YALAN DEĞİL GEÇİCİ
Öteden beri “Yalan Dünya” kavramı kullanıldığında, bu kavramdan, içinde bulunduğumuz dünya hayatı anlatılmış olur. Doğru bir algıyla mı söylenir, aklına gelen böyle bir ifade mi kullanır, duyumlardan gelen bir kavram intikali midir, mirasi bir düşünce midir tam da bilinmez. Bu kavramı duyan, içinde bulunduğumuz dünyadan bahsedildiğini anlar. “Yalan Dünya” kavramını kullananların istatistiki bilgisi çıkarılmış olsa, büyük bir çoğunluğunun; zorluk, yokluk ve yoksulluk çekenlerden oluştuğu görülür.
İmkana, makama, mekana, unvana sahip olanların; “Yalan Dünya” kavramıyla araları çok da iyi değildir. Dünyanın akışından ve sunduğu nimetlerden memnun olanlar için, yaşanılan dünyanın “Yalan Dünya” kavramıyla tanıtılması doğru bile değildir. Acı çekenler; karşılaştıkları olayların etkisini, ancak dünyanın geçiciliğine inanma duygusuyla tolere edebilmektedirler ki, bu nedenle de; “Yalan Dünya” kavramı onlar için ilaç etkisine sahiptir. Dünyanın yalan olduğuna inanmaları, karşılaştıkları acıların unutulmasında en büyük etken olmaktadır.
İçinde bulunduğumuz “Dünya”; yalan değil gerçektir, hayal değil hakikattir, gereksiz değil zorunludur. Peygamberimiz; dünyanın ahiret tarlası olduğunu bildirmiş ve ahiret hayatının dünyada belirleneceği bilgisini vermiştir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde, dünyayı; insanlar için yaşanılacak bir dönemin mekanı olarak tanıtmıştır. “Yalan Dünya” dedikleri arz alemi; insan için geçici bir dönem yaşanacak önemli bir mekandır. Peygamberimiz, bu dünyanın; yalan değil geçici olduğunu bildirmiştir. Bir yolcunun, yolculuğu esnasındaki kısa süreli dinlenmesi ne anlam ifade ediyorsa, dünyanın da insan için aynı zamansal anlama sahip olduğunu bildirmiştir.
Her şeyi yaratan Allah’tır. Allah c.c. hiçbir şeyi yalan yere yaratmamıştır. Her yaratılanın bir anlamı vardır. Yaratılanlar arasında en anlamlı olanı da, içinde yaşadığımız bu dünyadır. Dünya, ahiret hayatının şekillendiği ve hak edildiği yerdir. Geçicidir ama yalan değildir. Ahiretin kazanıldığı bir yer olan dünyaya kalıcı gibi değer atfetmek yanlıştır. Sahip olunan dünyalıkları esas görmek yanlıştır. Dünyayı vazgeçilmez olarak kabul etmek yanlıştır. Dünyaya yalan demek de yanlıştır.
Dünya mallarının süslü birer ziynet olduğunu Yüce Allah bildirmiştir. Ziynet olarak görülen bu nimetlerin Allaha ulaşmak, ahireti kazanmak, Cenneti hak etmek için kullanılması da ilahi bilgilerle haber verilmiştir. Dünyaya küsüp, yalancı olmakla suçlama yerine; dünyanın vazgeçilemez bir nimet olduğunu kabullenip, nimetleri üzerinden ahiretin kazanılmasına çalışmak lazım gelir. Zorluk, yokluk, acı, keder gibi insan fizyolojisini yoran ve rahatsız eden tüm unsurlar ilahi imtihan sorularıdır. Bunlar üzerinden dünyaya yalan demek yerine, bunları ahiretin sermayesine dönüştürmek bir nimettir.
Ebedi olan ahiret hayatının tarlası olarak tarif edilen geçici dünyanın tüm unsurları, karşılaşılan her bir olumlu veya olumsuz olay, acı ve sevinç ifade eden her bir durum; ahiret için sermayedir. Önemli ve asl olan bu unsurları ve imtihan sorularını cennet sermayesi ve ahiret beraatine dönüştürebilmektir. “Yalan Dünya” dedikleri; tam da esas dünya dediklerine sermaye oluşturacak, geçici olan ve bugünün ortalamasıyla, 65-70 yıllık bir ömür içinde yaşananların toplamını ifade eder.
Geçici olan dünyayı “Yalan” saymayıp, ahirete tahvil edenler kazanacak, ahireti hesaba katmayıp, bu dünyayı esas kabul edenler kaybedecektir. İlahi bilgi böyledir. Dünya; yalan değil, geçicidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.