TOPLUM HUZURUNU BOZAN HUSUSLAR…
Kur’an ayet mealleri ve Peygamberimizin hadisleri ile bu konuya açıklık getirmek en doğru yöntem olur.
Gıybet, mü’min kardeşini hoşlanmayacağı bir şeyle anmaktır. Topluma, kamuya, insanlara zarar verecek kötü alışkanlık ve davranışlara, huy ve ahlaka sahip olanları elbette ilgilisine ve topluma tanıtmak gerekir. Bu konuda söylenenler gıybet kapsamı dışında mütalaa edilmiştir. Gıybet insanların arasını açan ve toplumun huzurunu bozan bir unsurdur.
Bir başkasını olumsuzluğunu ön plana çıkararak taklit etmek de huzur bozan, insanların arasını açan önemli bir etkendir. Hz. Aişe Validemiz; “Ben başkasını, kusuru nedeniyle söz ve fiille taklit etmem. Hatta bunun için bana, şu kadar dünyalık verseler bile” buyurmuştur.
İnsanların haysiyet, onur ve şereflerini zedelemek için bir takım söz ve davranışlar içerisinde bulunmak da toplum huzurunu bozmaktadır. Miraç yolculuğunda Peygamberimize sembolik olarak, insanların şerefleriyle oynayanların durumları gösterildi ve onların bakır tırnaklarıyla kendi yüz ve göğüslerini tırmaladıkları görüldü.
Müslümanın manevi şahsiyetini rencide etmek en büyük ve en kötü Riba olarak tanıtılmış ve Peygamberimiz bu konu ile ilgili olarak, “Ribanın en kötüsü, haksız yere Müslümanın ırzını(manevi şahsiyetini) rencide etmektir” diye buyurdu. Gönlü kırılan bir kimsenin, gönlünü kırana karşı derin bir kin, öfke ve nefret duygusunun geliştiğini bunu yaşayan herkes bilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşan kimsenin muhatabıyla huzurlu olması çoğu kere mümkün görülmemiştir.
Peygamberimiz; kim bir mümini bir münafığa kurban ederse, Allah (c.c.) kıyamet günü o kimseyi cehennem köprülerinin üzerinde günahından çıkıncaya kadar hapsedeceğini bildirmiştir. Başkaları için su-i zan da, toplumsal huzuru bozan önemli hususların başında gelmektedir. Hüsnü zan esas, sü-i zan istisna bile değildir. Peygamberimiz, zan’ı, yalan olarak tarif etmiştir. Kardeşlik hukukunu zedeleyen kötü davranışlar arasında su-i zan da sayılmıştır.
Öfkelenmek beşeri bir haldir ama öfkeye hakim olmak islami bir ahlakın sonucudur. Öfkelenmemek değil, öfkeye hakim olmak tavsiye edilmiştir. Öfkeye hakim olmanın en kestirme yolunun hemen abdest almak veya en azından el ve yüzü yıkamak olarak Peygamberimiz tarafından hatırlatılmıştır. Öfkelenildiğinde susmanın çıkabilecek olumsuzlukları önlemede en etkin yol olduğu da belirtilmektedir. Öfkeye hakim olmamak da insanlar arası ilişkilerin olumsuz yürümesinde etkilidir.
Toplum huzurunu bozan hususlar incelendiğinde, İslam’ın yasakladığı insan davranışlarının, kötü alışkanlıkların toplumun huzurunu bozduğu, insanların arasını açtığı, telafisi zor ve tamiri imkansız sonuçları ortaya çıkardığı görülmektedir.
Huzurlu bir gönül, mutlu bir aile, kardeşçe yaşanan bir toplum sahip olmak dinimizin emir ve tavsiyelerine uymakla mümkün olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.