Ülkemizde son yıllarda çok önemli gelişmeler oldu. Devletin gücünü kullanarak kendi menfaatlerini ön plana çıkaran sistem yerine, milletin menfaatine hizmet eden bir devlet yapısı inşa edildi. 
      Her ne kadar demokratik sistemle yönetilen bir ülke idiysek bile, demokratik teamüller çok işletilemiyordu. "Biz devletin sahibiyiz" diyen ve vesayetçi olarak tarif edilen bir takım insanlar, toplumun büyük çoğunluğuna hükmediyor ve onların taleplerini dikkate almıyordu. 
      Bu devletçi  vesayet yapısının değişip, milletin devleti idare ettiği bir uygulama gerçekleştirmesi lazımdı. Bugün büyük ölçüde buna geçilmiştir. Artık ! Millet iradesi yönetimi belirlemekte, yöneticiler de milletin taleplerini dikkate almaktadırlar. 
     Bu gelişmelerin yanında, biraz daha demokratik anlayış geliştirilmelidir. Kişi başına düşen milli gelir artırılmalıdır. Eğitim sorunları çözülmelidir. Özgürlükler daha da geliştirilmeli, din ve vicdan özgürlüğü olması gerektiği yere  çıkarılmalıdır.
      Yoksulluk artık ortadan kalkmalıdır. Birey hakkı ön plana çıkarılmalıdır. Bürokrasi azaltılmalıdır. Devlet, milletin hizmetkârı olmalıdır. 
      Yeni dünya düzeninin kurulmasına örnek olacak bir yönetim şekli belirlenmelidir. Tarihi kodları, inanç değerleri dikkate alınarak eğitim sistemi revize edilmelidir. İslâm alemine öncülük ederek, 2 milyar müslümanın birlikte hareket etmesini sağlayacak kurumsal bir sistem geliştirilmelidir. 
      Ülkemizin dünyada sözü dinlenen bir yere sahip olmasını sağlamak için gereken bütün çalışmalar yapılmalıdır. 
       Bunlar yapılırken, demokratik düzen ve Cumhuriyet rejimi işletilmelidir. Demokrasi ile Cumhuriyet ile herkes barışık hâle gelmelidir. 
      İnsanlar; kendi kişisel eksikliklerini, ego şişmelerini, başarısızlıklarını hamaset duyguları üzerinden sisteme mâl etme çabasında olmamalıdır. Hiç kimse de, kendini en demokrat é cumhuriyetin hamisi görmemelidir.
      Milletin, özgür irade beyanları olan seçimle işbaşına gelecek yönetime itibar ve itaat edilmelidir. Yönetim de kendisini seçen iradenin isteklerini dikkate alarak, toplumsal talepleri karşılamalı, tüm vatandaşların huzur ve mutluluğunu dikkate alarak adım atmalıdır. 
       Milletimiz, konu; vatan, millet, din, îmân, milli ve dini değerler olunca tek yumruk olmasını her zaman bilmiştir. 15 Temmuz ihanet girişimine karşı toplu direniş bunun en canlı ve taze örneklerindendir. 
      Yeni yılda dünyanın şeklinin değişim göstereceğini düşünüyoruz. Son yıllarda, özellikle ortadoğu ve İslam ülkeleri ile arap milletler ve ülkemiz üzerinde gerçekleştirilmeye çalışılan olaylara bakıldığında, dünya egemenlerinin kendi gelecekleri için sözkonusu bu toplumlar ve ülkeleri kendi gelecek hesaplarına göre şekillendirme gayretleri devam edecektir. 
       Ancak,  ülkemizin öncülüğünde,  kurban edilmeye çalışılan bu ülkelerin bir araya gelme çabaları, dünya egemenlerinin hesaplarını bozacaktır. Belki bedeller ödenecek ama emperyalist güçlerin istediği de olmayacaktır. 
      İslam alemini ve Türki Cumhuriyetleri arkasına alarak yürüyecek bir Türkiye, Afrika'nın bakir coğrafyasına tarihi güveni referans göstererek el atabilirse, gelecek yüzyılın süper gücü bu blok olacak, bu işin ilk adımları da 2018 de atılacaktır. 
      2018 ciddi bir kırılma yılı olacaktır. Duruşlar netleşecek, yeni bloklar şekillenecek, dünya süper güçlerine yenileri ilave olacak, dünyanın beş'ten büyük olduğu kabul edilecek, ülkemiz de bu işin tam da göbeğinde yer alacaktır. 
      Tarihi tecrübeler, ilahiyat kültürünün kaynağı olan değerler üzerinden yapılacak bir analiz; ifade ettiğimiz hususların hayâl olmadığını gösterecektir. 
      Ülkemiz insanı birliğini korur, oyuna gelmez, birbirini ezmez,kısır çekişmelere girmez, liderine sahip çıkarsa; 2018 bize çok güzel bir gelecek inşasının temellerinin atıldığı yıl olacaktır. Bunlar için, herkes fedakârlık yapacak, ortaya çıkacak bedel ödemesinden kendisine düşeni de yerine getirecektir.