Aslında bugün kamyon şoförü kayınçom ile siyaset  arenasındaki  yaşadıklarımı  yazmayı planlıyordum, zira birçok insan neden  kayınçomu  desteklemediğimi, siyasi yelpazede  yollarımızın neden ayrıldığını  merak ettiklerinden bu konuyu tüm detayları ile yazacaktım, ancak  dünkü gazetelere bakınca milletvekili  aday adaylarının  yaptıkları açıklamalar, verdikleri  beyanatlar karşısında  şaşırıp kaldığım için  kamyon şoförü kayınçom ile ilgili yazacağım yazıyı ertelemek  zorunda kaldım.

            CHP İl Başkanlığı'nda yaşanan olayların perde arkasını  şimdilik çok fazla  irdelemek istemiyorum, zira  bazı  meslektaşlarım bu konuda yazdıklarından detaylara girmeye gerek olmadığını düşünüyorum, ancak şu kadarını söylemeden geçmek istemiyorum daha düne kadar Haluk Koç'un adamı  olarak piyasada gezen İhsan  Kalkavan'ın şimdi  Haluk hocayı  yemek için  kurulan tezgahın  içerisinde  olması çok manidar değil mi?

            Gelelim benim eski arkadaşım Osman  Zümrüt'ün 308 şafak harekatına. Osman Zümrüt hocayı yaklaşık yirmi yıldır tanırım ve arkadaşımdır, birçok arkadaşım Osman hoca ile olan arkadaşlığımdan ötürü bana çok  kızmasına rağmen ben onunla olan ilişkimi  kesmedim, ta ki  başımdan bazı olaylar geçtiğinde bana bir geçmiş olsun dahi demeyecek kadar  vefasız davranışına kadar. Her ne ise o yönü özel hukuk olması hasebiyle çok üzerinde durmak istemiyorum. Üzerinde durmak istediğim asıl konu beş vakit namaz kılmadığı halde sırf milletvekili adaylığı için Büyük Cami'ye sabah namazına gidip kıldığı namazın resmini çektirip, utanmadan gazetelere servis etmesidir.

            Ben Osman hoca ile arkadaşlık yaptığım dönemde de kendisine dünya ve ahiret görüşlerimizin farklı olduğunu hatta birçok düşüncesinin benim literatürümde sapıklık olarak adlandırıldığını söylerdim, ama bana göre Osman hoca  riyakarlık yapmıyordu, o fakültede çok takva görünüp, arka planda çok farklı işler çevirenlerden daha az dine zarar veriyordu. Ancak son yaptığı iş onun da diğerlerinden farklı olmadığını ortaya koydu. Camiye sabah namazına gidiyor, bunu resmettiriyor, dua ederken poz veriyor, imam efendi ile beraber poz veriyor sizin anlayacağınız tam bir din şarlatanı. İnsan bir yerlere seçilebilmek için bu kadar riyakar olabilir mi? Bu kadar basitleşebilir mi? Bunu bir AK Parti'li yapsa  irtica  hortladı diye yer  yerinden oynardı ama Osman Zümrüt yapınca çok güzel bir iş yapmış gibi gazeteler haber yaptı, doğrusu tebrikler!...

            Bir başka milletvekili aday adayı Erkan Avcı efendi hazretleri  Çarşamba'da  sanayi esnafını gezerken çamurlara saplanmış!...  Bunun resmini çekip bu resim üzerinden siyaset yapmaya çalışıyor. Erkan Avcı'nın asıl çekmesi gereken resim Ayvacık'taki göl kenarında kendisine ait olan tesislerin resmidir. O işletmenin mülkünü nasıl aldığını, çevirdiği dolapları, dört dönem belediye başkanlığı yaptığı Ayvacık ilçesini bıraktığında ne kadar borçla bıraktığını, görevde olduğu süre içerisinde ilçesine hangi hizmetleri getirdiğini, esnaftan, fındık tüccarlarından aldığı paraları neden ödemediğini söylese daha inandırıcı olur kanaatindeyim. Kendisi söylemez ise bizim yazacağımızı da bilmesinde yarar var.

            Dün sabah ofise girerken posta kutusunda bir broşür  dikkatimi çekti, alıp baktığımda sevgili kamyon  şoförü kayınçomun el ilanı  olduğunu  görünce  el ilanının  iç sayfasına bir bakayım kayınçom neler yazmış dedim. Birde ne göreyim baş taraftaki resimde Başbakan ile kayınçom aynı karede resimleri var, yetmedi bir de Başbakan baş parmağı ile kayınçomu işaret etmez mi?  Tamam bu iş bitti dedim, mademki Başbakan da kayınçomu işaret etti kayınçom listenin ilk sırasına oturdu dedim. Ancak daha sonra  yanıma gelen arkadaşlar resmin photoshop olduğunu yani yapma olduğunu söylediklerinde  dünyam yıkıldı!... Umduğum dağlara kar mı yağdı diye üzülmekten kendimi alamadım.!...

            İşte size üç milletvekili adayının icraatlarından kesitler. Bu insanlar milletvekili olacak ve şehrimize, ülkemize hizmet edecekler öyle mi?  Kişinin ayinesi iştir lafa bakılmaz, yaptıkları yapacaklarının teminatı olduğundan fazla söze gerek yok. Siyasetin nelere kadir olduğunu bir nebzecik anlatabilmiş isek ne mutlu bize. Mutlu Pazarlar.