Bu şehirde yaşanmakta olan yanlışlarla verdiğim mücadeleden ötürü, hayli insanı karşıma aldım. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir çok insanla karşı, karşıya geldim, mücadele etim, mahkemelik oldum. Bu yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığım gibi, kaldığım yerden aynen devam etmeye kararlı olduğumu bir kez daha tekrar etmek isterim. Metin Burma  Başkanlık koltuğuna oturduğunda, bende  dürüst, ilkeli, hak ve adaletten yana olan bir kanaat uyandırmıştı. Aradan bir süre geçince ağır ağır yanlışlara başladığını görünce, bizzat kendisi ile görüşüp, konularla ilgili düşüncelerimi iletmiştim, işe alınan eş, dost, akrabalardan tutun da, sendikal faaliyetlerde yaptığı yanlışlara varıncaya kadar hepsini söylemiş ve düzeltmesi konusunda uyarmıştım. Metin Bey"i dinleyen hiç yanlış yapmayan bir adam olduğunu düşünür, doğrusu ben de öyle düşünmüştüm. Mediva Hastanesi ile ilgili Metin Burma"yı bizzat arayıp, hastanenin tamamına yakınının kaçak olduğunu, bu konunun üzerine gideceğimi, konuyla ilgili ne düşündüğünü sorduğumda, “Ne demek Adnan Bey yasal mevzuat neyi gerektiriyor ise onu yaparız, bizim bu konulara yaklaşımımız da bellidir, tavrımız da bellidir, sen haberi yap, biz gereğini yaparız” dedi. Ben zaten haber yapacaktım, ancak Metin Burma"nın duruşunu da görebilmek için kendisinin önünden geçmenin doğru olacağını düşündüm. Nihayet biz başladık haberleri yapmaya aradan on veya on beş gün geçince telefonum çaldı, karşıdaki ses Sayın Burma"nın sesi, Metin Bey buyurun deyince “Adnan Bey Mediva ile ilgili arkadaşlara bir araştırma yaptırdım, yasal olmayan bir durum yok, her şey ruhsatlı” deyince beynimden vurulmuşa döndüm. Çünkü hastanenin durumunu çok iyi bildiğimden, söylediklerinin tamamına yakınının hilafı hakikat olduğunu çok iyi biliyordum. Sadece ben değil, kendisi de söylediklerinin doğru olmadığını biliyordu. Nihayet biz olayın üzerine gidip, tüm dokümanları ile binanın kaçak olduğunu ispat edince, bu kez çıktı televizyona “burasının kaçak olduğu doğru, ancak kümes mi yıkıyoruz, burası bir sağlık kuruluşu insanlara hizmet ediyor, biz burayı yıkmayız” demesin mi? Bir insanın dün dediği ile bugün dediği ancak bu kadar tezat teşkil eder. Binaya 1985 ve 1987 yıllarında çıkarılan imar affı yasalarından istifade edilerek, ruhsat alınmış, imar yasası gereği imar affından ruhsat alınan binalara en ufak tadilat, ek, ilave yapılamaz. Ancak bu iki binaya hem ilave yapılmış, hem tadilat yapılmış, hem tevhit yapılmış. Böyle bir saçmalık Afrika"nın balta girmemiş ormanlarında bile yok. Nihayet olayı ben bizzat savcılığa intikal ettirince, bizim aslan sosyal demokratlarla Ak Partililer oluyor kardeş, binaya özel imar yapıp, hem kütle ilavesi yapıyorlar, hem emsalini arttırıyorlar. Bu yapılanlara rağmen hala daha binanın %30 unun kaçak olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim, şayet inanmıyorsanız Mimarlar Odası veya İnşaat Mühendisleri Odası gitsin tespit etsin, ben neyin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Bu yapılanlardan ötürü yaptığım şikayet İçişleri Bakanlığı"na ulaşıyor ve Sayın Bakan Metin Burma"nın soruşturmasına izin vermiyor. Ne kadar enteresan bir durum değil mi? Ülke genelinde iktidar partisi ile ana muhalefet partisi biri birlerini adeta topa tutarken, şehrimizde olmuşlar kardeş de bizim haberimiz yok. Bu olayların perde arkasını irdelerken, bir de ne göreyim eski Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Değerli imzasıyla bir yazı gelir, yazıda der ki "ortağı bulunduğum veya ortakları olan müvekkillerimin sahip oldukları Mediva Hastanesi ile ilgili yaptığınız haberler müessesemize zarar vermiştir" filan, falan, meğer bizim Adem Güney beyefendi hazretleri ile CHP li Hüseyin Değerli müşterek menfaatlerde birleşmiş, birisi AK Parti"nin iktidar gücünü kullanıyor, diğeri Belediye Başkanlığı yaptığı CHP nin gücünü kullanıp Metin Burma"yı hallediyor, diğer yandan gariban el arabacı iki kilo balık sattığı için el arabası elinden alınıp, kırılıyor. İşte bizim aslan sosyal demokratların ve Ademciğimin ortak icraatları. Şimdi bir de Hüseyin Değerli CHP"ye İl Başkanı olursa işte o zaman yeme de yanında yat. Hizmet mi istiyorsunuz işte size hizmet iktidar ve muhalefet el ele, gönül gönüle birlikte hizmete devam edecekler. Demokrasinin güzelliği de, paraları cebe indirmenin mutluluğu da burada. Umarım Sayın değerli CHP"ye İl Başkanı olur da, Ademciğim hizmetlerine hizmet, sağlık kuruluşlarına ek işletmeler yapar. Bu arada Samsunlular ne yapar onu da önümüzdeki sandık gösterecek. Bakalım  dürüstlük mü kazanacak, yoksa cebi doldurmak mı kazanacak, biz de bu süreçte bir karar verip, bu güne kadar yaptıklarımızı gözden geçireceğiz. Acaba bizim inandığımız doğrular mı yanlış, yoksa işleri yanlış olan insanların yaptıkları mı yanlış. Bunu önümüzdeki süreç ve toplumun tavrı belirleyecek. Bizim için önemli olan haktan yana olmaktır, dünya bir araya gelse bu konuda taviz vermemiz söz konusu olamaz, toplumumuzun da farklı düşünmediği kanaatindeyim. Dilerseniz bugünlük konuyu bitirelim, ama bu konu çok su kaldırır. Kalın sağlıcakla