Birbirlerine benzeyenler, bazen açıkça bazen de gizli gizli birbirlerini desteklerler. Birbirlerinin boğulduklarını gördüklerinde, aralarında husumet olduğu zannedilen bunlar, hemen çığlıklar atmaya başlarlar. Aslında onlar kendi aralarında bir ve beraberdirler.

Kirli ilişkiler içinde olanlar açıkça birbirlerini, her şeye rağmen destekliyor. Haklı ve aynı olanlar da beraber olduklarını haykırmalıdır. Zira, birbirlerine husumeti olduğu zannedilenlerin, hiç beklenmedik durumlarda, kendi ayaklarına kurşun sıkarcasına diğerlerinin safında yer alıp, çığlık atmaları elbette izaha muhtaçtır. Bu da, ancak; aralarında kirli ilişkilerin varlığı ile izah edilebilir. Madem ki, kirli ilişkiler sahibi olanlar zorda ve darda kalınca birbirini bulup haykırıyorlar, öyleyse; hak ve hakikat üzere olanlar, yöntemleri farklı bile olsa, neden birbirlerini desteklemesin.

80 öncesi sol ve sağ örgütler aynı üst akıl tarafından idare edildi. Bu konu yıllar sonra anlaşıldı. O zaman birbirine husumeti olan bunlar, seksen sonrası gelişmelerle birbirlerinin koluna girerek hak ve hakikate karşı savaş açar oldular veya diğer bir ifade ile en azından kendilerine, birlikte ve aynı bloku düşman olarak seçip, ateşe kalktılar.

Şimdi de, Feto ile PKK'nın, aynı üst akılla yönetildiğini gördük. Ülke idaresine hâkim olan Feto yoluyla üst akıl hücrelere kadar girmiş oldu. Böylece devlet ergi’ni eline alarak içerden bürokrasi , dışardan da  aynı üst aklın askerleri olan PKK ile ülkeyi ele geçirmeye çalıştılar. Halkın seçtiği iradeyi zaman zaman kendi günahlarına faklı yöntemlerle hizmet ettirmek istediler, bunu bir ölçüde de başardıkları şimdi daha iyi görülmektedir.

Son günlerde buna, hiç beklenmedik ve görülmedik bir biçimde bir meşru blok da eklenmiş oldu. O da haykıra haykıra çığlık atmakta, üst aklın gizli ve açık güçlerine hukuki işlemleri bile yanlış görmektedir. Eğer, her birisinin aralarında ortak ilişkiler olmasa ve her biri aynı üst aklın alt temsilcisi olmasalar, aynı ortak noktada buluşmaları sağlanabilir mi ki ? Öyleyse; ortak nokta, görünmeyen ve bilinmeyen ama tahmin edilen ve işaretlerle ortaya çıkan kirli ilişkilerdir.  Sistem ve Kurumlar kökten değişmedikçe, Feto ve PKK yoluyla ülkemizin hücrelerine kadar giren, üst aklın gardiyanlarından kurtulmak mümkün değildir. Bu nedenle ülke idare şeklinin tepeden tırnağa değişmesi gerekmektedir. Başkanlık sistemi, söz konusu kirli ilişkilerin bertaraf edilmesi için olmazsa olmaz bir yoldur. Arkasından da bütün kurumlar sisteme entegre edilerek, performans merkezli ve hizmet odaklı olarak şekillendirilmelidir.

Bu gelişmeleri beklemeden, suç işleyenler hangi konum, pozisyon ve makamda olursa olsun hiç tereddüt etmeden yargılanmalıdır. Birbirlerine benzeyenlerin çığlıklarına kulak verilmemeli, gereği neyse yerine getirilmelidir. Hak ve hakikat yanında olanlar da hiçbir mağduriyete sebebiyet vermeden, masumiyet ilkesini de gözeterek bir arada olmalı ve güçlerini merkeze kadar iletmekte her hangi bir tereddüt içine girmemelidirler. İnsanların malına, canına, ırzına, aklına ve dinine zarar veren her yön, yöntem ve idare şekli kabul edilemez. Bu şekle karşı olan ve ifade edilen değerlerin yanında bulunan herkes de sesli şekilde varlığını ve tarafını ifade etmelidir. Kirli ilişkilerden ancak böyle kurtulmak mümkün olur. Hak ve haklının yanında yer almak, yaratılış fıtratının da gereğidir.