18-19 Haziran tarihlerinde, Cumartesi–Pazar günlerinde Yükseköğretim Kurumları için yapılan sınava üç milyona yakın öğrenci ve yetişkin katıldı. İyi bir üniversitede tahsil yapmak için yüzbinlerce öğrenci birbirleriyle yarıştı, ter döktü. Öğrenciler kadar, aile büyükleri, anne babalar, hatta kardeş ve akrabalar da; heyecanla sınavı ve sonuçlarını takip ettiler. Sınava giren öğrencilerin bir milyona yakını lise son sınıfta okuyanlardan, geriye kalanı da daha önce liseden mezun olmuş veya ikinci üçüncü üniversite tahsili yapmak isteyenlerden oluştuğunu öğrendik basından.    

            Sınava giren öğrencilerden iddialı olanlar ilk yüz bin içerisine girecek olanlardır. Daha iddialı olanlar 20-30 bandında yer almak için gayret edecekler, ilk 5-10 bin arasında yer almak için uğraşanların yanında, en iddialı olanlar da ilk bin içerisine girmeye çalışanlardır. Planlanan üniversiteye ve istenen bölüme göre de puanlar belirleyici olacaktır. Tercih edilen bölümler elbette çok önemlidir öğrenciler için ama bir o kadar, hatta daha fazla da tercih edilen üniversite önem arz etmektedir.    Üniversite okumanın yanında, geleceğin inşasına uygun bir üniversite okumak önemlidir.

            Yüksek tahsil yapmak için artık neredeyse herkes belli ölçülerde imkanlara ve fırsatlara sahiptir. Neredeyse herkes, üniversite tahsili yapabilmekte, hatta istediği bölümleri okuyabilmektedir. Bunun için talep edenlerin ihtiyaçlarına cevap verecek bir çok alternatif söz konusudur. Söz konusu isteklerin çok büyük bir bölümü Açık Öğretim bölümleri karşılamaktadır.    Ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak veya kendisinin gelecekle ilgili plan ve programlarına cevap verecek ölçüde tahsil yapmak isteyenler; ilk yüz binin içinde ve ilk on binlerde yer almak durumunda kalacaklardır. Özellikle marka üniversite olan; Bilkent, Koç, İstanbul Teknik, Boğaziçi, ODTÜ gibi, İngilizce eğitim veren bilgisayar, yazılım, endüstri mühendislikleriyle, tıp tahsili yapmak isteyenler ilk 3-5 bin arasında yer almak için ter dökmüşlerdir.

            Elbette ki, sınava giren yaklaşık üç milyona yakın öğrenci arasından, ilk 2 bin içerisine girmek kolay bir başarı değildir.    İddialı ve marka üniversitelerde tahsil yapmayı düşünen öğrenciler, ilkokul sıralarından beri yaklaşık 15 yıllık eğitim sürecinin cevabını alacaklardır. Üniversite sınav sonuçları, sınava giren öğrencilerin eğitim süreçlerinin toplam özeti gibidir. Artık, söz konusu sonucun belirlenmesi sadece üniversite sınavı esnasındaki performansa bağlı değildir. Bu durum; kreş eğitiminden başlayarak, lise son sınıfa kadar geçen yaklaşık yirmi yıllık eğitim sürecinin toplamıdır. Söz konusu geride kalan yaklaşık yirmi yılın her günü, hatta her saati üniversite sınavına etki edecek bir süreç oluşturmaktadır.    

            İddialı bir sonuç ve marka değeri olan bir üniversitede tahsil yapmak isteyen öğrencilerin, geçmiş yirmi yılda neredeyse hiçbir boş zamanları yoktur. Ailenin çocuklara katkısı ve eğitme bakışları, eğitim için çocuklarına sağladıkları katkı, kreşten itibaren çocukların aldıkları eğitimin toplamı, özellikle lise yıllarında geleceğe dönük çocukların planlı çalışmalara, zorunlu derslerin dışında kitap okuma alışkanlığına sahip olmaları ve bu alışkanlığı kural haline getirmeleri; sonuçların belirlenmesinde etkin olmaktadır. Elbette böylesi yoğun bir süreci kaldırabilecek zeka düzeyine de sahip olmaları gerekmektedir.    

            Ortaya çıkacak sonuçlara üzülmemek için; öğrencilerin kendilerini tanımaları ve tanımlandırmaları çok önemlidir. Seviyelerine göre tercih yapmaları ve beklentilerini kendi süreç ve seviyelerine göre planlamaları en doğru karar olacaktır. Öğrencilerin kendilerini tartmak ve yaklaşık üç milyonluk bu sınav ordusu içerisinde nereye denk geldiklerini görmek için artık bir çok ölçü vardır. Her öğrenci hangi yüzdelik dilim içiresinde yer alacağını neredeyse net olarak görebilmektedir. Sadece, ait olduğu yüzdelik dilim içerisinde birinin önüne geçmek veya diğerinin arkasında kalmak gibi nüanslar bilinmemektedir. Bunu da, çoğu kere sınav ortamı ve o günün şartları belirlemektedir.  

             Sınava giren tüm öğrenci ve katılımcıların, gayretlerinin ve hayallerinin karşılığı olacak sonuçlar elde etmelerini  Allahtan niyaz eder, başarılar dilerim.