MESCİD-İ HARAM'DA SABAH NAMAZI...
Müslümanların Kabe'de olması; ağırlığı ve sorumluluğu yüksek bir misafirliktir.
Hac ve Umre ibadeti vesilesiyle Kabe'ye misafir olanlar, bu misafirliğin ağırlı altında ezilirler.
Ama misafirliğin onur ve gururuyla da sevinirler.
Kabe'ye misafir olmak ne kadar şerefli bir duygu ve lütufsa, o şerefe layık olmak da bir o kadar zorunluluktur.
Müslümanların günlük ibadeti namaz, kıbleye dönülerek ihya edilir.
Kötülükleri engelleyen namaz ibadeti, dostlukları da kuvetlendirir.
Müslümanlar, kılmış oldukları beş vakit farz namazla, günde beş defa Kabe ile hasbehâl ederler.
Usul şartları denen tadil-i erkanına riayet edilerek, Allah c.c.a karşı sorumluluk bilinci ile kılınan namaz, sahibini Arş-ı Alâ'ya taşır.
Kabe'nin devamı olan Beyt-i Mamur ve nihayeti Arş -ı Alá, bir kul için takvaya erişmenin garantisidir.
Beş vakit namazın, her vakti kendi içinde farklı öneme haizdir.
Sabah namazının, diğer vakitler arasındaki farkı ve önemi, bu namazla güne başlanmış olmasıdır.
Sabah namazı, günün sigortasıdır.
Şeytani işlerden uzak olabilmenin en güçlü garantisi namazdır.
Namazları camide, cemaatle kılmak Peygamberi bir sünettir.
Namazları Kabe'ye doğru kılmak, namazın farzlarındandır.
Kişi nerede namaz kılarsa kılsın yönünü Kabe'ye döner.
Namazın kıblesi olan Kabe'de namaz kılmak, ancak Mescid-i Haram'da bulunmakla mümkündür.
Kabe'nin cemaati; Müslümanların renk, tahsil, imkan, makam, konum ve pozisyon açısından aralarında her hangi bir fark ve üstünlüğün olmadığını yansıtan fotoğraflarıdır.
İslama göre üstünlüğün, takva'da olduğunun görüldüğü yerlerden birisi, Kâbe imamının peşindeki namaz saf'larıdır.
Sabahın rahmet ve bareketi, öylesine hissediliyor ki Mescid-i Haram'da, adeta bereket yağıyor semadan Mescid-i Haram'daki cemaat saf'larına.
Sağınızda siyahi bir genç, solunuzda sakalı ağırmış yaşlı bir Pakistanlı, ön safta Yemen'li, arka saf'ta Filistin'li, tam bir kardeşlik karesi oluşturuyor.
Dilleri ve renkleri farklı insanlar gözleriyle konuşup, işaretlerle anlaşıyor Kabe etrafında.
Kabe'de her namaz farklı bir tat veriyor kılanlara ama sabah namazının ayrı bir güzelliği var Mescid-i Haram'da.
Yüzbinlerle beraber, görüş alanınız içinde Kabe'de, adeta uçuyor insan. Birden bire de, bu nimet ne kadar büyük bir sorumluluk gerektirir diyor ve silkiniyorsunuz.
Rabbım her müslümana, Beytullaha misafir olmayı nasip etsin.
Her Beytullah misaferine de, nereye misafir olduğunu tefekkür etme erdemliliğini lütfetsin.
Bu sabah namazında, diğer zamanlardan çok daha farklı hissettim Kabe'ye sağanak sağanak yağan rahmeti.
Gönlümdeki duygu ve bunu sağlayan bereket o kadar çoktur ki, kelimelerle ifade edemiyorum.
Sabah namazının rahmet ve bereketi her yerde çoktur ama Kabe'de sabah namazı bir başkadır.
Yaptığımız toplu tavaf sonrasında, kafile dışından da sesimizi duyup, duamıza "amin" diyerek iştirak edenlerin sesi ve sayısı, duygularımızı göz yaşına dönüştürdü bu sabah namazı sonrası.
Ümmet fikrinin teorik fotoğrafı olan Kâbe'de namaz, sabahları bir başka duygu ve masajı da sunuyor.
Özellikle, küffarın müslümanlar üzerindeki hesaplarının bir yansıması olarak son zamanlarda, başta ülkemize olmak üzere almış oldukları tavra karşı bir cevap oluşturuyor sunduğu mesajıyla Kâbe'de namaz.
Pandemi sürecinde uzak kaldığımız Kâbe ve Mescid-i Haram; hasretin giderilmesine zemin hazırlamış, her misafirini kucaklar olmuştur.
Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksâ; Peygamberimizin ziyaret edilmesini tavsiye ettiği kutsal mescidlerdir. Pandemi sonrası her üçünü de ziyaret etme fırsatını buldum.
Her üç Mescidin misafirlerinin, aynı duygularla koştuklarını ve mescidlerde sâf sâf olduklarını gördük. Her mescidin farklı özelliği ve güzelliğinin yanında ortak olan yanları, Müslümanın iman duygusunu arttırmasıdır.
Mescid-i Haram üç Mescid içinde fazileti en üstün olanıdır. Pandemi vesilesiyle uzak kalınan Mescid-i Harama ve Kâbeye teveccühün yüksek oluşu özlemin işaretidir.
Sabah namazları duyguların zirvesini yaşatır. Çünkü sabah vakti; gündüz ve gece meleklerinin nöbet değişiminin zamanıdır. Mescidde/camide bulunanlara tüm melekler şahid olurlar. Bu şehadet Mescid-i Haram'da çok daha anlamlı ve duyguludur. Umrede bulunanlar bu duyguyu yaşamaktadırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.