YİNE DE ÜZÜLDÜM
Çalma kapıyı, çalarlar kapını diye bir Atasözü var, insan ne yaparsa mutlaka karşılığını görür, yüce kitabımızda zerre kadar hayır ve şer işleyenlerin ahirette karşılığını göreceklerini beyan ediyor. Başkalarının bitişi veya ekonomik sıkıntıya düşmeleri üzerine politikalar üretenler her zaman kaybetmişlerdir. Hayatımın hiç bir döneminde düşmanımın dahi gördüğünden geriye kalmasını istememişimdir. Siyasette de başkalarının ayağını kaydırarak bir yerlere gelmeye çalışanlara hep düşman olmuşumdur.
Gazeteyi ilk kurduğumda baskısını Halk Gazetesi'nde yapmakta idim, ancak her ne hikmetse kendileri ile yaptığımız sözleşmede anlaştığımız fiyat her ay artarak devam ediyordu, nihayet kendi matbaamızı alınca biraz olsun rahatlamış olduk. Matbaacılık mesleği gazetecilik mesleğinden çok farklı bir meslek olup her şeyi başlı başına bir sorundur. Gecenin bir yarısında bakmışsınız ki matbaada arıza var, baskı yapamıyorsunuz, şayet arıza küçük çaplı ise personeliniz yapabiliyor ama arıza büyük bir arıza ise yapacak tek şey başka matbaaya müracaat etmektir. Şehrimizde ofset baskı yapabilen dört tane matbaa var, birisi Haber Gazetesi'nde, birisi Halk Gazetesi'nde, bir başkası Arena'da ve sonuncusu da bizde mevcut.
Gazetecilik mesleğinde işi bilen herkes rakibine karşı mücadele etse de bu tür sıkıntılarda mutlaka yanında olur ve destek verir. Gazeteyi ilk kurduğumuz zaman işi henüz öğrenmemiş olmamıza rağmen birilerinin ayarlaması sonucu işi bırakan 14 kişinin işi bırakması sonucu ortada dazlak gibi kaldığımızda gazetemiz Halk Gazetesi'nde basılmakta idi, o gün akşama kadar yanımdan ayrılmaksızın benimle oturan Yusuf Yılmaz'ın iyi niyetli olarak geldiğini sanmıştım, meğer adama Vezir Hazretleri görev vermiş Adnan'ın gazetesine bir Allah'ın kulu yardım etmesin, hatta yanından ayrılma, bulduğu kişilere de engel ol demiş. Adam yanımda oturuyor, kendisinden yardım istiyorum, adam bırakın yardımcı olmayı, tam aksine almak istediklerime engel oluyor. Bir yandan da etekli pos bıyığın bana yardım etmek isteyenlere baskı yapıp, engel olduğunu daha sonra oradan çıkıp yanımda çalışan personelden öğreniyorum.
Tüm bu olup, bitenlere rağmen matbaa personelleri kendi aralarında anlaşıp biri birlerine destek oluyorlardı, birisinde bir arıza olunca diğeri devreye giriyordu. Halk Gazetesi matbaasını taşıdığında bir hafta süre ile bizim matbaada basıldı, Arena arıza yaptığında biz devreye girdik. Ne zaman ki Arena tam anlamıyla Vezir ve kayıkçıbaşının kontrolüne girdi o fasıl bitti. Halk Gazetesi ile aramızda en ufak bir sorun olmamasına rağmen, hatta zaman zaman tüm malzeme ihtiyaçlarına destek olmamıza rağmen bir fitnecibaşı araya girip aramızı açtı, adamlar bizimle anında arayı açtılar. Halbuki o fitnecibaşının hayatı boyunca hep bu tür işlerle uğraştığını onlar benden çok daha iyi biliyorlardı, ama maalesef bu numarayı yediler. Zaten ekonomik olarak hayli sıkıntıda olan bu arkadaşlarımız yeni bir şirket kurup gazeteye de ufak bir isim ilavesi yaparak zor şartlar altında bayiye ulaşıyorlardı, dün akşam arızalanan makinelerini tamir edemeyince dün Halk Gazetesi çıkarılamadı, keşke böyle olmasaydı, sevinmedim, üzüldüm, zira bir fitnecibaşının verdiği zararı görüyor musunuz, adamın tuzu kuru kaybedecek hiç bir şeyi yok, muhtarda kaydı yok evine icra gitsin, mekanı yok, adresi yok, devlet dahi alacaklarını tahsil edemiyor. İnsan böyle bir adamın aklına uyup dostlarını kaybeder mi? Kaybederse akıbeti böyle olur.
Eskiden Yusuf Yılmaz için çok daha fazla üzülüyordum, zira insan olarak iyi bir insan ancak bu kadar başkalarının aklı ile hareket etmesine bir anlam verebilmiş değilim, yazık günah değil mi, şehrin en eski gazetesi dün baskı yapamadı ve okuyucusuna kavuşamadı, peki orada haber yapan, sayfa yapan, çalışan personelin günahı ne? Hiç bir zaman bu tür olaylardan mutlu olmam bilakis üzülürüm, çünkü bugün onun başına gelenin yarın benim başıma gelmeyeceğini nereden bilebilirim, o zaman bir akılsızın lafı ile bunca sıkıntıyı çekmeye değer mi? Her zaman söylediğim bir sözü tekrarlayarak yazıma son vermek istiyorum, aklını kiraya verenlerin sonu hüsrandır. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.