ÜLKEMİZDE YENİ DÖNEM
Türkiye yeni bir döneme giriyor.
Derin dönüşümler risk almadan ve keskin kararlar vermeden olmuyor.
Tarihi süreçte, toplumun kendi değerleri üzerinden kendini yenileme noktasına geldiği her dönemde silahlı darbeler yapılmıştır ülkemizde.
Statükocu zihniyet, çoğunluk olan halkın değerlerini ve değerli olan halkın merkeze oturup, belirleyici olmasını engellemiştir hep.
Son 15 yıllık süreçte de bu alışkanlığın devamı için uğraşılmıştır.
Tecrübe sahibi olan ülkemiz insanı bu süreçte, dik durup, belirleyici olma hakkını, güce dönüştürmeyi becermiştir.
Yeni dönemde, statükoya karşı sivil darbe olmuştur ülkemizde.
Son virajlara gelinmiştir artık.
Bundan böyle, devlet millete hizmet için olacaktır.
Devleti elinde tutanların, millete ve değerlerine karşı lüks bakışı bitme noktasına ulaşmıştır.
Bu yeni döneme fikren, zikren ve beceri bakımından ayak uydurmayan, devlet kurum idarecileri çicek bahçelerinde hayatlarına devam edeceklerdir.
Yeni sisteme ayak uyduramayan ve bir takım işgüzarlıklar yaparak sistemi manipüle etmek isteyen devlet kurumlarındaki tüm idareci ile siyasetteki statik kafalar emekli edilmelidir.
Fikir üretemeyen, kendisinin fikre ihtiyacı olan, yorgun, korkak, yılışık, hesapçı, taklacı, vizyonsuz, ufku olmayan tüm idareciler evlerine gönderilmelidir, üstelik yürüyerek.
Artık, toplum yani millet; devletin belirleyeni olmuştur.
Abdulhamit ile başlayan, Menderes, Özal, Erbakan ve Erdoğan ile devam eden millet merkezli sistem yerine oturmuştur. Belki bir eşik sonra, devleti idare edenlerin, millete tepeden bakan tavırlarıyla ilgili süreç tamamen tarih olacaktır.
Zor olmuştur bu güne gelmek. Çok bedel ödemiştir bu millet.
Devleti idare edenler, milleti, milletin değerleriyle korkutmuştur sürekli olarak.
"İrtica" kavramı, her dönemin geçerli balans akçesi olmuştur.
Statikçiler, bu kavram üzerinden toplumu darmadağınık etmişler, milleti devletine küstürmüşlerdir.
İrtica kavramı altında, Müslümanın "Başörtüsü"nü kendilerine sermaye yapmışlardır her darbe döneminde.
Halbuki statikler de, idare ettikleri halkın %98 inin müslüman olduğunu biliyorlardı.
Başörtüsü üzerinden, ülke insanını birbirine küstürmeyi hatta düşman etmeyi başardılar.
Böylece de, değerler üzerinden büyük bir güç olan milleti parçaladılar.
Müslüman halkı, başörtülü ve başörtüsüz olarak birbirine hasım ederek, rahatladılar.
Halkın oylarıyla idareye sahip olunca, halka "Yarasa" demekten utanmadılar.
Kargaşa çıkarıp, "kargaşayı önlüyoruz" dediler.
Bu söylemden kendilerine vazife çıkarıp, beslendiler.
Halkın gücü bu söylemleri aşmaya başlayınca da darbelerden medet umdular.
Son yıllarda görüldü ki, irticaya gerekçe yapılan başörtüsünün devlete hiçbir zararı yokmuş.
Son yıldaki ülke gelişmişliği gösterdi ki, irtica gerekçesiyle, ülkenin gelişmesi engelleniyormuş.
Meğer, başörtüsünden değil, milletin devlete hakim olmasından korkuluyormuş.
Artık ülkemizde yeni bir döneme girilmiştir.
Devlet, millete hizmetkârlık edecektir.
Devlet idarecileri, milletin değerleriyle barışık olacaktır.
Despot idareciler tarih sayfalarında yer alacak, yenileri hizmetkâr olmayı bilecektir.
Bir eşik sonra, sistem oturacak, hangi siyasi zihniyet iş başına gelirse gelsin, millet ve değerleriyle savaşamayacaktır.
Aksine, millete hizmet etmeyi ve değerlerine öncelik vermeyi ilke edinen işbaşına gelecektir.
Yeni dönem; yeni nesil için aydınlık bir gelecek, eski nesil için yeni bir sistem olacaktır.
Hayırlara vesile olması dileğimizle....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.