Adamın biri, siyaset yapmak istiyormuş. Eş, dost ve akrabalarla istişareden sonra bir de babama sorayım demiş. Babasının yanına varınca "Babacığım, siyasete girmek istiyorum ne dersiniz" deyince babası, "Evladım, deli misin sen?" cevabını almış. Sonra da babasına, "Şart mıdır babacığım,?" diye manidar cevabını yapıştırıvermiş.

Ben de gazete kurmaya karar verdiğimde, bu işten az çok anlayan eş, dostla istişare ederken; sanki hepsi bir ağızdan anlaşmış gibi, "Bu camia çok zordur, kaliteli adam bulmakta güçlük çekersin," dediklerinde ben, "Siyaset yapmaktan zor olmasa gerek, ben 25 yıldır siyasetçilerle uğraşıyorum; biraz da gazetecilerle uğraşayım." dedim. 

Şimdi o dostlarıma hak veriyorum. Geçen yıl, A Takımı Operasyonu yapılırken; her gün hatta aylarca manşetlerde kalan Büyükşehir Belediyesi'nde, 2 gündür Sayıştay denetçilerinin yaptığı teftişle ilgili yaşanan gelişmelerin gazetemizden başka hiçbir gazetenin kıyısına, köşesine bile uğramadığını gördük. Kaldı ki, A Takımı Operasyonu'nda, Samsunspor Kulübü'ne toplanan yardımların zorla mı yoksa gönülden mi toplandığı operasyonun temelini oluşturmaktaydı ve operasyona dahil olanların kendi şahıslarına aldığı tek kuruş yoktu.

Şu anda Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan olaylarsa, çok ciddi şeyler. Bunların yaşanacağı konusunda defalarca yaptığımız ikazlar ciddiye alınmadı. Bazı arkadaşlarımız, haklı olarak soruyor, "Sen 4 yıla yakın süre orada görev yaptın. Bu konularla ilgili ne yaptın?" diye.

Sırası geldikçe açıklayacağım dediğim olaylardan biri de bu olaydır. Sıkı durun açıklıyorum:

Gerek 5393 sayılı Belediyeler yasası ile, gerekse 5216 sayılı Büyükşehir belediyeleri ile ilgili yasada, 'her yıl Ocak ayında geçmiş bir yılı denetlemek üzere denetim komisyonu kurulur' hükmü doğrultusunda; 2005 yılı hesaplarını denetlemek üzere kurulan komisyon, 3 aylık titiz bir çalışma sonunda meclise getirdikleri "denetim raporu"nda, Satınalma Müdürlüğü ile ilgili, satınalmaların sürekli aynı firmalardan yapıldığını ve bunların teklif alma usulüyle yapılıp internet ortamında yayımlanmadığını, yapılan alımlarla ilgili sürdürülen araştırmada çok yüksek rakamlarla alımlar yapılıp belediyenin zarara uğratıldığını tespit ederek konuyla ilgili yasal araştırma ve koğuşturma talep etmişlerdir.

Araştırma yapmak üzere görevlendirilen Teftiş Kurulu Başkanı Erol Yıldız, yaklaşık 2 aylık titiz bir çalışmadan sonra, denetim komisyonun tespit ettiklerini o da tespit ediyor ve raporunun sonunda şu ifadelere yer veriyor: "Başkanlık makamının yazılı talimatları doğrultusunda yapılan inceleme sonunda Satınalma Müdürlüğü'nün yaptığı alımlarda usulsuzlük tespit edildiği ve belediyeyi yaklaşık 155.000 YTL zarara uğrattıkları tespit edilmiştir.

Yapılan bu araştırmanın soruşturmaya çevrilerek ilgililer hakkında soruşturma yapmak üzere yetkililerin Başkanlık makamınca görevlendirilmesini talep ediyor.

Peki Başkanlık makamı ne yapıyor? Ben, denetim komisyonu üyesi arkadaşlar ve Kenan Bey'in zorlamasıyla sadece görev değişikliği yaptırabiliyoruz. Teftiş Kurulu Başkanı arkadaşımız yaptığı düzgün incelemeden ötürü iyi bir fırça yiyor, "Sen, zaten başka siyasi görüşün adamı olduğundan bunu yaptın." deniliyor. Soruşturma  yapma talebi reddediliyor. Biz de, en azından o birimin başından yanlış adam uzaklaştı, diyerek sesimizi çıkartmıyoruz.
Peki, bizim dışımızdaki gazeteler, neden sessiz kalıyor derseniz. Geriye dönük satınalmalar iyi incelenirse neden sessiz kaldıklarını anlamak daha kolay olur. Örneğin, 2006 yılı başlarına kadar bir kalem mal, ağırlıklı olarak bir şirket veya  o şirketin yan kuruluşundan alınmış. Ortaya çıkarsa, birilerinin işine gelmez. Bu tür olaylar, fazlaca. Mesela, Anakent İmar İnşaat Ltd. Şti., gıda alımını ağırlıklı olarak dönemin mahalli idareler başkanından yapmak durumunda kalmış (şimdiki mahalli idareler başkanı da diğer kamu kuruluşlarına boya verdiği gibi). İşte ondan herkes, sessiz sedasız. 

Peki bu Anakent İmar İnşaat Ltd. Şti., bugüne kadar hiç denetlendi mi? Orada durum nedir? Önümüzdeki yazıda okuyacaksınız. Bugünlük bu kadar yeter.

İyi tatiller...