KAYINÇOM BENİ MAHKEMEYE...
KAYINÇOM BENİ MAHKEMEYE VERMİŞ HALİM NİCE OLA
Gazetecilik mesleğine sonradan başladığım için bu meslekte ustaların öğrettiklerini de pek bilmem, bu meslekte ne çarıklı erkanım, ne de mektepliyim, zira okuduğum okul İşletme Fakültesi, yaptığım işler gazetecilikle uzaktan, yakından ilgisi yok, sizin anlayacağınız kendi kendisini yetiştiren bir gazeteciyim. Takdir edersiniz ki kendi kendinizi yetiştirir iken de ara sıra bedel ödemek zorunda kalmanız kadar doğal bir durum olamaz.
Gazetecilik mesleğini öğrenenlere ustalarının söylediği en önemli şey bir gazetecinin her savcılığa gidişi koluna bir altın bilezik yakması anlamına geliyormuş. Gazeteciliğin bu yönü tam bana göre, yaptığınız işin yansımasını gördüğünüzde ayrı bir keyif alıyorsunuz. Bu konuda şampiyonluk Ademciğimde ancak üzüldüğüm nokta şu ana kadar mahkemelik olduğumuz konuların yüzde doksanını kaybetmiş olmasıdır. Geçtiğimiz hafta iki mahkememiz vardı birisi 20.000 liralık tazminat talebi ile beni mahkemeye vermesi idi, bir diğeri ise avukatlık yapamaz haberimizle ilgili açtığı hakaret davası idi, her iki davayı da kaybetmesi beni derinden üzdü!....
Ademciğimi örnek alan sevgili kayınçom da geçtiğimiz hafta beni mahkemeye vermiş, benden manevi tazminat talebinde bulunuyor, birde avukatı aracılığı ile noterden tebligat çekmiş, geçen hafta Hortumcu vekil olur mu? diye yaptığımız haberin kendisine verdiği rahatsızlıktan ötürü tekzip yayınlamamızı talep ediyor, hem de bir hafta süre ile yayınlamamızı istiyor. Kayınçomun avukatları aynı zamanda bir gazetenin de avukatlığını yapmakta oldukları halde tekzip taleplerinde bir hafta süre ile yayınlamamızı talep etmekteler. Biz bu haberi kendimizden uydurmuş olsak dahi gazetecilik mesleğinde kaç gün yayınlanmış ise o kadar tekzip talep edilir, bu arkadaşlarımız hangi kanuna istinaden bu talepte bulunduklarını da merak ediyorum.
Kaldı ki bizim bu haberi tamamen elimizdeki mahkeme kayıtlarına bağlı kalarak verdiğimizi de bilmeleri gerekmektedir. Seyfettin Adıyaman 2005 yılında bir mahalli gazeteye Ortağım olan Fuat Köktaş beni hortumladı, beni hortumlayan bir kişinin siyasette yetkili olması doğru değil şeklinde verdiği beyanat üzerine Fuat Köktaş tarafından mahkemeye verilmiş, Seyfettin Adıyaman mahkemede beraat etmiş, ayrıca Seyfettin Adıyaman Fuat Köktaş'ı kendisini hortumladığı gerekçesi ile mahkemeye vermiş ve mahkeme Seyfettin Adıyaman'ı haklı bularak Fuat Köktaş'ın faizleri ve gecikmeleri ile 500.000(Eski para ile beş yüz milyar)TL civarında parayı Seyfettin Adıyaman'a ödemesine karar vermiş. Bu kanıtlara rağmen sevgili kayınçom beni mahkemeye vermişse bakalım bundan sonraki evraklarla ilgili ne diyecek
Bu insanların hala daha beni tanımamış olmaları gerçekten hayret edilecek bir durum. Fuat Köktaş tüm olup bitene rağmen bana gelip, seçime gireceğini, desteğime de ihtiyacı olduğunu söylemiş olsa idi bu gerçekleri bilmeme rağmen sessiz kalmayı tercih ederdim, ama adam bu yaptıklarına rağmen hala daha kuyruğunu dik tutabiliyorsa o zaman bunlara da katlanmasını bilecek. Önümüzdeki günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden aldığı tuz ihalesinde yaptıklarından ötürü neden iki yıl kamu ihalelerine girme yasağı aldığından tutun da satın aldığı faturalara ödediği KDV'yi envanter defterine gider olarak nasıl işlediğine, hatta yurt dışından satın aldığı vagonları Türkiye'de nasıl bedelsiz değiştirdiğine varıncaya dek her şeyi belgeleri ile birlikte yazınca biraz daha rahatlayacağı kanaatindeyim!...
Biz hata yaptığımız zaman özür dilemenin erdemlik olduğuna inanan insanlardanız, işi kabadayılıkla yapmaya kalkanlar havalarını alırlar amma ve lakin İslami ve İnsani usullere göre haklılığına inandığımız insanlardan hem özür dileriz, hem de bunu kamuoyu ile paylaşmasını biliriz. Geçenlerde çok sevdiğim bir imam arkadaş geldi ve İlkadım Müftüsü ile ilgili yazmış olduklarımdan rahatsızlık duyduğunu, bu yazılanların doğru olmasının mümkün olmadığını söyleyince ona dedim ki hocam müftü efendi gelsin bu yazdıklarımın doğru olmadığını ispat etsin sana söz veriyorum yaptığım haberlerin sayısınca tekzip haberi yapacağım ve müftüden özür dileyeceğim. Hoca efendi bu dediklerime çok sevindi ve gitti ama gidiş o gidiş hala daha gelecek. Daha sonra öğrendim ki İlkadım Kaymakamlığı bu konuda bir çalışma yapmış ve haber yaptığımız tamirciye adam gönderip, haberin doğru olup, olmadığını araştırmış. Tamirci haberin doğru olduğunu, hatta parayı alıncaya dek akla karayı seçtiğini söyleyince bu kez Müftü efendi imamlar toplayıp demiş ki içinizden birileri çıkıp bu habere tepki göstersin. İmamlardan bunu yapmak için görevlendirmeyi düşündükleri arkadaş göreve gitmeden maaş alan biri olduğu ortaya çıkınca bundan da vazgeçmişler. Ben yine sözümdeyim Müftü efendi gelsin yaptığımız haberlerin aksini ispat etsin kendisinden bu sütunlarda özür dilemeye hazırım. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.