YAZDIKLARIMIZLA İLGİLİ ARAYAN DOSTLARIMIZ
Dünyanın en zor mesleklerinden birisi gazetecilik mesleğidir. Her mesleğin tatil yapma hakkı vardır ancak gazetecinin böyle bir hakkı yoktur, velev ki gazetenin sahibi olun hiç fark etmez, hatta sahibi olmak daha da zordur, zira çalışanın haftada bir gün tatili olur, sizin öyle bir hakkınız da yoktur. Tabiri caizse mesainiz 12X24 dür, yani 12 ay 24 saat çalışmak zorundasınız. Bazen Pazar günleri yazlığa gidip bedenen çalışıp, kafanızı dinlemek istersiniz o da olmaz, zira bir arıza çıktığında anında müdahale etmez iseniz ertesi gün gazete okuyucusu ile buluşamaz.
Geçtiğimiz Cumartesi, Pazar yazlığa gidip, orada bahçede bir, iki iş yapıp, biraz kafamı dinleyeyim dedim matbaanın film banyo makinesi bozuldu tam üç gece uğraştırdı bizi. Sektör o kadar enteresan bir sektör ki Dünyadaki mesleklerin nerede ise tamamı bu işle ilgili. İmalat derseniz var, sanayi derseniz var, pazarlama derseniz o da var, kültür, magazin, sanat, edebiyat, spor dallarının tamamı hem de profesyonelce var, yetmedi reklamcılık, görsel sanatlar, köşe yazarlığı gibi en zor ve donanımlı işler de bu meslekte. Sizin anlayacağınız bu meslekte yok yok, her şey var tek şey yok o da para. Paranın dışında ne ararsanız bu meslekte bulursunuz. Peki neden bu mesleği seçtin derseniz nedenini bir çoğunuz biliyorsunuz, kurduğuma da pişman değilim. Dünyada her şeye sahip olabilirsiniz ancak hiç hak etmediğiniz bazı durumlarla karşılaştığınızda tek çözümü olayları toplumla paylaşıp, onlara doğruları anlatmaksa bunun da yapılabileceği tek meslek gazetecilik mesleğidir. İşte bu mesleği bunun için seçtik ve pişman değiliz, hamdolsun toplumuz üç yıl gibi kısa bir sürede neyin ne olduğunu gördü.
Bu günkü yazımızın konusuna gelince zaman, zaman yazdığımız yazılarla ilgili muhatapları tarafından aranırız, ya eleştiriliriz veya teşekkür alırız. Genellikle teşekkür edenler arar, eleştirmek için arayanların sayısı çok azdır. Medeni toplumlarda bu böyle değildir, gerek yazının muhatabı, gerekse toplumsal duyarlığı olan insanlar gazetecileri arayıp görüş bildirirler, eleştirirler veya takdir ederler, gelişmekte olan toplumlarda ise isim verilmeksizin mesaj yazılır. İnsanlarımız henüz bu olgunluğa erişememiş veya korkutulmuş, sanki adını verdiğinde başına bir hal gelecekmiş gibi bir kanaat var toplumumuzda, ama zamanla bunu da aşıp, daha cesur, daha medeni, daha açık bir toplun olacağımıza inancım sonsuzdur.
Geçtiğimiz hafta Büyükşehir Belediyesi"nde oylanan bir evrakla ilgili köşe yazısı yazmıştım. Dilerseniz bu yazının mahiyetini hatırlayalım; Tekkeköy ilçesinde kurulacak olan kömür depolama alanı veya alanları ile ilgili Tekkeköy Belediyesi"nin reddettiği evrakı Büyükşehir Belediye Meclisi ilgili komisyonlara havale etmiş, ilgili komisyonlarda önce evrak Tekkeköy"den geldiği gibi kabul edilmesi yönünde kabul görmüş ardından birileri devreye girerek meclisten Tekkeköy Belediyesi"nden gelenin aksi yönünde bir karar çıkmıştı. Bu konuda alt belediye başkanlarının Tekkeköy Belediye Başkanı"na destek vermesi gerektiğini yazmıştım. Yazı yayınlandığı gün İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş Bey arayarak konudan haberdar edilmediği için konuyla ilgili en ufak bir dahli bulunmadığını, hatta o gün meclise gitmemesinin tamamen bir tesadüf olduğunu belirtti. Daha sonra Hayati Tekin"de arayıp, Necattin Başkan"ın dediklerini onayladı. Demek ki bu olayda Necattin Başkan"ın bir günahı yoktu, ancak Atakum Belediye Başkanı Metin Burma"nın ve diğer meclis üyesi arkadaşların en ufak bir itirazları olmadığına göre arkadaşlarımız bu vebalin altında ezilmişlerdir.
Bu güne kadar Tekkeköy İlçesinde nazım imar planında veya 1/1000"lik planlarda kömür depolama alanı ibaresini içeren tek bir plan yoktur. Bu plan bu anlamda çok önemli, bir o kadar da toplumsal bir olaydır. Nedenine gelince eskiden azot, bakır fabrikaları, bilahare mobil santral, şimdi de kömür depolama alanları her ne hikmetse Tekkeköylüye armağan ediliyor!.... İşin ilginç yanı bu armağanın altındaki isim de Tekkeköylü Vezir Hazretleri. Vezir Hazretleri bizzat Cengiz İnşaatı arayıp, bu alanda kömür depolama alanları yapacağını söyleyip, ondan yardım istemiş. Her zaman yatırımcıya kızarız ama işin arka planının öyle olmadığını görünce Dünyamız yıkılır. Bir ilçenin kaderi ile bu kadar oynamanın ne anlamı var? Bir de bunu yapan o ilçede doğmuş ise buna ne demek gerektiğini siz değerli okurlarımızın takdirine sunuyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.