YİNE Mİ BAŞÖRTÜSÜ?
Dünyada herşey değişiyor, gelişiyor ama bazı insanlar hala aynı yerde adımlarını sayıyor.Düşünce dünyaları örümcek ağlarıyla kaplı, beyinleri kör, kalpleri sağır, vicdanları ölü yaşıyorlar.Modernliği giyim kuşamla,dine karşı olmayla ve kendi gibilerin dışındaki insanlara tahammülsüzlükle sınırlayan zihniyete acıyorum.
Günlerdir bir başörtüsü meselesidir gidiyor."Biz oraları geçtik siz hala orada mısınız ?",diyesi geliyor insanın.Yıllar öncesinde yaşananlar unutulmadı.Bazılarımızın eğitim ve çalışma hayatlarına vurulan darbe, kayıp yıllar yetmemiş bir kesime.Başaramamış olmak zorlarına gidiyor sanırım.Adalet, özgürlük, eşitlik, demokrasi bir tek bunlara işlesin istiyorlar.
Bir hakimin başörtülü olduğu için verdiği kararı tanımamak ne aciz bir durum.Adalet insanın dış görünüşünde, kılık kıyafetinde aranmaz.Bu başörtülü hakimler,avukatlar diğerleriyle aynı fakültede okumuyor mu, aynı dersleri, yasaları öğrenmiyorlar mı?Hem insanın yanlı ve yanlış karar vermesi yanlız başı örtülü olana mı mahsus? Başörtülü hakimleri zan altında bırakmak itibarsızlaştırmaya çalışmak büyük bir haksızlıktır.Bununla birlikte başörtülü avukatın savunmasına, aynı durumdaki doktorun teşhisine, tedavisine, öğretmenin verdiği eğitime v.s.yapılan haksızlıktır.Başortülü hakim,polis,v.s olamamış.Onlara göre tarlada çiftçi evde hizmetçi olmalılar.
Yirmi sekiz Şubat mağdurlarından biri olarak bizim elimizden alınan eğitim hakkı, çalışma hakkı ve yıllarca yaşanan maddi ve manevi kaybın hesabı nasıl verebilirler.?Bu nasıl bir adalet, eşitlik anlayışı?Yıllarca bu vatana evladını şehit veren anaların,askerdeki evladını görmesi engellendi başıörtülü diye.Bizim yetiştirdiğimiz evlatlar vatanı korurken sorun yok,bizler vatana hizmet vermeye kalkınca sorun var.Bu nasıl bir çelişki?Hem bu ülkenin vatandaşı olmamız hemde bir kadın olmamız itibariyle çiğnemiş haklarımız ne olacak?
Evet anlıyorum tahammül edemedikleri bizler ülkede her kademede varız artık. Okullarda,mahkemelerde,hastanelerde, şirketlerde, televizyonda hatta mecliste.Zamanında milletin seçtiği bir milletvekili bayanı sırf başı örtülü diye meclisten atanlar, şimdi kaç tanesiyle yüzyüze bakıyor.Merve Kavakçı çok iyi eğitim almış,zeki,modern,vizyonu olan bir bayandı ama başı örtülüydü.Ve bu özelliği diğer özelliklerini, vasıflarını görünmez kıldı.Ona yapılan bu haksızlığı, aşağılamayı, eşitsiz muameleyi haketmedi.Ama onun cesareti sonrakilere bir kapı açtı.
Başörtüsünü tehlike görenlerin,pkk'ya destek verenleri tehlike görmemeleri,onlara ses çıkaramamaları çok ilginç doğrusu.Ne yaptık biz? Ağaçları bahane edenler gibi devlete zarar verip kapı pencere mi indirdik, araç mı yaktık, kaldırımları mı söktük.
Başörtüsünü inkâr etmek Nur suresi 31.ayetini,Ahzap suresi 59.ayetini inkâr etmek olur.Bizim Rabbimize itaatimizdir, inancımızın gereğidir başörtümüz.Bu bizim insanlara karşı hoşgörümüze,adaletimize, vicdanımıza,insani sorumluluklarımıza bir engel değildir.Tam tersi aldığımız kararların, yapıp ettiklerimizin hesabını vereceğimizi biliriz.Bunlar sadece başörtülülere has bir durum da değildir ayrıca.İnsan olmanın gereğidir.
Soruyorum şimdi,bunlar bizlere yapılan sözlü ve psikolojik şiddet değil midir? Kadın hakları ve eşitlik her kadının hakkı değil midir? İnandığı gibi yaşamak ve giyinmek neden sadece bizde sorun oluyor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.