ÖĞRETMENLERİ HATIRLAMAK..!
Huzurlu ve mutlu yaşamın unsurlarından birisi de bilgi sahibi olmaktır. Dinimiz, okumaya ve öğrenmeye çok büyük önem vermiş, eğitimi esas kabul etmiştir. Eğitime gereken önem verilmedikçe, insanların huzur ve mutluluğu yakalamaları zordur.
İslam Dini okumaya ve öğrenmeye önem verirken inanlarından daima faydalı yolda çalışmalarını istemiştir. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de Alak suresi 5. ayette: “Yaratan Rabbinin adıyla oku; O, insanı bir Alakadan yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini öğreten, kalemle (yazmayı) belleten Rabbin, en büyük Kerem sahibidir.” buyurarak, insanın her zaman okumasını, kendini eğitmesini, insanlara faydalı olmak için sürekli bir arayış içerisinde olması gerektiğini hatırlatmıştır. Peygamber Efendimizin de, eğitim ve öğretimin, okuma ve yazmanın önemini belirterek “İlim öğrenmek için gayret sarf etmek, kadın-erkek her Müslüman’a farzdır” buyurduğu rivayet edilmiştir.
Dinimiz, öğrenmeyi emrettiği gibi öğretmeyi de görev olarak insanlara emretmiş, okuyanı da okutanı da yüceltmiş, okuma ve okutmayı ibadet kabul etmiştir. Peygamber Efendimiz; “İlim tahsil etmek, Allah katında nafile olarak kılınan namaz, tutulan oruç ve yapılan hacdan daha hayırlıdır” buyurmuştur. İnananlar olarak doğruları öğrenmek ve öğretmek, ilahi öğütlere kulak vermek, var olan bilgilerimizi arttırmak için sürekli arayış ve çaba içerisinde olmak gerekir. Yüce Allah, Taha suresi 114. ayette, bizlerin “Rabbim benim ilmimi artır” diye dua etmemizi belirtmiş, Zumer suresi 9. ayette ise, “...Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?...” buyurmak suretiyle ilim ve irfan sahibi olmanın ne kadar ulvi bir seviye olduğunu insanlara hatırlatmıştır.
Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde; “Faydalı olan ilim Mü’minin kaybolmuş malıdır. Onu nerede bulursa alsın” buyurmuştur. Okumak, öğrenmek ve ilim tahsil etmekten daha faydalı bir şey olmadığına göre, bunları elde etmek için her zorluğa katlanılmalı ve gereken fedakarlık mutlaka yapılmalıdır. Bir özlü sözde “İlim Çin’de de olsa gidip alınız” diye ifade edilmek suretiyle Müslümanlar okumaya, öğrenmeye ve ilim tahsil etmeye teşvik edilmiştir.
Atalarımız okumaya, öğrenmeye ve ilim tahsiline çok önem vermişler, Yüce Kur’an-ın Mücadele suresi 11. ayetinde buyrulan “Allah içinizden iman edenlerle, ilme nail olanların derecelerini yükseltir” vaadinin doğru olduğuna inanmış ve bu ilahi müjdeye erişmek için gayret etmişlerdir. Peygamberimiz (S.A.V.) ‘in “Ya bilen, ya öğrenen, ya dinleyen veya ilmi sevenlerden biri ol, beşincisi olma, helak olursun.” tavsiyesini kendimize ilke edinmeli ve mutlaka hayatımızda uygulamalıyız.
Küçük-büyük, genç-ihtiyar, kadın-erkek hepimiz okumak, öğrenmek, okuduklarımızı ve öğrendiklerimizi hayata taşımak, öğrendiklerimizden hareketle topluma faydalı olacak her iş ve işlemi kendi bulunduğumuz platformda uygulamaya geçirmek zorundayız. Öğrenmek-öğretmek, okumak-okutmak ve ilim tahsil etmek için gayret gösteren kişileri, sivil toplum kuruluşlarını ve kamu kurumlarını tebrik etmeli, takdir etmeli, alkışlamalı ve desteklemeliyiz.
Her yıl 24 Kasım günü, “öğretmenler günü” olarak kutlanmaktadır. Dinimiz; öğrenene de öğretene de çok değer vermektedir. İlim sahiplerinin Peygamber varisleri olduğu dinimizin görüşüdür. Hz. Peygamberin, Müslümanlardan 10 kişiye okuma yazma öğreten esir müşrikleri serbest bırakması okuma ve öğrenmeye verdiği önem ve değerin göstergesidir.
Bir toplumun geleceğinin öğretmenler eliyle şekillendiğini biliyoruz. Şikayetçi olduğumuz toplumsal sorunların çözümünde öğretmenlerimizin ve din görevlilerimizin etkisi tartışılamaz. Çünkü her bir ülke vatandaşımız, ilk şekillenme çağı olan çocukluğunda öğretmenlerin kucağında yoğurulmakta, din görevlilerinin sohbetiyle şekillenmektedir. Seksen milyon ülke vatandaşı olarak, yimi milyona yakın çocuğumuzun şekillenmesi ve bilgilenmesiyle gece gündüz uğraşan ve ilgilenen öğretmenlerimizi sadece öğretmenler gününde değil, her gün yad ediyor, onlara şükran sunuyor ve öğretmenler gününü kutluyoruz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.