UMRE VE KORONAVİRÜS
Koronavirüs, küresel bir sorun haline gelmiştir. İlk zamanlar Çin’e ait bir sorun olarak görülürken, kısa zamanda başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, bütün dünyanın gündemine oturmuştur. Her devlet aldığı tedbirler ölçüsünde, kendi ülkelerine virüsün girişini engellemeye çaalışmıştır. Bu konuda belki de en başarılı olan ülke Türkiye olmuştur.
Sağlık Hükümetimizin aldığı tedbirler sonucunda, söz konusu virüs en son ülkemize nüfus edebilmiştir. Elbette ideal olanı ülkemize hiç girmemesini sağlamaktır. Ancak, böylesi küresel bir yaygınlığa ulaşan virüsün, ülkemize girmesi de kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu defa da, virüsün etki alanı engellenmeye çalışılmış, etkilediği vatandaşlarımızın kontrol ve tedavileri de başarıyla yürütülmüştür.
Bütün siyasi mülahazalardan uzak bir şekilde, milletçe top yekun bir duyarlılık gösterilen Koronavirüs’e karşı, kamu otoritesinin ortaya koyduğu tedbir kurallarına da büyük ölçüde itibar edildiği görülmüştür. Evde kalmak, temizliğe dikkat etmek, fiziki mesafeyi korumak, toplu faaliyetlerden uzak kalmak, iş yerlerini kendi karakterlerine uygun şekilde home ofise dönüştürmek, asgari personelle çalışmayı sağlamak ve taşımacılıkta istenen kurallara uymak gibi tedbirlerin başarıyla uygulandığı görülmüştür. Son olarak, şehirler arası ulaşımın da belli prosedüre ve idari izine bağlanmasıyla, tedbirlere bir yenisi daha ilave edilmiştir. İstenen tedbirlere riayet edilmesi konusunda toplumun duyarlı olduğu da müşahede edilmektedir.
Koronavirüs’ün nereden ve kimlerden ülkemize geldiği/girdiği hususunda zaman zaman haksız değerlendirmelerin olduğu görülmektedir. Artık, sorun; Koronavirüs’ün nereden ve nasıl geldiği/girdiği değil, nasıl korunup/kurtulacağı hususudur. El birliği ile milletçe; karşılaştığımız bu küresel soruna karşı direnmek, korumak ve korunmak zorundayız. Virüsün; etki alanında ve muhatapları arasında ayırım yapmadığını görerek, virüse karşı yapılan savaşa katkı sağlamalıyız. Kimsenin, bir başkasını suçlama hakkı da yetkisi de yoktur. Küresel bir sorun haline gelen virüs’ün ulusal alanda kavga nedeni olması asla kabul edilemez.
Bazı kimseler tarafından Koronavirüs’ün umre vesilesiyle Suudi Arabistanda bulunan umreciler üzerinden ülkeye girdiği iddiaları doğru değildir. Umre programları olmayan Çin, İtalya, Avrupa, İngiltere ve Amerika gibi ülkelerde virüsün hem etki alanı, hem de etki gücünün daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu da Umrecilerden kaynaklandığı yaklaşımını çürütmektedir. Elbette umreciler içerisinde Koronavirüs’lü olanlar çıkmıştır ama bu durum top yekun umre yapanların töhmet altında bırakılmasının gerekçesi olmamalıdır. Umreciler arasından fevri davrananlar ve ortaya konan kurallara riayet etmeyenler de olabilir, bu da virüsün umreciler üzerinden yaygınlık kazandığı anlamına gelmeyecektir.
Umre ve umreciler üzerinden Koronavirüs izahı yapanların maksatlı değerlendirmeler yaptıklarını ve umre hizmetlerine karşı olumsuz reflekslerinin bulunduğunu düşünüyorum. Bu izahı yapanların samimiyet sahibi olmadıkları kanaatini taşıyorum. Koronavirüs’ü fırsat bilerek, umre ve umreciler üzerinden, bu anlayışa ve kabullere karşı kin ve nefretlerini ortaya koyduklarına inanıyorum. Umre ve umrecilere karşı anlayış sorunu olanların, konuyu Koronavirüs üzerinden ifade ve izaha çalışmaları son derece yakışıksız bir anlayış ve davranış olmaktadır. Anlayış birliğine sahip değilsek bile, bugün mutlaka davranış birliğine sahip olmamız gerektiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu nedenle, Koronavirüs üzerinden birbirimizi suçlama yerine; birbirimizi uyararak, korunmayı ve kurtulmayı başarmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.