OMÜ MİMARLIK FAKÜLTESİNDE SIKINTI BÜYÜK
Yöneticilik herkesin işi değil, özellikle akademisyenlerin yöneticilik yapması daha da büyük sıkıntı, akademik kariyerlerine yeni başlayanlar, yaklaşık 15-20 yıl hocaları tarafından eziliyor, horlanıyor, kişilik bulamadan yüksek lisanstan Profluğa kadar adeta çile çekiyorlar. Ne zamanki Prof olup bağımsızlıklarına kavuşuyorlar bu kez onlar da aynı yolu tercih edip kendi yaşadıklarını öğrencilerine yaşatıyorlar. Hal böyle olunca da kişiliksiz ve problemli bir eğitim camiasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Üniversite hocalarındaki kapris, ego, kendini beğenmişlik öyle bir durumdaki aklınız şaşar, az yakından arkadaşlık etseniz onlarla 5 yaşındaki çocuklardan daha problemli olduklarını rahatlıkla görebilirsiniz. Peki bu dediğim gibi olmayanları yok mu? derseniz elbette var, hocalarından kötü muamele görüp ezilmemiş veya kişilik olarak doğuştan çok karakterli doğup rızık endişesi taşımayan çok az sayıda akademisyen bu dediğimin dışında adam gibi davranmaktalar. Hiç unutmuyorum bundan 20-25 yıl önce Erzurum’dan OMÜ’ye tayin olan bir hoca arkadaş evinde soba yakıyordu, evine aldığı odunu asistanına taşıttığını görünce şok olmuştum, şimdi o asistan prof oldu umarım o da asistanlarına aynı şekilde davranmaz.
Bu detayı neden verdiğime gelince uzun zamandan beri OMÜ Mimarlık Fakültesinde büyük bir sıkıntı olduğunu biliyorum ama bir çözüm bulunur düşüncesiyle konuyu ele almamıştım ama olayın geldiği nokta gerçekten kördüğüm gibi bir sorun olmuş durumda. Nedir sorun derseniz olayı baştan ele alıp değerlendireyim ki nerden başlayıp nereye geldiğini anlayın. Hüseyin Akan döneminde Mimarlık Fakültesinin kurucu Dekanı olan Ahmet Bulut şimdiki Dekan olan ve sorunların başı olan Prof. Derya Oktayı Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesinden alıp Mimarlık Fakültesine getiriyor. Derya hanım özel Üniversiteden geldiği için Devlet Üniversitelerinin işleyişini bilmiyor gelme nedeni de Türkiyeden Emekli olabilmekti. Derya hoca kişilik olarak çok kaprisli ve yöneticilik vasfı zayıf olan bir hoca olduğu kendi getirdiği hocalarla dahi anlaşamayıp hocalar bırakıp gittiğinden belli. Kendi getirdiği 1 Yard. Doç. İle 2 asistanı onunla anlaşamadıkları için bırakıp gittiler. 5 yıldan beri Fakültenin Dekanı 4 olan hoca sayısı 5 yılda anca 8 olabilmiş. İşin en can sıkıcı ve skandal noktası Bu eğitim öğretim döneminde dışardan 31 mimar Fakültede ders vermesi, bu mimarların hocalık formasyonuyla uzaktan yakından alakası olmadığı gibi öğrencilere verdikleri bir şey de yok. Öğrencilere birşey öğretmedikleri bir yana bazen işleri olduğunda bürolarında yanlarında çalışan mimarları derse gönderip ders verdirdikleride oluyormuş.
Hüseyin Akan döneminde çok önemli diyerek İstanbuldan Cengiz Bektaş diye bir Mimarı ders vermeye getirmişler, adamın gidiş geliş masrafları, konaklaması, Havaalanından alınıp Üniversiteye getirilmesi dahil OMÜ tarafından karşılandı. Sizin anlayacağınız adam sanki Ordinaryüs Prof da adamı iki el üstünde tuttular. Adam her yıl kongre adı altında yurt içi ve yurt dışı seyahatlere çıkar harcadığı yolluk kaleminin haddi hesabı yok hepsini üniversite karşılamakta. Üniversite yönetimi bu konuda tüm hocalara yıllık bir sınırlama getirmesine rağmen bu zatı şahanelerine en ufak bir sınırlama getirmemesi de işin farklı bir boyutu. Bu zatı muhterem o kadar ayrıcalıklı bir insan ki yıllık izne çıktığı zaman dahi Havaalanına Üniversitenin aracıyla gönderiliyor, onun dışında bu imkan hiçbir hocaya sağlanmıyor. Sizin anlayacağınız bu hoca ülkemizin bulunmaz hint kumaşı.
Hüseyin Akan döneminde kurulan Mimarlık Fakültesinin derslik dahil birçok eksiği olmasına rağmen Dekan hanım beş yıl öncesinin parasıyla 40 bin liraya makam odası yaptırmış kendisine. Diğer Dekanların tamamı Üniversitenin demirbaşında olan stoklardaki malzemelerden makam odası yaparken Derya hanımın 40 bin liralık harcamasına Allah kulu çıkıp sen ne yapıyorsun dememiş. Derya hocanın kendi getirdiği ve Dekan yardımcısı yaptığı Doç. Dr. Hakan hoca ile anlaşamadığından Hakan hoca hem Dekan yardımcılığını hem de Bölüm Başkanlığını bırakıp gitmiş, Şimdi hem bölüm Başkanlığını hem Dekanlığı kendisi yapmakta. Getirdiği asistanların tamamına yakını İran uyruklu Türk vatandaşı çocuklar bitmiş İran Uyruklu vatandaşlara iş, aş vermekte, şimdi yeni yine bir İranlıyı asistan yapmış. Getirdiği hocaların tamamına yakını Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden gelmiş, o fakülte de Mimarlık fakülteleri içerisinde en kötü olanlarından birisiymiş.
Derya hocanın iletişim sıkıntısı da had safhada yan yana oturduğu odalardaki personeli ile mail ile haberleştiği söylenmekte, konuşmaya tenezzül etmeyen bir yapıya sahip olduğu söylenmekte. İşin daha da garip yanı dışardan derse girenlerin birisi de Mimarlar odası Samsun şube Başkanı olan arkadaş, bu arkadaşın Dünya görüşü, hükümete bakışı, yazışmaları ortada olan bir arkadaş bu arkadaşın sürekli dışardan derse girmesi ne kadar mantıklı anlayabilmiş değilim.
Birde olayın asıl Eğitim öğretim kısmındaki sıkıntıları var, dışardan derse girenlerin büyük bir kısmı hocalıktan anlamadıkları için öğrencilere adeta Çin işkencesi yapıyorlar, kendi yapamadıkları projeleri dahi çizen öğrencileri sınıfta bırakıp yaz okulu da açmıyorlar. Şu anda beşinci, altıncı hatta yedinci yılını okuyan öğrenciler var, bu durumun artık zulüm noktasına geldiğini söyleyen yüzlerce öğrenci var. Eğitim öğretim böyle olmaz Sait Bilgiç hoca bu işe derhal bir el atıp olayı çözmez ise farklı sıkıntılar olacağı endişesini taşıyorum. OMÜ yöneticileri derhal bu olaya el atıp bu saçmalıklara bir son vermeleri lazım aksi halde olan Samsun’a ve ülkeye olduğunu da unutmasınlar. Şimdilik bu kadar olayın takipçisiyim bu çocuklara derhal bir yaz okulu açılması lazım umarım gereği yapılır da biz daha yazmak zorunda kalmayız. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.