Zengin olmak için hain olmak gerekmez. Aksine hainlik zenginliğe engeldir. Zenginlik ilahi lütfutur. Çalışmak ilahi emirdir. Zengin olmak için çalışmak gerekir ama her çalışan da zengin olamaz. İlahi ihsan gereği çalışmadan da zengin olanlar vardır. Zenginlik tamamen ilahi lütfun yansımasıyla gerçekleşir. 
       Başkasının hesabını yaparak ve üzerine basarak elde edilecek varlık zenginlik değil, bir çeşit zulüm ve hainliktir. Göz yaşı üzerine mutluluk bina etmeye çalışmak temelsiz ve direksiz bina yapmak gibidir. Küçücük bir rüzgâr bile onu alt üst etmeye yetecektir. 
     Göz yaşında zulüm vardır. Zulmün olduğu yerde ihanet söz konusudur. Zulüm, ihanet ve göz yaşı ile elde edilen her varlık ya tamamen haramdır ya da büyük ölçüde haram karışımıyla oluşmuştur. Haram da köpük gibidir. Peygamberimiz haramı köpük kavramıyla izah etmiştir. 
      Atalarımız,  "zulümle abâd olunmaz" demişlerdir. Tecrübenin sonucu, hayatın içinden süzülerek söylenmiş bu ata sözü; bir hakikatin izahıdır. Haram yol ve yöntemlerle elde edilen her şey mutlaka bir gün elden gidecektir. Ancak, gelirken sevindirdiklerini giderken üzecektir. 
      Toplum içinde birden bire, haksız kazançlarla zengin olanların bir zaman sonra nasıl perişan olduklarını anlatacak bir çok olumsuz örnek söz konusudur. Ya da dışardan haklı kazanç yöntemi gibi görülerek bir takım ihanet ve zulümlerle elde edilmiş mal-mülkün kişiyi nasıl kemirdiği ile ilgili de bir çok örmek mevcuttur. 
     Zulmün, ihanetin, haramın her çeşidi İslâma göre yasaktır. Yasak olan her şeyde de bir hikmet vardır. Bireysel hikmetleri olduğu gibi toplumsal ve sosyal faydaları da mutlaktır. Faydasiz olan her şel de ya nötürdür ya da zararlıdır. İnsana ve nsanlığa zararı olan her şey haramdır. Bir şeyin nötür olması da alkışlanacak ve  takdir gerecek bir sonuç değildir. 
     İnsan fıtratında mal sahibi olmak vardır. Bunu her insan ister. Sahip olmak istediklerini elde ederken takip edilecek yöntemi inanç sistemi belirler. İmani zaafiyeti olanların kazanç elde etmek için her yolu mübah gördükleri tecrübi bir hakikattir. Kişiyi dizginleyip, kanaat sahibi yapacak olan imani gücüdür. 
     Peygamberimiz;  "Adem oğlunun bir vadi altını olsa bir vadi daha ister, iki vadi dolusu olsa üç vadi dolusu olmasını ister, onun gözünü kara toprak doyurur" buyurmuştur.  Bir başka hadis-i şerif'de de,  "Yaş ilerledekçe âdem oğlunun dünya emellerinin artacağını ve dünyalıkları  daha çok seveceğini" haber vermiştir. 
     Meşru yollarla zengin olmak elbette istenen, beklenen ve arzu edelen bir yöntemdir. Müslümanların bir kısmı zengin olmaldır ki zenginliğin ve fakirliğin nimet olduğu anlaşılsın. Bir toplumda herkesin zengin olma ihtimali yoktur. Toplumun hayat standartının yüksek olması herkesin zengin olduğu anlamına gelmez. Mutlaka biri diğerinden daha varlıklı veya daha az varlıklıdır.
    Çalışmayı emreden dinimiz, zengin olmayı da hedef göstermiştir. Ama aynı din, zengin olmanın ilahi bir ihsan olduğunu da bildirmiştir. Zenginliğin de fakirliğin de ahiret hayatının belirlenmesi için bir dünya imtihanı olduğu Kur'ani hakikattir. Hiçbir müslüman zengin olmak için ihanet ve zulüm yapamaz. Eğer hainlik ve zulümle elde edilmiş mal-mülk varsa mutlaka bunun kahr'a dönüşeceği hesaba katılmalıdır. 
     Başkasının göz yaşına neden olarak elde edilmiş her mal-mülk, elinde bulunduranın göz yaşı dökmesine de neden olacaktır. "Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste, zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah'ı vardır" ata sözleri boşuna söylenmemiştir. Ata sözleri bedeller ödenerek elde edilmiş tecrübelerin ürünüdür. 
      Zengin olmak için çalışmak gerekir ama asla hain ve zalim olmak gerekmez. Zenginlik de fakirlik de ilahi ihsandır. Meşru olmayan yöntemlerle zengin olmak, rezilliğin habercisidir. Bunlar rezil ve zelil olmaya adaydır.