayarı bozulmuş, ahlaki değerleri yok olmuş, kalbi rahatsızlıkları had safhaya ulaşmıştır. Böyle bir toplum, toplu helakin muhatabı olmasa bile, bireysel sıkıntıların istilasına uğraması insanlık tarihinin örneklerindendir. Günümüz dünyasının neredeyse ortak özellikleri haline gelmiş olan ameli münafıklığın önüne geçilmesi; imani değerlerin kalbe hakim olmasıyla sağlanacaktır. Manevi ve ruhi acıdan kalbi hastalıkların ilacı imandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR