KISKANÇLIK DUYGUSU…
Kıskançlık; hased etmenin bir başka adıdır. Kendisinin dışındaki insanları ve sahip olduklarını çekememek anlamına gelen haset/kıskançlık gönül dünyasının yaralayan ruh hastalığıdır. Müslümanın hayırlı amellerinin yok olmasına neden olan kıskançlık, doktorların çare bulamayacağı ahlaki bir rahatsızlık, ruhsal bir sorundur. Kıskançlık duygusu dünyada insanın stres içinde yorgun yaşamasına, ahirette ise ceza görmesine neden olur. Dünyada yapılan iyi ameller de kıskançlık nedeniyle yok olup gittiği için, kişi hem dünyasını hem de ahiretini bu nedenle perişan etmiş olur. Kıskançlık duygusuyla yaşayan kimse, kendisinin dışındaki insanların her şeyine göz diker, onların elden çıkmasını ister ve bekler. Kıskançlık bir çeşit şirktir. Allahın taksimatına muhalefet etmektir. İnsanların elinde bulunan haramların, davranışlarında bulunan yalanların gitmesini istemek kıskançlık değil, ona yapılabilecek iyiliktir. Bunun için dua ve niyazda bulunulur, yardımcı olunur. Peygamberimiz zalime de yardımcı olun, onun zulmünü engellemeniz ona yardımcı olmak demektir buyurmak suretiyle, kötü mal, hal ve davranışların gitmesini istemek elbette kıskançlık değil adamlıktır.
Kıskançlık beşeri bir duygu, insani bir zaaftır. Bu duygunun sahibi olmak değil, bunun davranışa dönüşmesidir sorun olan. Haset edilen kimseyi incitmek, hasetliği/kıskançlığı onun malı, canı ve hali üzerinden eyleme dönüştürmek günahtır. Dünyanın ilk cinayeti kıskançlık yüzünden işlenmiştir. İlk Peygamber ve ilk insan olan Hz. Ademin çocukları birbirlerine kıskançlık yüzünden düşmanlık beslemişler, Kabil kardeşi Habil’i kıskançlık yüzünden öldürmüştür. Hz. Yakup’un çocukları, kardeşleri Hz. Yusuf’u kıskançlık yüzünden kuyuya atmışlar ve “kardeşimizi kurt yedi” diyerek babalarına bu yüzden yalan söylemişlerdir. Peygamberimiz günahların sebepleri üzerinde dururken; Hz. Adem’e itaat etmeyen şeytanın kibrinden, Hz. Ademin yasaklanmış meyveden yemesine neden olan hırsından ve Hz. Adem’in oğlu Kabil’in kıskançlığından bahsetmiştir. Bu nedenle, kıskançlık kınanmış olan nefsin kötü hallerinden ve insanın olumsuz davranışlarından olarak sayılmıştır.
Kıskançlıklara karşı dua, namaz, niyaz ve zikirle tedbir almak gerekir. Herkesin bir kıskananı vardır. Kıskanılan kimsenin mağduriyeti mutlaka Yüce Mevla tarafından ihsan ile karşılık bulur. Kıskanan da hem dünyada hem de ahirette cezasını görür. Kabil kıskançlık nedeniyle kardeşini öldürmüştür ama kendisi de o saatten sonra dünyada zelil ve rezil olmuş, ahirette de kardeş katili olarak mahşerin suçluları arasında yer alacaktır. Hz. Yusuf kardeşlerinin kıskançlıkları nedeniyle mazlum olmuş ama sonrasında Mısır’a sultan olarak kendisine kıskançlık duyan kardeşlerine ders verir konuma gelmiştir. Kıskançlıkla ilgili Kur’anın örnek verdiği olayların Peygamberlerle ilgili ve kardeşler arasında olması çok manidardır. Kıskançlığın kardeşi kardeşe kırdırdığı ve hiçbir sınır tanımadığını anlatmak için bu örneklerin vaaz edilmiş olması çok önemlidir. Kıskançlık her ne kadar karşıdakine zarar vermiş olarak sonuçlanıyorsa da, aslında kıskançlık yapan kimse de kendini bu duygu ile yiyip bitirmekte, gecesini gündüzüne katarak stres içinde bir hayat sürmektedir. Kıskanç kimselerin dinlenme şansı yoktur. Gece uyurken bile rahatsız olurlar. Yatağa dinlek yatsalar bile yorgun kalkarlar. Çünkü büktün zihni mesaileri diğer insanların sahip olduklarına karşı kin ve öfke beslemekle geçmektedir. Kıskançlık duygusunun panzehiri imandır. Bu duyguya sahip olanlar imanını sorgulamalı, ibadet ve zikirle kendisine çeki düzen vermelidirler. Peygamberimiz imanla kıskançlığın aynı anda bir arada olamayacağını bildirmiştir.
Kıskançlık duymak, karşıdaki kişiye bir zarar vermez. Bunun zararı karşıdan önce kıskançlık duyan kimse üzerinde yansıma bulur. Allahın taksimatına itiraz anlamına da gelen kıskançlığın ilerlemiş hali kişiyi inkara götürür, küfre sürükler. Kıskanan kimseden emin olmak için ona dua etmeli, hediye göndermeli, nasihatta bulunulmalıdır. Veda hutbesinde evrensel bir sunum yapan Peygamberimizin insanlığa tavsiyelerinin başında, “Birbirinize haset etmeyiniz, Ey Allahın kulları kardeş olunuz” beyanı vardır. Müslümanlar birbirleriyle olan ilişkilerinde Allah rızasını gözetmeli, birbirlerinin sahip olduklarına gıpta ile bakmalıdır. Her insana Allah hak ettiğini ihsan eder. Fesatlık edip, kıskançlık yapmak kişinin dünya ve ahiretini harap eder. Allah kimi nerede istihdam edeceğini ve kime neler lütfedeceğini bilir. Kıskançlık yapmak Yaratan iş öğretmek anlamına gelir ki asiliktir. Kişi gayret eder, çalışır, gereklerini yerine getirir, sonra da Rabbına tevekkül ederek, sonuca razı olur ve şükreder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.