MEVLİD KANDİLİ

Çarşamba gününü perşembeye bağlayan bu gece Mevlit Kandilidir. Peygamberimizin hicri takvime göre doğduğu Rebiül Evvel ayının 12.ci gecesi, Mevlit Kandili olarak isimlendirilir. Bu gecede Peygamberimiz hem anılır, hem de anlaşılmaya çalışılır.

Kandiller; kararan gönüllerin aydınlanması, yıpranan gönüllerin tamir edilmesi, paslanan yüreklerin cilalanması için önemli zaman dilimleridir. Kandiller içerisinde, Mevlit Kandilinin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Peygamberimizin doğduğu bu gece, insanlık için dönüm noktası olmuştur.

Mevlit gecesi, aydınlığın doğduğu, insanlığın zulmetten nura dönüştüğü bir  gecedir. Milletimizce, asırlardır Mevlit gecesi kutlanır. Kutlamalar yapılırken Peygamberimiz tanıtılır, eşkali hakkında bilgiler verilir, sıfatları ifade edilir. Süleyman Çelebinin Peygamberimizle ilgili yazmış olduğu, adına da toplumumuzca Mevlit denen  satırlar okunur.  

Sesi güzel Mevlithanların okuduğu ilahiler ve Mevlid-i Şeriflerle, dinleyenlerin duyguları köpürtülmüştür Mevlit gecelerinde.   Mevlit dinleyerek duygulanan, bazen de göz yaşı döken dinleyiciler, bulundukları ortamın duygusal hali ile böylece günahlarından kurtuldukları hesabını yapmışlardır. Mevlit gecelerinde, neredeyse her ilçede bulunan Sakal-ı Şerifler ziyaret edilmiştir. Getirilen salavatlarla Peygamberimize karşı görevlerin yapıldığı düşünülmüştür.

Böylece, genelde kandil geceleri, özelde mevlit kandili; yapılan programlar ve geceye özel amellerle sevapların kazanıldığı, günahlardan temizlenildiği zaman dilimlerine dönüştürülmüştür. Bin beş yüz yıldan beri Peygamberimiz takip edilir. Doğum gecelerinde Mevlid-i şerifler okunur. Peygamberimize methiyeler dizilir.

Peygamberimiz, rahmet Peygamberidir. Merhamet Peygamberidir. İnsanlığa iyilik ve güzellikler konusunda rehberdir. Mevlit kandilinde, bunun tefekkürü yapılmaz da duygusal haller yaşanmaya çalışılır. Bu nedenle de; Hz. Muhammed gibi rahmet Peygamberine sahip olan Müslümanların başları sıkıntıdan kurtulmaz, dertleri bitmez, göz yaşları dinmez.

Müslümanların, rahmet mesajını kendilerine ulaştıran Peygamberleriyle iletişim problemleri söz konusudur. O Peygamber ki, insanlığa Kur’an ve sünneti bıraktığını bildirmesine rağmen, ümmetinin sünnetten uzak yaşamışı anlaşılamaz. Bu mesaja kulak verip, Peygamberimizin ahlakını benimsemesi gereken Müslümanlar, Peygamberimizin Sakal-ı şerifini görme peşine koşarlar.  Peygamberimizin sunduğu mesajı alması gereken Müslümanlar,  Mevlit kandiline önem verirler, bu gecede Peygamberimize hediyeler gönderme yarışına girerler.

Mevlit kandilini, mevlit okuyarak ya da dinleyerek değil, Peygamberin mesajını düşünerek, insanlığa nasıl bir altın çağ yaşattığını tefekkür ederek, kararan gönüllerin ilacı olan Peygamber sünnetine tabi olma yarışına girerek, Kur’anın tefsiri olan Peygamber yaşamından hisseler çıkartılarak değerlendirmek gerekir.

Mevlit gecesi;  Peygamberimize hediyelerin gönderildiği bir gece değil, Peygamberimizden istifade edilmesinin programlandığı bir gecedir. Bu gece sevap kazanma gecesi değil, yaşamın kodlandığı bir gecedir. Bu gece, ağlanıp sızlanmanın yapıldığı bir gece değil, göz yaşının bittiği, kanın durduğu bir gecedir.

Öyleyse ! Bu akşam, Kur’an ve Peygamber mesajına kulak vererek,  Sünnete kodlanmış bir yaşam için karar verilmelidir. Gecenin kutlanma şekli budur. Hayırlara vesile olması dileği ile….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR