ZAMAN
Bir umuttur, bir muammadır zaman ilerledikçe gerileyen, hep yeniden başlayan…
Koşup yakalayamadığımız, durduğumuzda tutamadığımız, elimizden kayıp giden. “Etmezseniz saatlerinizi ayar, sizin hayatınız kayar” diyor Ahmet Hamdi Tanpınar. Ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönem. Dün, bugün ve yarından ibaret. Dünü anılarda, yaşanmış ve bitmişlerde bırakan, bugün acısıyla – tatlısıyla tecrübe ederken, yarının ne getireceğini bizlere ne hazırladığı belli olmayan varlığı bile meçhul anlar.
Son baharda dökülen yapraklar gibi soldurduğumuz ve tekrardan her günün başında yenisi yeşerttiğimiz yıllar. Başımızı yastığa koyup düşündüğümüzde yolun yarısına neler sığdırdığımız ve daha da sığdıracak ne kadar boş yer bırakmışız. Bazen düşünsek, bazen karar vermek, unutmak ya da öfkelendiğimizde sakinleşmek için en güzel çaredir zaman. Hayatımızda yolunda gitmeyen şeyleri, müdahale ettiğimizde büyüyecek olayları zamana bırakmak en güzel yoldur. Su akar yolunu bulur derler ya olaylara set vurmadan akışına bırakmak gerek bazen. Ama hep avucumuzun içinde tutarak.
Zaman kimse arasında ayrımcılık yapmaz. Herkes aynı saat ve dakikaya sahip bu hayatta. O saat ve dakikalara adını yazdırıp geleceğe damga vurmak da bizim elimizi de, etkisiz eleman gibi o saat ve dakikalar da kaybolmak da. Canlı ve cansız bütün varlıklar zamanın öğütücülüğü karşısında azalır. Bu dünya içerisinde var olmak istiyorsanız ve hayatı seviyorsanız zamanınızı boş geçirmeyin. Çünkü zaman hayatın ta kendisidir. Mutluluk için doldurulmuş, başarılı hayatlara bağlıdır.
“Zaman büyük daire ilk ve son nokta nerde. Bazen geride sanılan birkaç tur ileride.”
N. Fazıl Kısakürek
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.